27 Kasım 2024
  • Lefkoşa9°C
  • Mağusa6°C
  • Girne11°C
  • Güzelyurt6°C
  • İskele6°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara0°C

AYA YOLCULUK VE KIBRIS SORUNU

Oshan SABIRLI

18 Mayıs 2015 Pazartesi 08:46

Gökyüzü ve özellikle yeni ufuklar insanlığı hep heyecanlandırdı. Uzay ise insanlık için hep merak, korku hatta hayranlık ile takip edildi. İnsanlı Ay yolculukları, uzay yarışının bir parçası olarak ilk olarak 1969 - 1974 yılları arasında Apollo Projesi kapsamında ABD tarafından gerçekleştirilmiş. Gariptir ama şu sıralar müzakerelerdeki hareketliliği aya yolculuk gibi niteliyorum ben. Var ama yok gibi. Gerçek ama yalan da olabilir türden. Gözle görünür, elle tutulur bir şeyler verilmesi gerek. İlk insanlı Ay yolculuğu, 16 Temmuz 1969'daki fırlatılışla tarihe geçen Apollo 11 ile oldu. Bizler her ne kadar Neil Armstrong’u bilsek de, Edwin Aldrin, Michael Collins isimli astronotlarda bu yeni dönemde çok büyük bir misyonun parçası oldular. Apollo 11, 20 Temmuz 1969 tarihinde ay yörüngesine girdi. Ay örümceği adlı modül, Ay'ın Sessizlik Denizi (orijinal adı Sea Of Tranquillity'dir) bölgesine yaptığı inişin hemen ardından Neil Armstrong Ay yüzeyinde yürüdü. 15 dakika sonra onu Edwin Aldrin izledi ve Ay üzerinde toplam 21 saat 36 dakika kalındı. Her ne kadar o yıllarda ben hayatta olmasam da Neil Armstrong’un “insan için küçük, insanlık için dev bir adım” sözleri tarihe verilen belkide en önemli özdeyişler arasında. Ay’a yolculuk şimdi bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor. Oysa biz henüz dünyayı bile keşfedemeden, kendi sorunlarımıza çözüm bulamadan eş zamanlı araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Yıllarca çözümsüzlüğün içinde pençeleşen ve her defasında düşüp kalkan, ne liderlere, ne de dış güçlere inancı kalan bu topluluk hayatı etkileyecek küçük dokunuşlara büyük ihtiyaç duyuyor. Her ne kadar aya insanlı yolculukta biz yalnızca  Apollo 11 ve Neil Armstrong’u bilsek de, Apollo 12, Apollo 14, Apollo 15, Apollo 16, Apollo 17 ile toplam 6 kez, 18 astronot aya ayak basmayı başardı. 1972 yılından sonra ise aya uzaylı yolculuktan vazgeçildiği açıklandı. 2004 yılı tıpkı o serüven gibiydi. Farklı yerlerde geçen müzakere süreçleri, farklı versiyonlar ile planlar, açıklamalar, destekler. Günün sonunda ise 24 Nisan, Annan Referandumu. Referandum gecesinde, referandumunun yankılarını Güney Lefkoşa’da, Elefteria Meydanı’ndan takip ederken Kanal Sim’de, Sami Özuslu’ya yaptığım canlı bağlantıda, Kıbrıslı Rumların “hayır” ı kutladığını aktarmıştım. Sami ile yaptığım bağlantıda Kuzey Lefkoşa’da ise “evet”in kutlandığı söyleniyordu. Aslında çözümsüzlüğün iki farklı yaklaşımı vardı ülkemde. Ardından geçen zamanda sarhoşluk hali beraberinde geldi. Derken özellikle Kıbrıs Türk toplumu hayal kırıklıkları yaşadı. Tam 11 yıl geçti o günlerin üzerinden. 11 yılda birçok şeyi yitirdik. Özellikle Cuma günü vize kağıtları ile ilgili açıklanan çok basit bir uygulama benim gibi toplumda birçok kişinin moralini yükseltti. Güneye sunulan bu zeytin dalı nasıl karşılık bulacak bilmiyorum. Yeni süreçte, biz daha güçlü daha büyük adımlar istiyoruz. Biz liderlerin daha cesur adımlarla çözümü kucaklamasını arzuluyoruz. insan için küçük, Kıbrıslılar için dev adımlar gelmeli. Bekliyoruz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.