26 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa9°C
  • Girne13°C
  • Güzelyurt9°C
  • İskele9°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

BASIN ETİĞİ YASASI NE GETİRECEK VEYA NE GÖTÜRECEK?

Cenk DİLER

27 Kasım 2014 Perşembe 15:18

Dün, KKTC Cumhuriyet Meclisi’ne, Nazım Çavuşoğlu tarafından bir Yasa Önerisi sunuldu. Adı “Basın Etiği Yasa Önerisi”. Bu yasayı iktidarı döneminde hazırlamaya başlamıştı. Demek ki ancak şimdi bitirebildi. Öneri neler getiriyor kısaca değinelim ki, ilgili kişiler, kurum ve kuruluşlar şimdiden “cephe” belirlesinler. Artık her gazete “tirajı”nı Ocak ayında yazılı olarak yıllık rapor şeklinde sunacak. Yasayla, Basın Etiği Komisyonu kurulacak. Bu komisyon; Basın, yayın veya gazetecilik alanında faaliyet gösteren, birlikler veya dernekler ve sendikalar yasası tahtında tescil edilenlerden ve en az 5 yıldır sarı basın sahibi olan birer üye, Kıbrıs Türk Barolar Birliği tarafından görevlendirilecek iki üye ve üniversitelerin iletişim fakültelerinde iletişim uzmanı birer üyeden oluşacağı düzenlenmiş. Milletvekilleri için gereken ama yapılmayan bir husus burada yerini almış. Komisyon üyeliği en fazla 2 dönemle sınırlandırılmış ve görev süresi 3 yıl olarak belirlenmiş. Bu komisyon; basında, basın meslek etiğine uygun yayın yapılıp yapılmadığının denetlenmesi, eğitim çalışmaları düzenlenmesi, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla ortak çalışma yapılması, şikâyetler ve bu yasada belirtilen kurallara uymayanlar hakkında yaptırım uygulanması ile ilgili hususları düzenleyecektir. Yasa Önerisinde bazı kısıtlamaların da getirilmesi düşünülmüş. Bunlar; Basın-Yayın alanında faaliyet gösterenlerin uyması gereken basın meslek ilkeleri ile ilgili yükümlülükler, haberin niteliği, yorum ve görüşlerin temel ilkeleri, bazı suçlardaki mağdur kişilerin gizlilik ilkesi çerçevesinde yayınlarının yapılması, ırk, milliyet, dini ve mezhepsel inancında, cinsel kimliğinden ötürü haber yapılmaması yanında toplumdaki önyargıları besleyen yayınların yapılmaması ve şiddet içerikli yayınların yapılmaması ile ilgili hususlar düzenleniyor. Yasanın amacı da şu şekilde belirlenmiş: Basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanımını düzenleme yanında, basın-yayın alanında faaliyet gösterenlerin uyması gereken, Basın Meslek İlkeleri ve bu ilkelerin “özdenetim” sistemi tarafından denetlenmesinin sağlanması olarak belirlenmiş. Basılan her gazete en geç 3 gün içerisinde arşivlenmek üzere İçişleri Bakanlığı’na gönderilecek. Buna uymayanlar asgari ücretin 20 katına kadar cezaya çarptırılabilecekler. Yasada, düzeltme ve cevap hakkı da düzenlenmiş. Peki, Basın-Yayın alanında faaliyet gösterenlerin uyması gereken “Basın Meslek İlkeleri” neler? 1) Haber, yorum ver görüşler okur ve izleyicinin yayının niteliğini anlayabilmesini sağlayacak biçimde açıkça birbirinden ayrılmalıdır. 2) Basın yayın organları masumiyet karnesine saygılı olmalı suçluluğu yargı kararınca sabit olmadıkça herhangi bir kişiyi suçlu ilan edecek yayın yapmaktan kaçınmalıdır. 3) Sanıkların ve mahkûmların yakınları işlenen fiille açıkça ilgili bulunmadıkça ve olayın doğru anlaşılması için gerekli olmadıkça teşhir edilmemelidir. 4) Çocuklarla ilgili suçlarda, mahkûm, sanık, tanık, mağdur veya maktul statüsünde olan 18 yaşından küçük çocukların açık isimleri ve fotoğrafları yayınlanmamalı, bu çocuklarla ebeveynlerinin veya hukuken çocuktan sorumlu olan diğer kişilerin izni olmadıkça röportaj yapılmamalıdır. 5) Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda mağdurun açık ismi ve fotoğrafları yayınlanmamalıdır. 6) Yayınlanan haber görüş ve yorumlarda bir insanın davranışının onun ırkından, milliyetinden, dini ve ya mezhepsel inancından, cinsel kimliğinden, cinsel yöneliminden veya engelinden kaynaklandığını ima eden vurgular yapılmamalıdır. 