20 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa9°C
  • Girne14°C
  • Güzelyurt9°C
  • İskele9°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara4°C

AV. HANİFE DEMİR YAZDI.. "İSKELE DAHA NE KADAR ZEHİRLENECEK?"

Av. Hanife Demir yazdı.. "İskele daha ne kadar zehirlenecek?"

Av. Hanife Demir yazdı.. "İskele daha ne kadar zehirlenecek?"

03 Kasım 2021 Çarşamba 07:49

Çevre  etrafımızdaki her şeydir ve insan bu her şeyin  parçası bir üyesidir. Çevrenin ekolojik anlamda bir dengesi vardır. Nitekim dışardan yapılan müdahaleler bazen bu dengeyi  bozar. Çevrenin dengesinin bozulması gerek havada gerekse karada farklı  zararlı etkilere neden olarak çoğu zaman insan ve çevre sağlığı  açısından bir takım tehlikeleri de beraberinde getirmektedir.  KKTC ‘de son yıllarda inşaat sektöründeki gelişmelerle birlikte yoğun bir nüfus artışı yaşamaktadır. Bu yoğun nüfus artışının en çok göze çarptığı bölgelerden biri de İskele beldesidir. İskele ilçesinde  özellikle merkezde son yıllarda çok hızlı biçimde gerçekleşen toplu konut projeleri şehir nüfusunu  arttırmıştır. Bu artışla birlikte gerek ilçe merkez ve bağlı köylerden toplanan atıklar da kat be kat artmış bulunmaktadır. İskele Belediyesi  ne yazık ki çöp ve katı atıkları vahşi depolama sistemi ile muhafaza etmektedir.

Ülkemizde yaşamakta olduğumuz pek çok sorun, çözüm yöntemi bilinmediği için değil çözülmek istenmediği için sürüncemede kalmaktadır. Sorunlar ise çözülmediği müddetçe beraberinde başka sorunları getirmiş ve getirecektir. Her akil kişinin bilebileceği bu basit öngörü ne yazık ki bizleri yönetenler tarafından öngörülmemektedir. Ülkemizde özellikle İskele bölgesinde çöplerin vahşi depolama usulü ile depolanması ve günden güne artan çöp birikintisi merkezi hükümetlerinde bildiği ancak bugüne değin çözmekten imtina ettiği bir sorundur. Bu sorun ile başa çıkmak ise belediyelerin mükellefiyeti haline gelmiştir. Merkezi hükümetlerin çevre korumaya yönelik ayırmış olduğu bütçeler hayli düşük rakamlardır ve  belediyelerde ise mali bütçelerde çevre korumaya yönelik gider kalemi bulunmamaktadır. Yaşam geri dönüşü olmayan bir yolculuk olarak insanın en değerli varlığıdır ve devamı temelde SAĞLIĞA bağlıdır.  Çevre koruma ve sağlığı konusunda merkezi hükümetlerin kendi görevlerini ihmal etmesi ve belediyeleri yönlendirme/denetleme mekanizmalarındaki eksiklikler/yokluklar biz belde sakinlerini ve çevremizi  HASTA etmektedir. 

İnsanın en temel hakkı yaşam hakkı olup, yaşamayan birinin de haklarını aramasından veya kullanmasından bahsedilemez. Bu da bize dolaylı yoldan devletin yaşatma yükümlüğü olduğunu göstermektedir.  Her insan bir çevrede doğar ki yaşam hakkı ile birlikte elde ettiğimiz en temel haklardan biri de sağlıklı çevrede yaşama hakkıdır. Bu haklarımızın merkezi hükümetler tarafından görmezden gelinmesi veya belediyelerin inisiyatifine bırakılmış olması çevre kirliği veya tahribatlarına yol açmaktadır.

Kural olarak gerçekler öğrenilerek bilinirken KKTC ‘de öğrenilmiş - bilinen bazı gerçekler yalnız gerçekliğini korumakta bunun ötesine geçememektedir.  Bugün dünya ülkelerinde çöp ve katı atıkların yok edilmesi veya geri dönüşümü başlı başına bir çevre politikası olarak öncelikli üzerinde durulan bir konuyken bizim ülkemizde yöneticiler bu konuyu görmezden gelmektedir.

İskele ilçesinde görmezden gelinen en önemli sorunlarımızdan biri katı atık- çöp depolamayla ilgilidir.  Mevcut depolama biçimi ve yetersizliği nedeni ile çöplerin yakılması veya yanması nedeni ile  çıkan yangınlar günlerce sürmekte özellikle şehir merkezini  yoğun bir duman ve pis kokuya maruz bırakmaktadır. Yıllardır süreklilik arz eden bu yangınlar hepimiz için birer  risk ve rahatsızlık verici sorun haline  gelmiştir. Ancak  sorun bu kadar açıklıkla bilinmesine ve gerçek anlamda halkın sağlığını  ciddi anlamda olumsuz etkilemesine rağmen sivil toplumun çabaları da yetersiz kalmaktadır. Bu bağlamda her  belde insanı olarak bizler  bu bilinen gerçekten ciddi  sorunla baş başa bırakmış vaziyetteyiz.

Devlet politikası olarak temelleri atılmamış olan çevre planlamalarının plansızlık içeren doğal durumları toplum sağlığını olumsuz etkilediği gibi toplumda aidiyet yoksunluğunun yani sıra gelecek nesillere güzel bir yarın bırakma temennisini de zedelemektedir. Dünyada aidiyet yoksunluğu yaşayan toplumlarda yabancılaşma kavramı gitgide çoğalırken teknojik kirliliğin de ekolojik dengeyi bozma sorunu apayrı bir sorun olarak nitelendirilmektedir.

Yasal mevzuat uyarınca atıkların çevreye uyumlu biçimde esas koordinasyonu sağlamak ve gerekli denetlemeleri yapmak, bölgesel boyutta atık yönetim planlarının hazırlanması Çevre Koruma Dairesinin görevlerindendir. Ancak bu devlet dairesi mevzuatın öngördüğü görevlerini İskele bölgesi için yerine getirmemektedir. Çevre politikalarındaki belirsizlik,  belediyelerin denetimsizliği, plansız kentleşme ve nüfus akımı güzelim doğa harikası olan Kıbrıs adasının ekolojik dengesini olumsuz etkilemektedir. İnsan ve çevre sağlığına önem vermeyen toplumların yetiştirdiği siyasetçilerin de çevre kirliliği ile ilgili sorunları görememe, tedbir alamamaları da normal gibi değerlendirilebilir. Ancak anormal yapının normalleştirilmesi başta toplum sağlığını hem bedenen hem de ruhen olumsuz etkileyeceği kuşkusuz bir gerçektir.

Sonuç olarak , İskele halkının kendine özgü bu sorunları iktidarlarca ve belde sakinleri dahil pek çok kişi tarafından bildiği halde, esaslı sorunlarımızla ilgili duyarsızlaştırılıp, uyutuluyor ve etkisiz hale getiriliyoruz. Hükmet bozma, erken seçim konusunda nerdeyse profesyonelleşmiş KKTC hükümetlerini toplumdan çıkar sağlamaya değil topluma faydalı olmaya ve bir an önce bölgemizdeki çöp ve katı atık sorununa kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulmaya davet etmeliyiz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA