29 Mart 2024
  • Lefkoşa25°C
  • Mağusa26°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt25°C
  • İskele26°C
  • İstanbul21°C
  • Ankara20°C

AVRUPA'NIN GAZI

Defne DEVECİ

07 Ocak 2015 Çarşamba 14:02

Son zamanlarda Avrupa Birliği ülkelerinin doğalgaz ihtiyaçları ve bu ihtiyaçları sağlama yolları sadece Avrupa’nın değil, tüm çevre ülkelerinin de gündeminde oturmakta. Avrupa Birliği’ne istediğini vererek, ona sözünü geçirmek ve zengin olmak herkesin hayallerinde... Odaya giren güzel bir kadının sigarasını yakmak için yarışan erkekler gibi, birçok ülke ve hatta AB’nin kendi üyeleri bile bir yarış içerisine girmiş durumda. Kimi dağları, denizleri delik deşik edip hayallerinin peşinden koşmakta, kimi bu amaç uğruna normal şartlar altında yapması zor olan anlaşmaları yapma aşamasında... Peki Avrupa Birliği kullanacağı doğal gazın nereden ve nasıl gelmesini tercih eder? Avrupa Birliği’nin enerji politikaları bu konuda neler söylemektedir? Avrupa Komisyonu’nun düzenli olarak yenilediği, Avrupa Birliği’nin çeşitli politikaları üzerine yayınlanan ve bu politikaların şimdiki hali ve gelecekteki amaçları hakkında bilgi veren kitapçıklardan Enerji konusu ile ilgili olanına Avrupa Birliği’nin resmi internet sitesinden de ulaşılabilmekte. En son Nisan 2014’de yenilenen Enerji kitapçığına göre,  Avrupa Birliği dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve dünya enerji kaynaklarının beşte birini kullanmakta olmasına rağmen, AB toprakları içersindeki enerji kaynakları ise oldukça az durumda. Bu da AB’yi enerji kaynakları konusunda dış kaynaklara bağımlı yapıyor. Komisyon ise ilgili kitapçıkta üyelerine var olan kaynaklarını, olabilecek en iyi şekilde kullanabilmek için beraber çalışmayı önerip, enerji tasarrufuna gitmek için bir takım öneriler sunuyor. Bu bağlamda AB’nin kendi içerisinde aldığı belli başlı kararlar da var. Örneğin 2020 itibariyle tüm enerji tüketimlerini (gaz gibi) 1990 seviyelerinin %20 altında düşürmek gibi. Bu amaca ulaşmak için Komisyon üye ülkeleri elektrik kullanımı, ulaşım, endüstri ve hatta binalarda tasarruf yapmak için  teşvik etmeye çalışıyor. Gel gelelim AB’nin enerji konusundaki tek sorunu, kendi topraklarındaki kaynakların az olması değil. AB’nin, kaynakların azlığından dolayı, enerji ithalatına bağımlı olması ve üye ülkelerinin bu konuda tek bir birlik gibi hareket edememesi ise daha büyük bir sorun olarak gözüküyor. Bu konuda tek olarak hareket etmek, AB’ye üretici ülkelere karşı daha güçlü bir etkiyle enerji kaynaklarını güvence altına almayı sağlayacak olsa da, bu AB için pek mümkün gözükmüyor. Nisan 2014’te Polonya Başbakanı Donald Tusk, Financial Times’da yayınlanan bir makalede Avrupa’ya bir enerji birliği kurarak, kendini Rusya’nın (Avrupa’nın şu an ki en büyük enerji sağlayıcısı)  olası bir enerji şantajına karşı koruması önersinde bulundu fakat Tusk’ın bu önerisi pek rağbet görmedi. AB’nin böyle bir birliğe şu an sıcak bakamamasının en önemli nedeni ise, üye ülkelerin bazılarının doğal gaz için Rusya’ya diğerlerine kıyasla daha fazla bağlı olması gösteriliyor. Estonya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan, Finlandiya ve Slovakya doğal gaz için tamamen Rusya’ya bağlı iken, Yunanistan ve Çek Cumhuriyeti gazlarının %70’ini, Almanya, Polonya ve Avustya ise %50’sini, Belçika ve Hollanda %5’ini Rusya’dan alıyor. Kolayca görülebileceği gibi AB şu an doğal gaz konusunda dış ülkelere ve özellikle Rusya’ya bağımlı. Rusya’nın zaman zaman uyguladığı yaptırımlar ise AB’de tepkilere yol açıyor. Bu perspektiften baktığımızda Akdeniz’de yaşanan gerginlik ve AB’nin Güney Kıbrıs ile ilişkisini “gaz” penceresinden anlamaya çalışmak daha kolay olacak gibi gözüküyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.