BİR GÜZEL YASAMA DÖNEMİ DAHA!

Yeni yasama dönemi uzun bir tatil döneminden sonra yeniden başladı.

Temenniler dilekler havada uçuştu.

Meclisin bahçesinde vekiller çocuklar gibi şendi.

Sonra bir balon gibi her şey süzülerek kayboldu.

Realitede meşruiyetini yitirmiş bir meclisten söz ediyoruz.

Halkın desteğini kaybetmiş bir meclisten.

Ve bu mecliste halkın iradesini hiçe sayıp oturmaya devam eden yetenekli oyuncularından.

Her biri ayrı bir yetenek.

Yazıyorlar oynuyorlar.

Aklanması gerekeni aklıyorlar, birilerinin önünü açmak için de yasalar çıkartıyorlar.

Ara sıra güya atışıyorlar.

Üstüne bir de tartışıyorlar gibi yapıyorlar.

Akşam da meyhanelerde kadeh tokuşturup halkı nasıl aldattıklarına gülüyorlar.

Yine yeni bir yasama dönemi, ve yine yalanlarla dolu halka güven vermeyen bir meclis.

Sözde halkın iradesini yansıtan bir yapı.

Kimisi buna bir ayağı topal dedi.

Kimisi meclisi yıpratmayalım dedi.

Kimisi hukuk devletini yargı devletine dönüştürmeyelim dedi.

Yine güldük hep birlikte.

Sağolsunlar ağlanacak halimize güldürüyorlar bizleri.

Hukuk devletini yargı devletine dönüştürmeyelim dedi Başbakan Yardımcımız ve Maliye Bakanımız Serdar Denktaş.

Yargıya sitem etti.

Anayasa mahkemesine kırgınlığını dile getirdi.

Bizi dinlemeden kararlar üretiyorlar dedi.

Ve yargının verdiği kararları sorguladı.

Belli ki birilerini örnek almış bu konuda.

Yargı tanımayan, hukuk bilmeyen kendine göre hukuku dizayn etmeye kalkan birilerini.

Ayar çekmeye yeltenmiş Serdar Denktaş yargıya.

Siz ne biliyorsunuz da siyasi iradenin karar verdiği konulara müdahaleye kalkıyorsunuz demeye getirmiş işi!

Yani?

Yanisi şu, ihalesiz lüks makam arabalarını bu hükümet karar verir ve alır.

Hatta sadece Serdar Bey’in karar vermesi yeterli.

İstediği kanunu yasayı bu hükümet askıya alır ve istediği mevzuatı uygular.

İstediği kimselere kamu bankalarından yasalara ya da mevzuata uygun olsun olmasın istediği kredileri verir.

Deniz sahillerini istediği gibi istediği kişi ve/veyahut işletmelere verir, ya da uzun süreliğine kiralar.

İstediğine af çıkarır, dilediğini vatandaş yapar.

İhalesiz ve usüle uygun olmayan hatta Yüksek Yönetim Denetçisinin raporlarına rağmen miyonlarca dolarlık  hizmet alımları yaparlar, sonra da bu ortaya çıkınca bu işlerden sorumlu olan Bakanı hep birlikte mecliste otururlar ve aklarlar, söz konusu yasal olmayan icraatı da meşrulaştırırlar.

Yasa, kanun, nizam bunlara vız gelen kelimelerdir.

Ama o hukuk devletini de ağızlarından düşürmezler.

Meclisin kürsüsünden birbirlerine rüşvet verdiklerini ifşa ederler tomarla dolar sallarlar ama otururlar hep birlikte aklanırlar.

Meclis kürsüsünden oy satın aldıklarını ifşa ederler de, başta adli makamlar olmak üzere memlekette hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam edilir.

Kanıtlar bulunamaz.

Bunları itraf edenlere de dokunulamaz.

İşte böyle bir meclisi yeni yasama yılına açtılar yine.

Zem zem suyu ile yıkadılar arındırdılar.

Meclisten magazin gazeteleri için bol bol fotoğraf çektirdiler.

Yine birbirlerinin arkasını önünü temizleyip temizleyip yürüyecekler, biz iradeyiz diyerek.

Dahası var mı?

Yok.

İradeyi temsil ediyorlar.

Hem de en iyi şekilde, en güzel şartlarda.

Asgari ücretin 8 katı maaşlar alarak.

O halde yaşasın irade.

Memlekete hayırlı olsun yeni yasama yılı.