AYŞEGÜL GARABLİ YAZDI... “DİN” ADI ALTINDA DAYAK YİYEN ÇOCUKLARDIK..
Ayşegül Garabli Yazdı... “Din” adı altında dayak yiyen çocuklardık..

05 Haziran 2023 Pazartesi 07:30
Ne zaman başladığımızı hatırlamıyorum ama ilkokul bitene kadar her yaz tatilinde, mahallenin tüm çocukları, boynumuzda atların boynuna asılan yem torbalarına benzer ,bezden bir çanta, kızların başında boyları kadar bir baş örtüsü ve erkek çocukların kafasında da takke, kuran kurslarına gönderildik.
Amaç Kuran öğrenmemiz falan değildi, çünkü her yaz ilk baştan başlayıp, alfabeyi bitirene kadar tatil bitiyordu.
Ertesi yaz, sil baştan başlıyorduk.
Neler yaptığımız ya da neler öğrenip öğrenmediğimiz, kimsenin umurunda değildi.
Yeter ki, annelerimizin eline ayağına dolaşmayalım, sokaklarda kavga döğüş olmasın.
Zaten kursa kadar oyun oynayıp, kurs biter bitmez, kaldığımız yerden oyuna devam ediyorduk.
Çünkü çocuktuk.
Oyuna dalıp geç kaldığımızda hocanın upuzun sopasından nasibimizi aldığımız çok olmuştur.
Düşünüyorum da ailelerimiz dayak yediğimizi bilse yine de gönderir miydi?
Gerçi o zamanlar, dayak çocuk eğitiminin bir parçasıydı, sevgiden ziyade korku hakimdi.
Büyüklerinden, Allah’tan korkman lazımdı.
Dolayısıyla, bir çok şeyi korktuğumuz için yapardık.
Sormak, sorgulamak, ya da karşı çıkmak ne haddimize.
Bir gün yine kurs için evden çıkmışız, ısrarla ikizime oynayalım diyorum, O da “ çalışmadım, hoca sorarsa ne cevap vereceğim” diyerek oynamak istemiyor.
“Hoca sana sorarsa, söz ben arkadan cevabı söyleyeceğim sana” diyerek ikna ettim.
Neyse oyunumuzu oynayıp, gidip, salonda arkalarda bir yer bulup, dizlerimizin üstüne çöktük.
Hoca geldi, içinden birkaç kelimeyi anca anlayabildiğimiz bir dille konuştu da konuştu.
Sonra sıra sorulara geldi.
Sopayla kardeşimi işaret ederek “Kimin ümmetisin” diye sordu.
Ümmet kelimesini ilk kez duyuyorum, “Kimin” kelimesinden bir bağ olduğunu anladım ve kendimce mantık yürüterek kardeşime babamızın ismini fısıldadım, O da kendinden emin bir şekilde “Necati’nin” dedi ve kafasına sopayı yedi.
O an öfkelendiğim kadar öfkelendiğimi hiç hatırlamıyorum.
Hoca kardeşime “Süphaneke’yi oku “deyince, öfkeyle kendi kendime, “Süphaneke, anan eke, baban teke” diye mırıldanınca, kardeşim aynılarını tekrar etti.
Değnek tekrar kardeşimin kafasına indi ve kafası ceviz büyüklüğünde kabardı.
Sonra sınıfa dönüp, dilimizin temiz olmasından, gözümüzün harama bakmaması gerektiğinden bahsetti ve eğer harama bakarsak, gözlerimizin tepemize çıkacağını söyledi.
Ben yine kendi mantığımla, “ İsteyen başını eğip tekrar bakabilir” der demez kafama sopa indi.
O andan itibaren içimde büyük bir öfke oluştu ve kafam karmakarışık oldu.
Çünkü evde rahmetli anneannemin anlattığı “din” ile kursta anlatılan ve bize yaşatılanların hiçbir alakası yoktu.
Çocuk halimle “Eğer Allah varsa, bu hocaya neden engel olmuyor, neden bu hoca çocuklara bu kadar eziyet ediyor” diye Allah’ı sorgular oldum.
Tabi yaramaz ve devamlı aileme şikayet edilen bir çocuk olduğum için annemlere de bir şey anlatamadım.
Anlatsam “yine ne yaptın” diye ben yargılanacaktım.
O yüzden hiçbir şey anlatmadım, kardeşim de benim sözümden dışarı çıkmadığı için o da anlatmadı.
Anlatmadık ama kafamda da Allah’ı sorgulama hatta dini reddetme fikirleri giderek kuvvetleniyordu.
Hem sorguluyordum hem de beynimize kazınan “Allah çarpar” korkusuyla da tir tir titriyordum.
Her sabah kalktığımda ilk iş olarak aynanın karşısına geçip, çarpılıp, çarpılmadığıma bakıyordum.
Bu durum birkaç hafta sürmüştü ki, komşumuzun iki oğlu kavga ederken, birinin diğerine “Senin Allah’ını, kitabını” diye küfür ettiğini duydum.
Artık her gün Metin abiyi takip ediyordum, çarpılıp çarpılmadığını kontrol ediyordum.
Çarpılmadı…
Yaşadığım bu travma ile dağılmıştım.
Gidip olan biteni anneanneme anlattım.
O da bana korkunun yerine sevgiyi koyabileceğim şekilde uzun uzun anlattı.
