22 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa16°C
  • Girne17°C
  • Güzelyurt13°C
  • İskele16°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara12°C

AŞK’IN BİNBİR GECE MASALLARI

Hare Ergen

08 Haziran 2018 Cuma 09:00

Gecenin zamansız bir vakti uyandı...Sanki dünyanın tüm sivrisinekleri odanın içine dolmuştu...Gözleri karanlığa alışınca yataktan kalktı. Bahçedeki kanepeye gidip, orada biraz oturmanın belki de iyi bir fikir olacağını düşünüp, mutfağa geçti. Canı kahve çekmişti. Bahçede otururken mis kokulu kahve içmek güzel olacaktı...Karanlıkta mutfağa girip kahveyi yaptı, sonra evden çıkıp bahçeye geçti, yine zamansız ve karanlık içinde...Yaz aylarının en sıcak günlerinde, geçmek bilmeyen saatler ve tutkular arasında, aklına hep Neyzen Tevfik’in,“hayat üç buçukla dört arasındadır. Ya üç buçuk atarsın, ya da dört dörtlük yaşarsın” dizeleri geliyordu...Bu gece gökyüzü aydınlıktı. Yıldızlar ne de güzel parlıyordu...Kaç sene geçti diye bir düşündü...Sonra da neyin kaç senesi diye gülümsedi kendi kendine...

“Hiç düşünmeden, derinden, kimsesiz...Hiç düşünmeden; umursuzca, korkusuzca... Hiç düşünmeden; bazen acı içinde, bazen ise sevinç içinde...Sevdim...Çok sevdim, kısaca...”dedi.

Gözlerini yıldızlara çevirdi yine...Neyzen Tevfik’in “hayat üç buçukla dört arasındadır. Ya üç buçuk atarsın, ya da dört dörtlük yaşarsın” dediği gibi miydi hayat aslında?

Kanepede iyice hatıralara dalmışken, birden bir yıldız kaydığını gördü. Gözlerini kapattı ve dilek tuttu.

“Bu gece kollarında uyut beni, yüzünü görmeden geçen zamanlara inat gel...Kalbimizin mühürleri tekrar açılsın...Çok üşüdüm sen yokken...”

Kaç gece sabahlamıştı bu kanepede...Beklerken.

Kaç gece sabahlamıştı bu evde...Özlerken.

Kaç gece umut ve gözyaşı ile beklemişti...Gelmesini.

Kaç gece saatin; akrep ve yelkovanı kovalarken durduğunu düşünmüştü...

Tıpkı senin her gelişin öncesinde, nefesimin durduğunu sanıp panik yapmam gibi...

Aşk böyle birşey olmalı”diye yazmıştı bir sefer. Aynen Cem Adrian’ın yazdığı şarkı sözleri gibi...

“Bir istiridyenin kıymetli incisini sakladığı gibi saklarım seni
Bir bahar dalının narin tomurcuklarını sakındığı gibi korurum seni
Çok derin derin
Derin derin, derin derin
Derinlerimde ellerin
Bir armağan gibi Tanrı'dan bana
Kış güneşinde altın kirpiklerin
Ben seni çok sevdim
Belki zordur anlaması sessizliğimden
Ben seni çok sevdim
Sen oku kelimeleri gözlerimden...”
Kanepeden kalktı. Yakında hiç ayrılmamak üzere buluşacaklardı. Belki bir daha aşk şiirleri yazamayacaktı. Kimbilir...

Belki de aşk özlemekti, belki de aşk görememekti...Belki de aşk ızdıraptı...Kimbilir...Belki de aşkı bu kadar kıymetli ve sonsuz kılan kavuşamama haliydi...Belki de aşkı bu kadar değerli kılan kavuştuktan sonra bile her anı tadına vararak yaşamaktı, tıpkı binbir gece masalları gibi...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.