BABACAN: OCAK AYINDA KORKUNÇ BİR ENFLASYON DAHA ÇIKACAK; MUHTEMELEN TÜİK BİLE YÜZDE 40'IN ÜZERİNDE RAKAM AÇIKLAYACAK

"1 ay bir tatile gidiyorum' falan dese düzelmeye başlar biraz çünkü en azından 'daha kötüsü olmaz' der insanlar"

Yeni asgari ücreti yorumlayan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, "Asgari ücret zammı geçen senenin zamlarını telafi etme için verildi. Ama baktığınız zaman yüzde 50'lik bir artış bile bunu telafi etmeye mümkün değil. Kaldı ki 2022'nin de kendi zamları geliyor. Bu ocak ayında korkunç bir enflasyon daha çıkacak. Muhtemelen TÜİK bile yüzde 40'ın üzerinde rakam açıklayacak" dedi. 

Babacan şunları söyledi;

"Ben o gün bir açıklama yaptım dedim ki 'Enflasyon o kadar yüksek ve fiyatlar artmaya devam edecek ki ocak sonu gelip de bu yeni asgari ücret insanların eline geçene kadar erimeye devam edecek. Ve maalesef de oldu. 1 Ocak'ta gelen zamlar zaten asgari ücrete gelen zammın önemli bölümünü geri götürdü.

Hükümetin açıkladığı enflasyon yüzde 30 küsur ama hikâye. Biz TÜİK'e 'rakamları ayarlama enstitüsü' diyoruz. Ama bağımsız çalışan kurumlarını enflasyonunun yüzde 80 olduğunu görüyoruz. Bu 2021'in enflasyonu. Asgari ücret zammı geçen senenin zamlarını telafi etme için verildi. Ama baktığınız zaman yüzde 50'lik bir artış bile bunu telafi etmeye mümkün değil. Kaldı ki 2022'nin de kendi zamları geliyor. Bu ocak ayında korkunç bir enflasyon daha çıkacak. Muhtemelen TÜİK bile yüzde 40'ın üzerinde rakam açıklayacak."

FLU TV'nin yayınına katılan Babacan "Önümüzdeki 1-1.5 yıl için öngörünüz ne?" sorusuna "Öngörmek çok zor çünkü tamamen hükümetin ne yapıp yapmayacağına bağlı. Onların ne yapıp yapmayacağını kestirmek de mümkün değil. Bugün dese ki 'Ben karar falan almıyorum, kenarda oturacağım. 1 ay bir tatile gidiyorum' falan dese düzelmeye başlar biraz çünkü en azından 'daha kötüsü olmaz' der insanlar. Çünkü atılan adımların çoğu kötü adımlar" dedi.

"Bakanlık yaptığınız dönemde ve iktidardan ayrıldıktan sonra ülkenin bu kadar dibe düşeceğini öngörebilmiş miydiniz?" sorusuna ise Babacan "Ben 2015'te bakanlıktan ayrıldığımda AK Parti'nin kendi kuralı gereği zaten 3 dönem dolmuştu. 3 dönem sözüne sadık kalarak ben ayrıldım. Eski hayatıma yavaş yavaş dönerken herkes bana 'Bu memleketin hali ne olacak' diye soruyordu. Bir mecburiyet oluştu benim tekrar siyasete girmem konusunda. Ülkenin itibarının en yüksek olduğu dönemde siz Dış İşleri Bakanıydınız. Bu memlekete borcunuz var. Biz partimizi kurduğumuz yıllarda artık işlerin daha da kötüye gideceğine kanaat getirmiştik. Bu hükümetle asla olmayacağını anladık. Şu an çok ciddi bir ihtiyaç var ve bunu ülkeye hizmet borcu olarak görüyoruz" şeklinde yanıt verdi.