7) Toplumdaki ön yargıları ve kalıp yargıları besleyen yayın yapılmamalıdır. 8) Tıp alanında henüz doğruluğu bilimsel düzeyde kanıtlanmamış yöntem ve ilaçların kullanılmasını teşvik etmeye yönelik yayın yapılmamalıdır. 9) Hastanelerde araştırmalar yapan, bilgi ve görüntü almaya çalışan gazeteci kimliğini belirtilmeli ve girilmesi yasak bölümlere ancak yetkililerin izni ile girmelidir. Yetkili kişi ve hastanın (onun izin veremeyecek durumda olması durumunda yakınının) izni olmaksızın hastane ve benzeri kurumlarda hiçbir yolla ses ve görüntü alınmamalıdır. 10) Tekzip ve cevap hakkına saygı gösterilmelidir. 11) Kamu yararıyla doğrudan ilgili olan durumlar haricinde sahibinin izni dışında belge, fotoğraf, ses veya görüntü alınmamalıdır. 12) İntihar olayları hakkında haber çerçevesini açan veya okuyucu veya izleyiciyi etki altında bırakacak özendirici nitelikte ve genişlikte yayın yapılmamalıdır. Olayın ayrıntılarından ve uygulanan yöntemin tarifinden kaçınılmalı, olayı gösteren fotoğraf, resim veya filim yayınlanmamalıdır. 13) Haber kaynağının verdiği bilgi ve belgenin yayınlanacağı tarih konusundaki tercihine uyulmalıdır. 14) Şiddeti haklı gösteren, özendiren ve kışkırtan yayın yapılmamalıdır. 15) Irka, milliyete, etnik kökene, cinsel kimliğe, cinsel yönelime, dile, dine ve mezhebe yönelik ayrımcılığı teşvik edecek yayın yapılmamalıdır. 16) Kişileri, kurum ve kuruluşları, eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilmemelidir. Yukarıdaki kurallara uymayanlara ise Uyarma ve/veya Kınama cezası verilebilecek. Ayrıca bu cezalar yayımlanacak ve tekerrürü halinde, iki kez uyarı alan birine kınama cezası, iki kez kınama cezası alana da on asgari ücrete kadar para cezası komisyonun başvurusu üzerine kaza mahkemelerince verilebilecektir. Bu yasanın yürürlüğe girişiyle birlikte, Ceza Yasası ve Basın Yasası’nın bazı maddeleri yürürlükten kalkacaktır. Nazım Çavuşoğlu, tek başlarına iktidar oldukları geçen hükümet döneminde de bu yasadan söz etmiş ve yasanın hazırlanmakta olduğundan bahsetmişti. 3 Şubat 2013 tarihli meclis konuşmasında: “Basın Yasası’nda haktan hukuktan bahsedildiğini ancak bu gazetecilerin niye yazdığını düşünen olup olmadığını soran Çavuşoğlu, Basın Etik Yasası hazırladıklarını ve bunu bu dönemde hayata geçireceklerini, basın etiğinin yanından geçmeyen gazeteciler olduğunu ifade etti.” Yukarıda açıklaması okununca “niyet” de anlaşılıyor. Örneğin; “Toplumdaki ön yargıları ve kalıp yargıları besleyen yayın yapılmamalıdır.” cümlesinden niyet edilen nedir? “Siyasiler güvenilmezdir” sözü bir ön yargı ya da kalıp yargı ise, bir basın mensubu artık bunu dile getiremeyecek midir? Ya da; “Kişileri, kurum ve kuruluşları, eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilmemelidir.” İfadesinde yer alan; “küçük düşürme” ve “aşağılama”nın ölçüsü nedir? Çavuşoğlu, önce “Siyasi Etik Yasası”na el atmalı, sonra başka alanlara kaymalıdır. Amaç, yaptıklarını ve yapacaklarını, kamuoyu gözünden ve kulağından kaçırmaktır. Nazım Çavuşoğlu’na, 7 Aralık 1976 yılında, HANDYSİDE KARARI olarak tarihe geçen, AİHM’nin bu kararı hediyem olsun: “Düşünceyi açıklama özgürlüğü, sadece hoşa giden veya zararsız ya da tepki yaratmaz sayılan haberler veya fikirler için değil, devlete veya halkın bir kısmına ters düşen, şoke eden ya da üzüntüye sevk edenler için de geçerlidir. Çoğulculuk, hoşgörü ve yeniliğe kucak açma bunu gerektirir ve bunlar olmadan demokratik toplum olmaz." 38 yıl geçmiş kararın üzerinden. Evet, 38 yıl… Onlar nerelerde? Siz hala nerdesiniz? Ne haber ya?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.