22 Kasım 2024
  • Lefkoşa18°C
  • Mağusa20°C
  • Girne21°C
  • Güzelyurt17°C
  • İskele20°C
  • İstanbul11°C
  • Ankara14°C

​BAKKALLAR BATIYOR

Süpermarket ve hipermarketler ile sermaye grubu sürekli büyümeye devam ederken başta bakkallar ve mini marketler olmak üzer küçük esnaf batağa sürüklenmeye devam ediyor.

​Bakkallar batıyor

27 Nisan 2016 Çarşamba 09:20

“HER ŞEYİ SATABİLİRİM MANTIĞI İLE HAREKET ETMEMELİYİZ”
Ülkemizde küçük esnafı korumak adına süpermarket ve hipermarketler ile ilgili hiçbir yasal düzenleme olmadığı gözlemlenirken, dünyanın birçok ülkesinde perakende sektörünü düzenleyen perakende yasası olmasına rağmen ülkemizde bu yasanın büyük bir eksiklik olduğu vurgulanıyor.  
KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, “Perakende yasasında bakkal, market, hipermarket, süpermarket, alışveriş merkezi, mağaza tanımı yapılır ve yasalarca ne yapıp ne yapmayacakları, ne satabilecekleri, ne satamayacakları belirlenir” diyerek herkesin “her şeyi satabilirim” mantığı ile hareket edemeyeceğini vurguladı.

“SÜPERMARKETLER TEKELLEŞMENİN MERKEZİ”
Süpermarket ve hipermarket gibi büyük boyutlu işletmelerin sokak aralarına kadar girdiğini söyleyen Hürrem Tulga, kontrolsüz, plansız şekilde, hiçbir ihtiyaç analizi yapılmadan ve şehircilik anlayışına uyulmadan bu tarz işyerlerinin açılmasına müsaade edildiğini belirtti. Sadece perakende satış alanında değil turizm alanında da ciddi bir tekelleşmenin ortaya çıktığına dikkat çeken Tulga, “ülkeye gelen turist otel dışında bir restoranda yemek yemiyor, hediyelik eşya dükkanından alışveriş yapmıyor, otelin sınırlarından dışarı bile çıkmıyor” dedi.


AHMET VAMIK
Ülkemizde birçok küçük işletmenin iflas bayrağını çekmiş durumda olduğunu ifade eden Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, ülkemizde haksız rekabet koşullarının üst düzeyde olması ve sağlıklı bir ekonomi politikasının olmamasından dolayı adeta küçük balıkları büyük balıklara yem eden bir yapının oluşturulduğunu vurguladı. Tulga, yapılan yatırımlar birileri kalkındırılsın, yatırımcının cebi dolsun diye değil, topluma faydalı olsun toplum kalkındırılsın diye yapılmalıdır” vurgusu yaptı.  Ülkede büyük işletmelerin küçük esnafı yok etmeye yönelik girişimlerde bulunduğunu söyleyen Hürrem Tulga, özellikle alışveriş merkezi, hipermarket ve süpermarket mantığı ile yapılan yatırımların ülkedeki küçük esnafı zor duruma soktuğunu dile getirdi.

“SÜPERMARKETLER, BEŞ YILDIZLI OTELLER VE ÜNİVERSİTELER TEKELLEŞMEYE YOL AÇIYOR”
Süpermarket ve hipermarket gibi büyük boyutlu işletmelerin sokak aralarına kadar girdiğini söyleyen Hürrem Tulga, kontrolsüz, plansız şekilde, hiçbir ihtiyaç analizi yapılmadan ve şehircilik anlayışına uyulmadan bu tarz işyerlerinin açılmasına müsaade edildiğini belirtti. Sadece perakende satış alanında değil turizm alanında da ciddi bir tekelleşmenin ortaya çıktığına dikkat çeken Tulga, turizm anlayışının da ülkemizde kumardan ibaret hale geldiğine değindi. Her şey dahil tatil anlayışından dolayı ülkeye az sayıda gelen turistlerin otel dışına çıkmadığını ve turizm imkanlarından sadece belli başlı firmaların faydalandığını dile getiren Hürrem Tulga, “ülkeye gelen turist otel dışında bir restoranda yemek yemiyor, hediyelik eşya dükkanından alışveriş yapmıyor, otelin sınırlarından dışarı bile çıkmıyor” dedi. Üniversitelerde de benzer bir durumun ortaya çıktığını kaydeden Hürrem Tulga, “üniversitelerin yurtları kampus içerisine inşa edildiği için üniversiteler içerisinde bir gettolaşma meydana gelmiş durumda. Kampus içerisinde kırtasiye, kuaför, market, restoranlar, bankalar, bankamatikler bulunduğu için öğrenciler üniversite dışına çıkmıyor ve topluma karışmıyor. Üniversite işletmecilerinin her şeyi kampus içerisine dahil etmesi üniversitelerde de bir tekelleşme yaşanmasına neden oluyor. Esnaf yine hiç bir şey kazanmıyor” diyerek ülkeye giren artı gelirlerin bu yapılaşmadan dolayı belirli kişilere kaldığını dile getirdi.

