Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bireysel çıkar yerine toplumsal menfaati gözetmek gerektiğine vurgu yaptı.
Eroğlu, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Bireysel çıkar yerine toplumsal menfaati gözetmenin tam zamanı olduğunun bilinci içinde olmalıyız” dedi.
Mesajına “Bayramlar birlik ve beraberliğimizin simgesi olan, toplumumuzu kaynaştıran, hoşgörü ve kardeşliğimizi artıran günleridir” diyerek başlayan Eroğlu, şöyle devam etti:
“Bu güzel günleri fırsat bilerek yaşamımızda sevginin, saygının, kardeşliğin, hoşgörünün, etkin olması için hep birlikte çaba göstermeliyiz. Akraba ve komşularımızın yanı sıra kimsesizlerimizi de ziyaret ederek, Kurban Bayramı’nın ruhuna uygun davranmalıyız. Zor ekonomik ve siyasi mücadelelerden geçtiğimiz bu günlerde bayramın da katkısı ile birlik, beraberliğimizin kıymetini bilmeli, toplumsal çıkarlarımızı ön plana çıkarmayı mutlaka başarmalıyız. Yardım bekleyenlere, desteğe ihtiyaç duyanlara karşı duyarlı olmalıyız. Bireysel çıkar yerine toplumsal menfaati gözetmenin tam zamanı olduğunun bilinci içinde olmalıyız.”
“TOPLUMSAL SEFERBERLİK RUHU İÇİNDE ÜZERİMİZE DÜŞENLERİ YAPMALIYIZ”
Devletin ekonomik güçlenmeye, bu güçlenme için gereken kararları almaya, reformlar yapmaya önem vermesi gerektiği dile getiren Eroğlu, “daha fazla gecikmeden toplumsal seferberlik ruhu içinde üzerimize düşenleri yapmalıyız” dedi.
KIBRIS KONUSU…
Kıbrıs konusunda eylül ayında beklenen hareketlenmeye de işaret eden Eroğlu, Türk tarafını, yaşanacaklar konusunda duyarlı olmaya çağırdı. “Kıbrıs’taki iki halk arasında bir anlaşma sağlanamıyorsa iki devletli çözüm gibi başka olasılıkların da artık masaya konulması gerektiğini” ifade etti.
Eroğlu mesajında şunları kaydetti:
“Belli ki, önümüzde, gerek Kıbrıs konusu gerekse ekonomik gelişmeler bakımından kritik günler vardır. Kıbrıs konusunda eylül ayından sonra bir hareketlenme yaşanacak ve birileri Rum tutumu yüzünden çöken görüşme sürecini kalınan yerden Guterres Belgesi çerçevesinde devam ettirmek isteyecektir. Türk tarafı yaşanacaklar konusunda duyarlı olmalı, milli menfaatlerimiz, Kıbrıs Türk Halkı’nın güvenliği, özgürlüğü, egemenliği hangi süslü vaatle karşılaşılırsa karşılaşılsın asla riske atılmamalıdır. Egemen eşitliğimizden, Türkiye’nin tek yanlı müdahale ve Kıbrıs’ta asker bulundurma hakkını da içeren garanti sisteminden, iki kesimlilikten, 44 yıldır yaşananlardan yola çıkılarak hazırlanacak mülkiyet düzeninden, varılacak anlaşmanın Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olmasından taviz verilmemelidir. 
Kıbrıs’taki iki halk arasında bir anlaşma sağlanamıyorsa iki devletli çözüm gibi başka olasılıklar da artık masaya konulmalıdır. Rum uzlaşmazlığı ortadayken kimsenin Kıbrıs Türk Halkı’nı daha fazla mağdur etme hakkı yoktur. 
Bu duygu ve düşüncelerle Kurban Bayramı’nın tüm insanlığa, İslam âlemine, ülkemize ve Anavatan Türkiye’ye sağlık, huzur ve refah getirmesini diliyor, herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.”