Ortaokul ve Lise de zorunlu din dersleri olmasına rağmen zihnim hep bulanıktı.
Üniversiteye başladığımda, bütün dinler hakkında bilgi edindim, hepsinin kutsal kitaplarını okudum.
Ve gördüm ki, bütün dinlerin temeli aynıydı.
Sevi ve saygı ile, iyi bir insan olmaktı amaç.
Kendi vücudunu, ruhunu ve çevreni temiz tutmak, canlılara zarar vermemek ve korumak tı hepsinin amacı.
İslamiyet ise niyet önemliydi.
Hangi işi yaparsan yap, niyetin iyi olmalıydı.
Kısacası din dediğimiz olgunun aslında vidan olduğunu anladım.
Cenneti de cehennemi de aslında insanlar vicdanlarında yaşıyorlar.
O yüzden daha hayal ile gerçeği ayırt edemeyen yaşlardaki çocuklara “din” adı altında anlatınlar travma yaratmaktan öteye gitmiyor ve inançları da gelişmiyor.
Korkutmak ancak çocukları ya kendi içlerine hapsediyor ya da ateist veya deist yapıyor.
Dindar gençlik yetiştirmek yerine, vicdanlı, merhametli ,ahlaklı ve iyiliği temel alan çocuklar yetiştirmek, lazım.
Kendi muhakeme gücü yeteneğini kazanıp, sorgulama yetisine eriştiğinde, tüm dinlerin temeli verilebilir.
Din eğitimi almak isteyenlere de Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Teknik Eğitim bünyesinde bölüm açılabilir.
Dinin öğrenmek herkesin en doğal hakkı.
O yüzden milli eğitim bünyesinde, yaşına uygun fırsatlar yaratılmalı.
Bu demokrasinin gereğidir.
Ancak, eğitimi din temeline oturtmak ve çocuklara empoze edilmesi, şeriattır.
Limasol’da cinayete teşebbüs zanlısına ait berber dükkanına saldırıSuriye uyruklu zanlı Mohamad Tleis’e ait berber dükkânına dün sabaha karşı kimliği belirsiz kişilerce taşlı saldırı düzenlenirken, saldırıda iş yerinde ciddi hasar meydana geldiği bildirildi.23 Aralık 2025 Salı 13:48GÜNEY KIBRIS
DAÜ-SEN: VYK atama önerileri yasaya aykırı!Sendika, söz konusu atamaların yasal yetki açısından sorunlu olduğunu savundu. Bu çerçevede, hangi üyenin hangi gerekçeyle görevden alındığının ve yerine kimin atandığının ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği vurgulandı.23 Aralık 2025 Salı 12:13KIBRIS
Barolar Birliği Merkez Konseyi’nden “Anayasa Değişiklik Taslağı”na destekTaslak, yargı sisteminin sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından kritik bir eşik 23 Aralık 2025 Salı 12:08KIBRIS
Başhekim Mustafa Kalfaoğlu’nun babası Ahmet Erdil Kalfaoğlu hayatını kaybettiBaşhekim Mustafa Kalfaoğlu’nun babası Ahmet Erdil Kalfaoğlu hayatını kaybetti.23 Aralık 2025 Salı 10:00KIBRIS
KKTC Cittaslow Ağı, Antalya'da noel baba etkinliklerine katıldıKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cittaslow Ağı, Bilim Kurulu Başkanı Azmi Öge liderliğinde Antalya Demre Belediyesini düzenlediği 2. Noel Baba etkinliklerine katıldı.23 Aralık 2025 Salı 09:48KÜLTÜR/ SANAT
Basketbol Pro Lig’de 1. Hafta Heyecanı SürüyorBirinci haftanın ikinci karşılaşması, 25 Aralık Perşembe akşamı saat 20.00’de İskele’de oynanacak. Bu mücadelede Caesar Larnaka Gençler Birliği ile Soyer Egemen takımları karşı karşıya gelecek.23 Aralık 2025 Salı 09:37BASKETBOL
3'lü zirveden silahlı kuvvetler düzeyinde iş birliğini artırma kararıRum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Kudüs’te gerçekleştirilen üçlü zirve çerçevesinde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi.23 Aralık 2025 Salı 09:25GÜNEY KIBRIS
Şap Hastalığı Hakkında Merak Edilenler: Uzmanlar Alınması Gereken Önlemleri AnlattıYakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi ile Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi uzmanları, adada kırmızı alarma yol açan şap hastalığına ilişkin önemli uyarılarda bulundu.23 Aralık 2025 Salı 09:24YDÜ - YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
Motosiklet sürücüsü yol kenarında yürüyen yayalara çarptı!Gemikonağı’nda akşam saatlerinde meydana gelen trafik kazası endişe yarattı.23 Aralık 2025 Salı 09:23GÜZELYURT
Kelebeklerin Geleceği İçin Kıtalar Arası Dayanışma!Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özge Özden, Almanya’da düzenlenen “9. Ortaklar ve Uzmanlar Toplantısı”nda Kıbrıs’ı temsil ederek Akdeniz ekosisteminin karşı karşıya olduğu tehditleri uluslararası bilim dünyasına aktardı.23 Aralık 2025 Salı 09:22YDÜ - YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs











Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.