BİR NEFESLE CAN VERDİLER..
Ayşegül Garabli
29 Mayıs 2015 Cuma 09:18
Umutla Merhaba, ve Umuda Merhaba, Ne güzel şey, yeniden heyecan duyabilmek; Umutlanmak ve umutla yeniden yazabilmek. Tam da, “hiçbir şey değişmez” diyerek; hayatın, rutinleştiği bir anda, esen ufacık bir umut rüzgarına kapılabilmek. Ne güzel şey, inanmak ve küçücük bir umut esintisini, kasırgaya dönüştürebilmek. He de “umut öldü” dendiği bir anda. Oysa, alınan her nefes umudun, umut da, alınan her nefesin yaşam kaynağı. “ Umut öldü” demek bile, içte can çekişen umudun, imdat çağrısı. Ancak ne var ki; umut, beslenmek ister, inanç ister, emek ister. İnançsızlığa kapılıp, beslemeyi bıraktığınız anda, hayat, içinden çıkılmaz bir hal alır. Başarısızlıklar ve mutsuzluklar, bir birini kovalar. Umut, öldü sanılır. Oysa, umut, hep hazır vaziyette, kendisine can verecek nefesi bekler. Tıpkı, son Cumhur başkanlığı seçimi sürecinde olduğu gibi. Toplumun, “hiçbir şey değişmez” dediği ve umudunu yitirdiği bir anda, birkaç yürekli ve inançlı gençten oluşan ufacık bir grup, umut ışığını yaktı. İnandılar. Nefeslerinin yettiğince, barışa, çözüme ve demokrasiye olan özlemlerini, inançla haykırdılar. Umut rüzgarını estirmek için, çok büyük emek verdiler. Umut rüzgarının değdiği her bir bireyi, aralarına katarak, esintiyi, kasırgaya dönüştürdüler. Başarının ham maddesinin, inanmak ve emek vermek olduğunu kanıtladılar. Bu da bana yıllar önce katıldığım bir konferansta beynime kazınan ve hayatıma anlam katan iki cümleyi hatırlattı. Öğretmenlere yönelik düzenlenen bu konferansın amacı, çocukları, başarıya götürecek yöntemleri, göstermekti.. Yaklaşık üç saat kadar süren bu konferansta, başarıya ulaşmanın yöntemleri ile ilgili bir birinden karmaşık uzun, uzun cümleler kuruldu ve bir çok teknik bilgi verildi. İtiraf edeyim, belki bu bilgilerin bazılarını kullandım ama bazılarını, hatırlamıyorum bile. Ancak her yaşında ayrı bir tecrübenin saklı olduğu, yüzündeki çizgilerden belli olan hocanın bitiş konuşmasında söylediği ve aslında tüm konferansı özetleyen, o iki sihirli cümle beynime kazındı. “ Hangi konuda olursa olsun; başaranın iki şartı var; 1) inanarak isteyeceksin. 2) sırtın terleyecek” Hocanın söylediği bu cümle, hayatın özeti aslında. Ne kadar karmaşık hale getirirsek getirelim, iyi yaşamanın sırrı, basit bir denklemde gizli. İnanarak istemek + emek = iyi bir yaşam (başarı, mutluluk, huzur, v.s…v.s) Ayşegül Garabli
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.