Ataoğlu, Güney Kıbrıs’ta tutuklu bulunan iş insanı Simon Aykut ve Dubai’ye alınmayan Noyanlar Şirketler Grubu sahibi Ahmet Noyan hakkında açıklamalar yaparak net konuştu.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, KKTC’deki eski Rum taşınmazlarını suiistimal ettiği iddiasıyla Güney Kıbrıs’ta tutuklu bulunan Simon Aykut ve KKTC’de Kıbrıs Rum mallarına izinsiz inşaat ve satış yaptığı iddialarına dayandırılarak, Dubai’ye alınmayan Noyanlar Şirketler Grubu sahibi Ahmet Noyan hakkında açıklamalarda bulunarak, konunun takipçisi olduklarını belirtti.

Ataoğlu, KKTC vatandaşı olan değerli iş insanlarının Parti olarak yanında olduklarını, davanın yakın takipçisi olduklarını, parti avukatları aracılığı ile gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti.

Konunun hükümet nezdinde de gereken hassasiyet noktasına getirilmesi için girişimlerinin olduğuna da dikkati çeken Ataoğlu, “KKTC tanınmamış bir ülke olabilir. Ama bir gerçektir ve vardır. Devletin kendi yasaları ve hukuk kuralları vardır. Hukuk nezdinde tüm vatandaşlarımız eşittir ve adil muameleyi hak ettiklerini savunan bir noktadayız. Bu anlamda, hukuksuz ve haksız bir şekilde, sadece siyasi ve KKTC Devleti’ne yönelik ekonomik anlamda yürütülen bir yıpratma, çökertme politikası güden Rum Yönetimi’nin bu tutumunu kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.

DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, konunun Parti düzeyinde yetkili organları ile istişare ettiklerini ve Parti’nin avukatları aracılığı ile BM’ye iletilmek üzere konu ile ilgili görüşleri içeren bir mektubunun hazırlandığını, yakın bir zamanda bu mektubu BM yetkililerine vereceklerini belirtti.

“Vatandaşlarımız her nerede olurlarsa olsunlar, bizlerin güvencesi altındadır. Hiçbir vatandaşımız, dünyanın neresinde olursa olsun yalnız değillerdir. Bizler onların yanındayız, yanında olmaya da devam edeceğiz” diyen Ataoğlu, “Bu konunun da takipçisi olmaya, gerekli tüm hukuksal işlemlerde destek olmaya devam edeceğiz. Sadece siyasi ve insani olmayan sebeplerle, hukuka ve Ada’daki konjonktüre, gerçekliğe aykırı, iki toplum arasındaki ilişkilerin gerilmesi pahasına yürüttükleri böylesi keyfi uygulamaların karşısındayız, her zaman da gereğini yapmaya devam edeceğiz” dedi.