24 Aralık 2024
  • Lefkoşa20°C
  • Mağusa18°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara9°C

BEN NE YAZDIĞIMI İYİ BİLİYORUM!!!

Ayşegül Garabli

24 Mart 2016 Perşembe 15:47

Ne kadar da meraklıyız, sapı, samana katıp satmaya.

Her şeyi, kendimize yontmaya.

Dün yine sap ile saman bir birine karıştırıldı.

İşin kötü yanı bu, maksatlı yapıldı.

Cumhur Başkanım Mustafa Akıncı’nın bir davranışı ile ilgili sitemim, bazı çevrelerce, faşistçe bir yaklaşıma çevrilmeye çalışıldı ve milliyetçiliğe büründürülmeye kalkıldı.

Ancak ben ne yazdığımı gayet iyi biliyorum.

Ailemden birisini, bir davranışından ötürü eleştirmem, onu yok sayacağım anlamına gelmez.

Evet, hala daha Cumhur Başkanımı, destekliyorum ve yürüttüğü politikalara güveniyorum.

Destekliyor olmam, kendimce yanlış bulduğum bir tutumunu eleştirmeyeceğim ya da sitem etmeyeceğim anlamına gelmez.

Nitekim, daha bir hafta öncesinde hatta bir gün öncesinde, Türkiye’de bombalar patlayıp, insanlar ölmüşse kaldı ki bu eylemi de, PKK üstlenmişse,

Hatta ve hatta, Türkiye’nin doğusunda bir iç savaş yaşanıyor ve onlarca Kürt, Türk ölüyorken, Cumhurbaşkanımın, bu acıya saygı duyup, davul zurna eşliğinde halay çekmemesini beklerdim.

Yoksa asla bir etnik kökenin ötekileştirilmesi gibi bir derdim olamaz.

Kaldı ki, terörün, savaşarak değil, Kürtlerin yanında yer alıp, sorunlarının çözülerek biteceğine inananlardanım.

Ancak ne yazık ki, PKK denen terör örgütünün böyle bir kaygısı, barış gibi bir amaçları olduğuna inanmıyorum.

Zira, etkinliği organize edenlerin böyle bir kaygısı olsaydı, böylesi hassas dönemde etkinliklerini, davul zurna eşliğinde halay ile kutlamazlardı.

Verilecek mesaj kardeşlik ve birlik mesajıysa, acılar da birlikte yaşanmalıydı.

“Biz barış istiyoruz” deyip, barışmak istenen diğer tarafın ve temsil ettiklerini iddia ettikleri tarafın canı yanarken, davullu, zurnalı halay çekmek, bırakın “barış” mesajını, savaşa kışkırtmaktı.

O yüzden etkinliği organize edenleri samimi bulmadım.

Tabi ki, oraya katılanların hepsi, böyle bir niyette değildi.

Hatta Sn. Akıncı’nın da, o etkinliğe sadece Newrozu kutlamak amacı ile saf duygularla katılan Kürtler gibi katıldığını düşünüyorum.

Katılmasında en ufak bir art niyet aramıyorum.

Ancak keşke halaya davet edildiğinde ya da organizasyonun PKK mitingine döndürülmek istendiğini fark ettiği anda, o barışçıl yanıyla bunu dile getirip, alandan ayrılsaydı.

Barışçıl yapısını bildiğim için Sn. Cumhurbaşkanıma bu ayrılıkçı ortamda, terörün, milliyet ,din, dil ayırmadan katlettiği insanların acısının yaşandığı bir anda halay çekmesini sindiremedim ve sitem ettim.

Yoksa Sn. Kalyoncu da oradaydı ve O’da halay çekti.

Sn. Başbakan’a da yakışmadı ancak, sonraki gün, katıldığı için kendini eleştirenleri “faşist” ilan etmesi, nazarımda ayrılıkçı tutumunun devam ettiğini gösterdiği için yazacak fazla bir şey yok.

Aslında bu konu hakkında tekrar yazma niyetinde de değildim ancak, yazdıklarımın, ayrılıkçı bir zihniyete malzeme yapılmaya kalkışılması, tekrar yazmak zorunda bıraktı beni.

Evet, tekrar ve son kez yazıyorum, 

Sokaklarda, meydanlarda canlı bombalar patlatıp, masum insanları katletmek, “Hak arama” mücadelesi olamaz.

Bunun adı, her dilde terördür ve bu terörü üstlendiğine göre PKK da terörist bir guruptur.

Barış istedikleri taraf ve temsil ettikleri etnik köken (Kürtler) ölüyorken, herkes acı çekerken, davul zurna ile halaylar çekmek, “barış” sözcükleri kullanmak, samimiyetsizliktir. O yüzden Kürtleri temsil ettikleri de ,barış istedikleri de doğru değildir.

Kürtler, bir çok konuda, bir çok kişi tarafından mağdur edilmiştir. PKK’da bu mağduriyeti kullanarak, Kürtleri, bir kez daha mahrum etmektedir. O yüzden, Devlet ve tüm ülke olarak herkes, Kürtlerin yanında yer alıp, mağduriyetlerini gidermeli ve terörü bu yolla bitirmeli.

Bu konudaki fikirlerim bundan ibaret. O yüzden hiç kimsenin, fikirlerimi kendine göre yorumlayıp, farklı algılar yaratmayacağını umuyorum.

Son olarak, eleştirilerimden dolayı, “Türkiye’de yas mı ilan edilmişti de haberimiz yoktu” diye yanıt veren “Solcu” dostlarım, yas ve acının ilan edilmesine gerek yok, ilan edildikten sonra “saygı” gösterilmesi kuraldandır, ilan edilmeden duyulan saygı ise yürektendir.

Terörü alevlendirenlerden yas beklemek ise, ya sığ bir düşünce yapısıdır, ya da mazerettir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.