BATININ PİSLİĞİ…
Kıvanç BUHARA
21 Mart 2016 Pazartesi 08:05
Bu tramvay nerede duracak?
Son durak neresidir?
2002 yılında, yalandan Avrupa istikametine giderken…
“U” dönüşü ile Arapların dinsel faşizmine yol alan güzel ülke Türkiye, uçurumun kenarına getirildi!
İstanbul köprüsünden atlayarak, canına kıyan çaresiz bir insandan farklı değil bu gün içine düşürüldüğü cehennem…
Evet!
Görüntü tam bir kanlı cehennemi andırıyor…
Ülkeyi yönetenler şaşkın!
Muhalefet ne yaptığını bilmiyor…
Bir bağırtı, bir kavga, karşılıklı suçlamalar…
O kadar çok “vatan haini” ilan edildi ki…
Neredeyse tüm aydınlar hain…
Hainliğin bu kadar ucuza satıldığı başka bir ülke varsa, söyleyin!
Gazeteci hain, askerler hain, bilim adamları hain…
Kısacası konuşan ve konuşmak için ağzını açan herkes ihanet içinde!
Bu görüntüsü ile Hitler Almanya’sından ve Stalin’in Sovyetlerinden ne farkı var?
Süratle bu cehennemden çıkış yolu bulunmazsa…
Bilin ki; Türkiye’de Tayyip Bey’in rejimine biat etmeyen tüm bilim adamları başka ülkelere kaçacak!
Yabancı ülkelerde, hatta KKTC’de görev yapan akademisyenler, öğretim görevlileri Türkiye’ye dönmek istemiyor!
Görevi sona erenler gidecek üçüncü bir ülke arayışında…
Bazıları bunları yazdığımız için öfke duyabilirler…
Ancak, gerçekler bunlardır!
Bilim insanlarını kaybeden bir ülkenin kalkınması, ileriye, uygarlığa doğru yol alması olası değildir…
Hitler Almanya’sı savaşı böyle kaybetti…
Muhalif bilim insanları Hitlerin hışmından kurtulmak için ülkelerini terk ettiler
Birçok prof. Unvanlı akademisyen Türkiye’ye kaçarak canlarını kurtardılar!
Türkiye’deki Üniversitelerin kuruluşuna ve yeni fakültelerin açılmasına öncülük ettiler!
O dönemde Türk öğretim görevlilerine 150 lira maaş verilirken, Alman bilim insanlarına Atatürk’ün emri ile 500-800 lira maaş verildi!
1933 yılında Türkiye’ye sığınan Alman Prof. Philip Schwartz, anılarında şunları yazmıştır…
“ Batı’nın pisliğinin bulaşmadığı harika bir ülke keşfettim. Bu ülke Türkiye Cumhuriyetidir!”
37 yaşında Ordinaryüs Prof. Olan cerrah Rudolf Nissan, İstanbul üniversitesi, Tıp Fakültesi 1. Cerrahi kliniğine direktör olmuştur…
Türkiye’de çalıştığı yıllarda, cerrahi üzerine onlarca Türkçe eser yayınlamıştır…
Ve bir şey daha…
Mustafa Kemal Atatürk, gelen yabancı akademisyenlerden derslerini Türkçe vermelerini istemiştir!
Türkçe öğrenmelerini şart koşmuştur…
***
Şimdiki cehenneme bakar mısınız?
Bilim insanları, akademisyenler, öğretim görevlileri, araştırmacılar göç edecek ülke aramakta…
Her gün onlarca bilim insanı tutuklanmakta, hapse atılmakta, korkutulmaktadır!
Ve en dramatik olan nedir bilir misiniz?
Terörist ve “vatan haini” ilan edilmektedirler!
Bu kadar çok hainin bir arada yaşadığı bir ülke daha varsa…
Var mı?
“ Yoktur gardaş, boşuna canını yeme!”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.