“SÜPERMARKETLER KÜÇÜK ESNAFI YOK EDİYOR”
Gelişmiş ülkelerde süpermarket veya hipermarket gibi büyük ölçekli işletmelerin açılmasına ihtiyaç oranında izin verildiğini ve yapılacağı yerin belirlendiğini ve buna bağlı olarak izinlendirildiğini kaydeden Hürrem Tulga, ülkemizde hiçbir ihtiyaç analizi ve mesafe planlaması yapılmadan gelişi güzel şekilde süpermarket izni verildiğini ifade etti. Süpermarket mantığı ile açılan işletmelerde, gıda ürünleri, sebze meyve, temizlik, kasap, balık, kozmetik, giyim, ayakkabı, elektronik, oyuncak, mutfak, bahçe, ev ürünleri, mobilya ve daha birçok çeşidin bulunduğunu belirten Tulga, küçük boyutlu bir ülkede bu tarz işletmelerin sayısının fazla olmasından dolayı küçük esnafın veya tek bir alanda hizmet veren iş yerlerinin olumsuz etkilendiğini ve rekabet edemediğini sözlerine ekledi. Tulga, “bir elektronik cihaz mağazasının tek sattığı ürün elektronik cihaz ve kazancını bundan elde ediyor. Bir süpermarketse satışını yaptığı birçok ürün arasında bir çeşit olarak elektronik cihaz satışı da yapıyor. Süpermarketin elektronik cihazı düşük kar marjı ile daha uygun fiyata satması o marketi etkilemez ama elektronik cihaz mağazasını büyük zarara uğratır” diyerek durumu özetledi.

hurrem-tulga-004.jpg

“TÜM İŞ KOLLARININ TANIMI YAPILMALI”
Ülkemizde küçük esnafı korumak adına süpermarket ve hipermarketler ile ilgili hiçbir yasal düzenleme olmadığına değinen Hürrem Tulga, dünyanın birçok ülkesinde perakende sektörünü düzenleyen perakende yasası olmasına rağmen ülkemizde bu yasanın büyük bir eksiklik olduğunu dile getirdi. “Perakende yasasında bakkal, market, hipermarket, süpermarket, alışveriş merkezi, mağaza tanımı yapılır ve yasalarca ne yapıp ne yapmayacakları, ne satabilecekleri, ne satamayacakları belirlenir” diyerek herkesin “her şeyi satabilirim” mantığı ile hareket edemeyeceğini vurguladı. Bir yıl önce Türkiye’de perakende yasasının yürürlüğe girdiğini ve çalışma saatlerinin bile yasalarca belirlendiğini söyleyen Tulga, “binlerce farklı çeşit ürün satan hipermarketlerin, tek bir ürün çeşidi üzerine yoğunlaşan küçük işletmeleri zor duruma sokmaması için süpermarketlere farklı vergilendirme sistemleri uygulanmalıdır” diyerek perakende yasasının her iş kolunun tanımını yaptığını, satış yapabilecek ürünleri belirlediğini, çalışma saatlerini düzenlediğini ve yerli üreticinin ürünlerinin de satışının yanı sıra kültürel ürünlerinde süpermarket ve hipermarket gibi iş yerlerinde satışının yapılmasının önünü açtığını sözlerine ekledi.

“BİLİNÇİSZCE VE PLANSIZCA YAPILAN YATIRIMLARIN KİMSEYE FAYDASI DOKUNMUYOR”
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası olarak perakende yasası için taslak hazırladıklarını fakat hükümetlerin bunu dikkate almadığını belirten Hürrem Tulga, “birileri büyüdükçe büyüyor, esnafta giderek küçülüyor. Yatırım adı altında yapılanlar ülkenin kaynaklarını tüketmekten başka bir şey yapmıyor” diyerek ülkede yapılan yatırımların tekelleşmeye yol açtığını ve toplumu kalkındırmadığını vurguladı. Normal şartlarda bir ülkede yatırımların fiziki plan çerçevesinde ve ihtiyaca göre yapıldığını belirten Tulga, “bilinçsizce yapılan yatırımlar yüzünden insanlar işsiz kalıyor. Bir toplumda işsizler ordusu yaratılmasını KKTC hariç hiçbir ülkede istemezler. Çünkü işsizler demokratik ülkeler için bir maliyettir. Eğitim, sağlık, konut, ulaşım anayasal haktır ve demokratik ülkelerde işsizlerin bu ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor bu yüzden işsizliğe yol açacak oluşumlara müsaade edilmiyor” dedi. Tulga, hükümetin ülkedeki mevcut yatırımcıyı, mevcut işletmeciyi korumak yerine yeni ve yabancı sermaye yatırımları için çağrı yaptığını ifade ederek, ülkeye, topluma katkısı olmayan yatırımlara karşı olduklarını kaydetti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    SON DAKİKA