BAŞKA BAŞKA EVLATLAR ÖLMEYE DEVAM EDİYOR..

Hatırlar mısınız 2011 yılının şubat ayında Lefkoşa-Güzelyurt yolu üzerinde  meydana gelen trafik kazasında Necdet Işıkgün, Müslüm Gerçek ve Ferkan Bozkurt isimli üç genç hayatını kaybetmişti ve  aileleri “Başka evlatlar ölmesin”  diye eylem yapmışlardı.

03/02/2012  tarihinde aynı amaçla bir kez daha eylem yaptılar.

2013  ve  2014 yıllarında tekrar “Başka evlatlar ölmesin” diye haykırıp adalet istediler.

Sonrasında sanırım acılarını içlerine gömdüler ve sustular.

Daha önceki yıllarda evlatlarını kaybedip eylem yapıp, önlem alınmasını isteyen diğer aileler gibi.

Ancak olmadı, gerekli önlemler alınmadı ve 21/01 /2014 de  facia gibi bir kaza daha oldu.

Hiçbir şeyden habersiz yollarına devam eden, hayat dolu  4 genç akademisyenin  hayatını yitirdiği o acı dolu kaza.

Kazada  Ayşe Hadımcı  Candemir , Figen Arkın, İmge Kozok  ve Dilek Yılmaz , yaşama veda etti.

Sanırım 5 kişi de yaralanmıştı.

Yine bir eylem yapıldı.

Yine “Başka evlatlar ölmesin” diye feryat edilip önlem alınması istendi.

Olmadı.

Yeterli önlem de alınmadı, sürücüler dikkatli de davranmadı.

Kazalar olmaya, canlar gitmeye devam etti.

2015 yılında Lefkoşa'da Metehan yolu üzerinde, yolu yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalışırken dikkatsiz bir sürücünün çarpması sonucu hayata  veda eden 23 yaşındaki Fatih Dudu,

Ya da motosikleti ile yolunda giderken dikkatsizlik sonucu gencecik yaşamına son verilen Cuma gibi.

Hep eylem yapılıp “Başka evlatlar ölmesin” dendi ama duyan olmadı.

Sonuçta sorumsuzluk, minik Doğa’yı da aldı.

Yine eylem yapıldı.

Yine “Başka evlatlar ölmesin” diye haykırıldı.

Umarım duyan olur ve umarım bu son eylem olur.

Ancak bunca ölüme rağmen hala daha sorumsuzluk devam ediyor.

Örneğin Güzelyurt Lefkoşa yolunda, birinci çember ile ikinci çember arasındaki yol kenarında hala daha beyaz çizgi yok.

Tam bir yıl oldu, yol genişleteli, ancak kenar çizgisi hala daha yok.

Peki, illa ki bir kaza olmasını mı bekliyorlar?

Diğer yandan Güzelyurt Polis karakolunun önünde polisler trafik kontrolü yapıyor.

Orada zaten isteseniz de hız yapamazsınız.

Yapacağınız hız en fazla 30 km/sa.

Öyleyse neyin kontrolü yapılıyor?

Tuzla yolunda bir levha bile konmuyor ama  Güzelyurt polis karakolu önünde trafik kontrolü yapılıyor.

Yapılan işler ne kadar samimi sizce?

Bu tür yaklaşımlarla mı bitecek kazalar?

Ya da bu trafik kontrollerinden murat edilen nedir?

Kazaların engellenip önlenmesi mi, yoksa maddi kaynak sağlamak mı?

Bu şekilde sorumsuzluk devam ettikçe ,

Yarın bir başka Doğa yaşama veda ederse sorumlusu kim olacak?

Evet, “Başka evlatlar ölmesin” .

Ey sorumluluğunu hatırlamayanlar!

Dilemiyorum ama,

Bir gün, böyle bir eylemi yapmayı mı bekliyorsunuz?

Peki o zaman yanınızda kimi bulacaksınız?

Ya da acınızı ne dindirecek?