25 Kasım 2024
  • Lefkoşa8°C
  • Mağusa10°C
  • Girne12°C
  • Güzelyurt5°C
  • İskele10°C
  • İstanbul2°C
  • Ankara-1°C

BİR KURULTAYIN ARDINDAN

Arif Alasya

17 Haziran 2015 Çarşamba 09:04

Yıllarca ülkeyi yönetenler şimdi halktan ve partilerinden görev beklerken. Birçok konuda olan olumsuzlukları halkın bilgisine getirerek Hükümet yönetimindeki olumsuzlukları ve aksaklıkları sıralayıp dururlar.Sanırsınız ki yeni politikaya girmiş genç,bilgili ve deneyimli bir kişiliktir. Bunları dinlerken veya yazdıklarını okurken birsürü tesbitle karşılaşırsınız fakat çözümü konusunda hiçbirşeye rastlayamassınız. Yegane çözüm şekli birlikte olmak. Peki varsayalım ki birlikte oldunuz bundan önceki icraatlarınızda neler yaptınız ki şimdi bu durumdayız ve sizde şikayetçisiniz? Manifesto olarak sunulan metini defalarca okudum.O manifestoda şikayetçi olduğu hususların nerdeyse tümünün sorumluluğu kendisinde.Şimdi da kendisinin yaptığı ve şimdi şikayetci olduğu konuları nasıl düzeltecek onları hiç gündeme getirmiyor. Bir de benim bildiğim bir siyasetci hele çekirdekten yetişen bir siyasetçi siyasette olmak adına bir hedefi olur. Kimisinin hedefi Cumhurbaşkanlığı,kimisinin Başbakanlık,kimisinin Parti başkanlığı,kimisinin bakanlık ve bu hedefleri çok sayıda yazabiliriz. Hedeflerin en tepe noktası Cumhurbaşkanlığıdır. Nitekim bu mertebeye gelmiş birisine yasalarımız ayrıcalık tanımaktadır. Görevi bıraktığı zaman ona çalışma ofisi,belli sayıda personel ve koruma verirler. Amaç onun Cumhurbaşkanlığı  döneminde elde ettiği tecrübelerinden faydalanılacak bir düzenleme yapmak. Mesela Amerika Cumhurbaşkanları  görev sürelerinden sonra ülke ülke gezerek ücret karşılığı konferans verirler. Fakat kesinlikle yeniden siyasete dönmezler. Şimdi böylesi bir mertebeye erişmiş bir şahsiyetin tekrar bu noktadan geriye dönmesi ve bir partide üye olarak Parti Başkanı olmak istemesini nasıl ve hangi hedef ve vizyon olarak açıklarsınız. Üstelik bu noktaya gelinirken aday olduğunuz partinizin hata olarak gördüğünüz ve düzelteceğim diye manifesto yaptığınız tüm maddeleri eğer siz yapmışsanız  partinizi bir tarafa bıraktım ,o sizinle partiniz arasında bir konu ama bunları halka ve seçmene nasıl açıklarsınız. Örneğin BG konseptinin kaldırılması. Bu konsepti siz yaratmadınız mı? Burada konunun temeli manifesto olmadığı vede davranış olduğu için manifesto maddelerine girmeyeceğim. TC Kıbrıs’ta önemli bir aktördür,statükoyu koruyan ve ekonomiyi ayakta tutan Türkiyedir diyen. Yanlış kurulan sistem nedeniyle durum budur savunmasını yapan,fakat tepe nokta olan Cumhurbaşkanlığı görevine gelinceye kadar bunları düzeltmek yerine korumaya yönelik icraat yapan,tasarruf modeli olarak sendikalaşmayı önleme konusunda çalışma yapan bir düşünceye sahip olan bir kişiliğiniz ve size ait politikanız var. Partinize verdiğiniz mesaj… Kırgınlıklar kalkacak,kardeş kavgası olmayacak,demokratik bir süreç yaşanacak.. Aynesi  iştir kişinin derler, bu güne kadar yapılan yanlışlar nedeniyle uygulayacağınız manifesto yukarıda özetlediğiniz kırgınlık,kardeş kavgası  ve demokratik süreçle mi başarılacak Eğer Cumhurbaşkanlığından geri gelip partide başarının sırrı bu kadar basitse geri dönmenize gerek yoktu. Bir ağır abi olarak partiye yön verebilirdiniz. Dönüp da başarılı olmak zorundasınız .Böylesi büyük bir risk aldınız.Tabi kurultaydan sonra hangi kadro ile bu başarının sağlanacağını da bekleyip göreceğiz. Hem seçilecek PM’yi hemde MYK’yı öncekilerle karşılaştırıp bu değişimi hangi kadroların yapacağını da izleyip değerlendireceğiz. Son bir not Göç yasasını kaldırınız vede yıllardır mecliste bekletilen Sayıştay raporlarının meclis genel kuruluna gelmesini sağlayınız. İşte size değişim için iki imkan..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.