“BABALAR VE ANNELERLE GEÇİRİLEN ZAMANLAR HEP EKSİK KALIR”
Mesut GÜNSEV
16 Haziran 2014 Pazartesi 14:02
Haziran ayı aynı zamanda “Babalar Günü” nü de içinde barındırıyor. Dün de “Babalar Günü” idi… Tabii “Babalar Günü “mayısın ikinci haftası kutlanan –anılan mı deseydim acaba –“Anneler Günü “ kadar popüler değil.. Ama giderek yaygınlaşıyor. Kimi görüşlere göre tüketimi teşvik edecek bir yaklaşım olarak görülse de ben annelerin, babaların kendilerini “ayrıcalıklı” olduklarını hissetmelerinde bir sakınca olmadığını düşünüyorum… Belki de kayıp giden yıllar… Büyüyen çocuklar…. Dünyaya merhaba diyen torunlar… Ve bir şekilde nerede ne zaman geleceği belli olmayan “kaçınılmaz son”a hızla yaklaşım, biraz da özlemle bu ayrıcalıklılığı özletiyor… Aşağıdaki metin internetten geldi… Hem kız ,hem erkek evlatlar için yazılmış… Sizlerle paylaşmak istedim.. Aslında bir mesaj metni gibi duruyor ama, emin olun birilerine mesaj vermek veya dikte ettirmek için değil bu alıntı… Sadece günün önemine binaen… Tüm oğullara ve kızlara selam olsun babalarından: “Benim yaşlandığımı düşündüğün gün, Sabırlı ol lütfen ve beni anlamaya çalış... Yemek yerken üstümü kirletirsem... üzerimi değiştirecek gücüm yoksa, lütfen sabırlı ol. Benim sana bir şeyler öğretmek için seninle ilgilendiğim zamanları hatırla... Seninle konuşurken, sürekli aynı şeyleri 1000 kere tekrarlıyorsam... sözümü kesme beni dinle. Sen küçükken, uyuyana kadar sana aynı hikayeyi 1000 defa tekrar, tekrar okumak zorunda kalıyordum.Banyo yapmak istemediğimde;Beni utandırma yada azarlama...Seni banyoya götürmek için icat ettiğim küçük yöntemlerimi ve oyunlarımı hatırla...Yeni teknolojiler karşındaki cahilliğimi görürsen... bana zaman tanı ve beni yüzünde alaycı bir gülümsemeyle izleme...Bazı zamanlarda unutkan olursam yahut konuşmalarımızda ipin ucunu kaçırırsam... lütfen hatırlamam için gerekli zamanı bana tanı...eğer hatırlayamazsam, sinirlenme... çünkü asıl önemli olan benim konuşmam değil, senin yanında olabilmem ve senin beni dinliyor olmandır.Ben sana bir sürü şeyi nasıl yapacağını gösterdim...İyi yemek yemeyi, iyi giyinmeyi... yaşamı göğüslemeyi...Eğer bir şey yemek istemezsem, baskı yapma bana. Ne zaman yemem yada yememem gerektiğini ben gayet iyi bilirim.Ve yaşlı bacaklarım yürümeme izin vermediğinde...... bana elini ver... Tıpkı, benim sana ilk adımlarını atarken verdiğim gibi.Ve bir gün artık daha fazla yaşamak istemediğimi söylediğimde... ve ölmek istediğimi... kızma... Bir gün anlayacaksın... yaşımın; zevk alma değil artık idareten yaşama yaşı olduğunu. Bir gün şunu anlayacaksın: hatalarıma karşın hep senin için iyi olanı gerçekleştirmeye çabaladım ve senin yolunu hazırlamaya çalıştım. Senin yanında olduğumda üzgün, kızgın yada güçsüz hissetme kendini.Benim yanımda olmalısın, beni anlamalısın ve bana yardım etmelisin.Yürümeme yardımcı ol... ve yolumu sabır ile, sevgi ile bitirmeme....Benim için yaptıklarını, bir gülümseme ve senin için her zaman taşıdığım çok derin bir sevgi ile geri ödeyebilirim ancak.Sizi çok seviyorum oğlum/kızım....Ve hep seveceğim...” Yazı bu…Ben derim ki babanız hayatta ise çok şanslısınız.Çünkü babanız varsa hala çocuksunuz…Babası ölünce asıl büyümeye başlar insan. Ben babama hiç sormadım “senin hayallerin neydi baba”? diye. Sormayı da pek akıl da etmedim…Çünkü bizler babalarımızı gerçek üstü yaratıklar gibi görmeye alışmışızdır…Çalışır,korur,bize bakar,aileye reislik eder,normal bir görev olarak görürüz bunu.Doğal bir iş ,doğal bir görev olarak algılarız..Ancak yıllar ilerleyince onun bir Süpermen olmadığını anlarız…Onun da yaşamdan başka beklentileri,gerçekleştirmek istediği hayalleri olduğunun ayırdına varırız… O yüzden babanız hayatta ise elini öpün ve “hayallerin neydi baba? “diye sorun ...Güzel bir diyaloğun ,söyleşinin kapılarını aralayacaksınız belki de..Kim bilir belki de ne kadar mutlu olacaktır…Kum saati boşalmadan yapın bunu…Babalar gününüz kutlu olsun…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.