05 Ocak 2025
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa11°C
  • Girne13°C
  • Güzelyurt9°C
  • İskele11°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara5°C

BİLİM VE TEKNOLOJİ ALANINDA YEDİ DİLEK

Kulağa bilim kurgu gibi gelen bazı şeyler yakında gerçeğe dönüşecek: Teknolojik ilerlemeler ve yapay zekâ, çağımızın öncelikli sorunlarından bazılarını çözerken yeni etik soruları da gündeme getirecek.

Bilim ve teknoloji alanında yedi dilek

02 Ocak 2025 Perşembe 19:16

 Alzheimer için kan testleri, insanlara nakledilen domuz böbrekleri ya da son derece etkili HIV ilaçları... 2024, çeşitli bilimsel alanlarda bizi daha da ileriye götürecek sansasyonel keşiflere sahne oldu. Hatta bazı gelişmeler çağımızın en acil sorunlarını çözme potansiyeline sahip: Hastalık, açlık, enerji dönüşümü, dezenformasyon ve iklim değişikliği.

İşte bilim ve teknoloji dünyasının 2025 yılına dair yedi dileği:

Birinci dilek: İnsanlığın yararına kullanılacak yapay zekâ

Yapay zekâ (AI), 2025 yılına kadar günlük hayatımızda ve çalışma dünyamızda giderek daha fazla rol oynayacak: Müşteri hizmetlerindeki yapay zekâ destekli sohbet robotlarının çok ötesine, gerçek kişisel yapay zekâ asistanlarına ve otonom arabalara kadar uzanacak birçok gelişmeye tanık olacağız. Bu teknolojik devrimin getirdiği fırsatları ve riskleri daha yeni yeni fark etmeye başlıyoruz.

Yapay zekâ, giderek daha fazla görevi insanlardan daha hızlı ve daha etkili bir şekilde yerine getirecek. Bu da pek çok mesleği gereksiz hâle getirecek.

Öte yandan, kanser veya Alzheimer gibi hastalıklar daha erken teşhis ve tedavi edilebileceği için yapay zekâ, tıp alanında insanlara fayda sağlayabilir. Bunun nedeni, YZ algoritmalarının X-ışınları, ultrason veya MRI gibi görüntüleme prosedürlerinde doktorların gözden kaçırabileceği unsurları kolayca tanıyabilmesi.

Bu nedenle faydalı inovasyon ile gerekli düzenlemeler arasında bir denge kurulması önemli bir dilek. Ayrıca yapay zekâyı, insanlığın yararına bir araç olarak kullanmamız gerekiyor.

İkinci dilek: Çevre dostu enerji kaynaklarının yaygınlaşması

İklim değişikliğini yavaşlatmak için yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılması şart. Güneş modülleri ve rüzgâr türbinlerinin, 2025 yılında daha verimli ve uygun maliyetli hâle getirilmesi hedefleniyor. Güneş ve rüzgârdan bağımsız olarak istikrarlı bir enerji arzı sağlamak için fazla enerjinin depolanması konusunda da umut verici ilerlemeler kaydediliyor.

Gelecekte, büyük enerji depolama sistemleri olarak ya kimyasal depolama (geleneksel bataryalar, redoks akış bataryaları, süper kapasitörler ve hidrojen) ya da fiziksel depolama (volanlar, pompalı depolama ve sıkıştırılmış hava) hâkim olacak.

Otomotiv sektöründe, ilk katı hal bataryaları, yani katı elektrolitli lityum-iyon bataryalar, 2025 yılında piyasaya çıkabilir. Bunlar daha güçlü, çok daha hızlı şarj edilebilir, daha hafif ve daha uzun ömürlü bataryalar.

Ancak, lityum ve kobalt gibi nadir ve pahalı elementlere dayanmayan alternatif batarya türleri de geliştirilmeli. Çinko, magnezyum ya da alüminyum-iyon piller ve çinko-hava piller henüz lityum piller kadar güçlü değil. Bazı sodyum-sülfür veya redoks-akış pilleri halihazırda başarıyla kullanılıyor.

Üçüncü dilek: Hayvanlar arasındaki iletişiminin şifresini çözmek

İnsan dilleri ne kadar güzel ve çeşitli olursa olsun, sonuçta düzenli kalıplardan oluşuyor. Yapay zekâ, özellikle kalıpları tanıma ve yeniden üretme konusunda hayli başarılı olduğu için, uzun süredir hayali kurulan bir hedefe yakında ulaşmak mümkün olabilir: Balina şarkılarını, kuş cıvıltılarını ya da maymun seslerini anlamamız mümkün hâle gelebilir. Bir sonraki adım, hayvanlarla iletişim kurmayı öğrenmek olabilir.

