24 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa11°C
  • Girne13°C
  • Güzelyurt8°C
  • İskele11°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara0°C

BİR ANMA TÖRENİNİN ARDINDAN….

Arif Alasya

20 Temmuz 2016 Çarşamba 08:10

Yıllar önce bir muharip dernek olan Sönmezliler Ocağı İçişleri bakanlığına bir müracaat yaparak Rahmetli Bülent Ecevit’in kendi adı verilen Lisenin yanında olan heykelinde anma töreni düzenlemek istedi. Maalesef dönemin hükümeti Lefkoşa kaymakamı aracılığı ile onlara ret cevabı verdi.

Ancak bu istencinden vazgeçmeyen dernek bunu başardı ve şimdi 19 Temmuz’larda bu heykelin önünde küçük çaplı birtakım kurum ve derneklerinin davetli olduğu bir tören düzenlenir.
Bu yılki töreni Sönmezliler Ocağı ve Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği ortaklaşa düzenlediler. Bu yönde de bir davetiye çıkarttılar. Gazetede de yayınlanan bildiride ‘’Başta Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı  olmak üzere; siyasi ve askeri erkan, siyasi parti başkan ve temsilcileri ile sivil toplum örgütleri ve halkımız davetlidir’’denmektedir.
Sönmezliler Ocağı’nın bir üyesi olarak bu mütevazi törene ben de katıldım. Merhum Bülent Ecevit’in şanına yakışır bir tören değildi. Düzenleyen derneklerin dışında benzer derneklerin başkan veya temsilcileri vardı. Askeri erkan yoktu, Siyasi erkan da yoktu.(Tören bittikten sonra Ersin Tatar geldi ama büyük milliyetçi Zorlu Töre yoktu)Tören programına göre düzenleyici derneklerin temsilcileri ile gazeteci Akay Cemal kısa bir konuşma yapacaktı.
Törene Barış harekatı gaziler derneği başkanı ve törene çelengi ile katıldı. Ancak tören başlarken düzenleyicilerden konuşma talebinde bulundu.İlgililer programın kısa olduğunu ve konuşmacıların belli olduğunu söylediler.Maalesef başkan kimsemizin beklemediği şekilde getirdiği çelengi da heykelin önünden alarak kaçtı.Başkanın bu hareketi biz katılanlara karşı bir hareket olabilir fakat törenine katıldığı Bülent Ecevit’e karşı da bir o kadar  saygısızlık oldu.Tavır ya ben konuşurum ya da ne Ecevit’e nede size saygı duyarım anlamına gelmektedir.Bilmem bizler başkanın bu tavrını hiç mi hiç doğru bulmadık.Bu yazımı başkanın kendi üyelerine farklı anlatması olasılığına karşı yazıp gerçeği anlatma ihtiyacı duydum.
Bir diğer beni üzen olay var ki bunu birçok kez yazmak istedim ancak bu güne nasipmiş.
1960’lı yıllarda Kıbrıs Türk’ünün bir lider kadrosu vardı. Hatta yıllarca rahmetli Ahmet Becerekli’nin bestesinde hayat bulan şu cümlelerle anılırdı ‘’Doktor Küçük,Rauf Denktaş,Osman Örek anlaşmışlar gardaş gardaş’’halk arasında bu şarkıyı da bilmeyen yoktu.
Doktor Küçük’ün tanımıyla Osman Örek bu üçlünün ‘’Ayaklı Kütüphanesi’’idi. Belki halka hitapta bu üçlünün son sırasında yer alsa bile düşünen,araştıran ve üçlünün hareketine kurmaylık eden kişi dersem yanılmış olmam.
Ne gariptir ki aradan geçen yıllarda Osman Örek unutuldu veya unutturuldu. Şimdilerde meydanlarda Liderimiz Doktor Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş olarak söylemler yapılmakta ve hiç Osman Örek adı anılmamaktadır.
Osman Örek 1976’da kurulan UBP’nin başkanı olmuş ve ilk seçimde iktidara gelen UBP’nin Başbakanı olmuştur. Sonrasını belki da bu günlerde hatırlayan yoktur.Yıllarca toplumuna hizmet etmiş,1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Dış işleri bakanlığını yapmış,1976 yılında UBP parti başkanı ve Başbakan olmuş bu değerli lidere görevi sırasında Teşkilatın önde gelen isimlerinin da aralarında bulunduğu Çiftçile ve Üreticiler Traktörlerle bir eylem yapmışlardır.O günü bilen kişi olarak Güzelyurt’dan Lefkoşa’ya giden traktörlerin önünde rahmetli Hüseyin Kandulu ve Niyazi Komutan vardı.İşte bu eylemi iyi okuyan bu değerli insan o tarihte siyasete noktayı koydu.Yıllarca yanında olan insanların bir anda karşısına geçmesini  hazmedemedi galiba.Politkayı bıraktı köşesine çekildi. Ben bakkal Ahmet efendinin bu saygıdeğer oğluna hep hürmet duyacağım. Bana göre toplum Osman Örek’e vefasızlık yapmaktadır.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.