Bununla birlikte, hayvanların özellikle bizimle ilgili söyleyeceklerinden pek hoşlanmayabileceğimiz gerçeğine de hazırlıklı olmalıyız.

Dördüncü dilek: Deepfake ve dezenformasyonla mücadele

Yapay zekâ destekli derin kurgu yöntemiyle oluşturulmuş sahte videolar (deepfake) ve dezenformasyon, kamuoyunu ve siyasi süreçleri olumsuz etkiledikleri için toplum için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Yapay zekânın kötüye kullanımı, sadece dezenformasyonu ciddi ölçüde artırmakla kalmadı. Aynı zamanda gerçek, özgün içerik ile yapay olarak oluşturulmuş, manipüle edilmiş içeriği ayırt etmek de giderek zorlaşıyor.

Dezenformasyonu ve deepfake vidoları gerçek zamanlı olarak tanıyan ve ortadan kaldıran yapay zekâ sistemlerinin devreye sokulması, bir dileğin de ötesinde acil bir ihtiyaç haline geldi.

Beşinci dilek: Kansere karşı aşılar

Kansere karşı doğrudan aşı olamasak da belirli kanser türlerini tetikleyen enfeksiyonlara karşı aşı olabiliriz. Halihazırda iki etkili aşı mevcut: Tehlikeli rahim ağzı kanserine papilloma virüsleri (HPV) neden oluyor. Karaciğer tümörlerinin nedeni ise hepatit B virüsleri. Bu hastalıklara karşı, aşılama yoluyla önlem almak mümkün.

Koronavirüs pandemisi sırasında mRNA teknolojisi, SARS-CoV-2 patojenine karşı sadece birkaç ay içinde son derece etkili aşılar geliştirmek için kullanıldı. mRNA teknolojisi, kanser araştırmalarına da yepyeni bir ivme kazandırdı.

Yakın gelecekte cilt kanseri (melanom), akciğer kanseri, meme kanseri ve pankreas kanserine karşı aşıların da geliştirilmesi umuluyor.

Altıncı dilek: CRISPR teknolojisi ile faydalı genetik manipülasyon

İklim değişikliğinin ciddi etkileri ve dünya nüfusunun artmaya devam etmesi nedeniyle çevresel etkilere ve zararlılara karşı daha dayanıklı yeni ürünlere ihtiyaç var.

Bu amaçla özellikle tarımda, devrim niteliğindeki CRISPR teknolojisinden faydalanılması öngörülüyor. Bir genom düzenleme aracı olan bu teknoloji, aynı zamanda iklim değişikliğinden etkilenen bölgelerdeki gıda arzını da güvence altına alabilir. Düzenli aralıklarla bölünmüş palindromik tekrar kümelerinin kısaltması olan CRISPR, bakterilerin kendilerini virüslerden kaynaklanan saldırılara karşı korumak için kullandıkları bir savunma sistemi işlevini görüyor.

Bu teknoloji, tıp alanında da fayda sağlayabilir. Örneğin orak hücre anemisi veya kistik fibroz gibi genetik hastalıklar, yakın gelecekte bu sayede tedavi edilebilir. Ayrıca, kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet, kanser, HIV enfeksiyonları veya sıtma hastaları için özelleştirilmiş gen terapileri geliştirilebilir.

Yedinci dilek: Herkes için ucuz ilaç

Bugün hâlâ dünyanın bazı bölgelerinde insanların aç kalması, hatta açlıktan ölmesi utanç verici bir durum. Birçok insanın, ucuz ve etkin ilaçları alamadığı için önlenebilir hastalıklar sonucu hayatını kaybetmesi de insanlık adına bir başka utanç vesilesi. Üstelik yoksul ülkelerdeki bu sorunlar on yıllardır devam ediyor ve buna karşı bir türlü kalıcı çözüm üretilemiyor.

Oysa AIDS, tüberküloz veya hepatit C gibi hastalıklarla etkin bir şekilde mücadele edilebilir. Ancak patentler ve bunun sonucunda ortaya çıkan yüksek fiyatlar, ilaç ve aşıların yaygın kullanımının önündeki en büyük engel.

Dünya çapında adil bir ilaç arzının sağlanması için Ar-Ge maliyetlerinin, satış fiyatından ayrılması ve bu konuda yaklaşımlarının benimsenmesi, 2025 yılına dair en büyük umut ve temennilerden birini oluşturuyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA