ASKERİ TESİSLER VE TURİZM TESİSLERİ !...
Taner ULUTAŞ
12 Eylül 2019 Perşembe 13:03
Batmayan Uçak Gemisi olarak nitelendirilen ve bir turizm adası yerine askeri üs haline getirilen Kıbrıs’ta, yaşanan patlama olayı, yaşamın hiçbir garantisinin olmadığını bize göstertti. Askeri mühimmat deposunun patlaması, turizm ile askeri birliklerin iç içe olamayacağı gerçeğini gözümüzün içine soktu. Gece saat 01.00 raddelerinde askeri bölgedeki bir korulukta çıkan yangın, askerin mühimat deposuna sıçrayınca, gece karanlığını, gündüz ışığına çevirdi.
11 Eylül tarihinde, ABD’de düzenlenen ve ilk kez ABD’nin kendi topraklarında yaşadığı ikiz kule terör olayının yanısıra, 12 Eylül 1980 tarihinde, Kenan Evren ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen ve birçok gencin işkence gördüğü, bazılarının ise hayatını kaybettiği askeri darbe arasında, yaşanan patlama olayı dikkat çekti. İki uğursuz bir uğursuzluk daha yaşadık. Ve Mühimmat deposu patlayarak, belkide bize Tanrı, askeri mühimat depoları ile turizm tesisleri iç içe olmaz. Aklınızı başınıza toplayın mesajı verdi.
Gece yarısı saat 01.00 raddelerinde patlayan mühimat deposu sornasında yaralıların olduğu açıklandı. Patlama sonrasında, parçalar, Acapulco oteli darmadağın etti. Turistler ve otel misafirlerinin, korkunun doruğuna taşınmasına neden oldu. Turistler geceyi sahilde geçirdi. Ve telaş ve panik içerisinde otel terk etmelerine neden oldu.
Eeee ne yapalım diyenler olabilir. Hatta o birileri otelin aldığı hasar çok büyük değil de diyebilir. Ama lütfen o birileri otelin aldığı hasara değil, turizmin aldığı yaranın büyüklüğüne baksın. Özellikle Türkiye gazeteleri sonrasında, dünya basını da bunu yazınca alınacak yaranın büyüklüğüne baksın derim. Bu olay, bizlere mehteran takımı eşliğinde, davul zurnayla tavşan avına gidilemeyeceğini de göstertmiş oldu.
Arkadaşlar, dostlar, ülkemdaşlar, gelin birlikte, Acapulco’dan başlayarak, Girne’ye doğru hareket edelim. Acapulco Otelin yanından hareket ettiğimiz zaman hemen yanıbaşında, 6 mil denilen plaj var. O plaj ve yanındaki sahil şeridi askeri bölge. Onu geçtik ve Hazreti Ömer bölgesine geldik. Orada da askeri tesisler mevcut. Arabamızı sürmeye devam ettik ve Girne yeni Liman yanına geldik. Orada da askeri bölge olduğuna tanık olduk. Girne’nin turizm açısından son derece önemli olan Dome Otel ile Rock Otel’in önünde durduk. Dome karşısında ordu evi. Rock Otel’in karşısına geldik. Askeri lojmanlar her tarafı sarmış durumda. Jasmien Cort otelin yanı ve karşısı komple askeri kamp. Yılan Adası da öyle. Balina!ya kadar uzandık Orası da askeri bölge. Kısacası sahilin dörtte üçü askeri bölge ve askerin muhimatı ile dolu.
Deniz Tuzimini geçtim. Dağ turizmi yapalım dedik. Beş parmaklara çıktık. Beşparmak dağlarının üzerinde bulunan Kadife kale, Beyaz evler ve St. Hilarion askerin ve askeri tesislerin bulunduğu yerlerdir ve orada da askerler mevcut. Dağdan inerken, dağın eteklerinde eskiden askerlik zamanında ‘Doğru Yol ‘ dediğimiz boğazın dağ eteklerinde GKK ve askeri tesisler var. Peki, Avrupa’dan, veya başka ülkelerden gelen turistler bu askeri birliklerin olduğu yerlerde, rahat, rahat gezebilir ve ülkenin coğrafi yapısı bakımından yeterli bilgi sahibi olabilir mi?
Uçak biletlerinin cep yaktığı, pahalılığı bıraktık, bu şartlarda bu ülkeye yabancı turist akışının nasıl sağlanacağı birileri bana söylesin. Portokala dıştan baktığınız zaman, aman ne güzel dersiniz. Ama kabuklarını soyduğunuz zaman içinin çürük olduğu gerçeği ile tanışırsınız.
Neyse, bu olay, Rum Kesimindeki gibi askeri bölgelerin meskun bölgelerden uzak yerlerde kurulması örneğinde olduğu gibi, bizdeki askeri bölgelerin ve buna bağlı mühimmat depolarının, yayılma alanlarına çeki düzen verilmesi gerektiğini ortaya çıkardı. Yaşanan bu korkunç olay, Turistik tesislerin yanı yerine, özellikle mühimmat depolarının meskun yerlerden uzak yerlere depolanması gerektiğini bize göstertti. Bunun yanısıra, özellikle sanayi bölgelerinde izin alınmadan, gelişi güzel tesislerin yanına konan likit gaz depolarının da artık denetlenmesi ve gereken tedbirlerin alınması gerektiği ortaya çıktı. Gelişi güzel ve gerekli tedbirler alınmadan işletmelerin önüne konan bu depoların patlamasının da ölümlere ve yaralanmaların yanısıra sanayi bölgesinde yangın çıkacağının habercisi oldu.
Sapotaj ihtimalinden söz ediliyor. Bu olay daha vahim. Sapotaj ihtimali gerçekse, daha vahim olayların yaşanmaması ve ülkenin turizm prestijinin kara muza ile siyaha boyanmaması için, askeri mühimat depolarının turistik alanlardan uzak yerlere konuşlandırılması gerektiği ortaya çıktı. Her köye dağılan ve güvenlikleri bence yeterince sağlanamayan, askeri birliklerin, güvenliklerinin tam sağlanması için bir yerlere toplanması gerektiği de gözler önüne serildi. Haaa, Türkan Şoray, Yeşilçam’ın kanunlarını, taş bebek Gönül Yazar tarihini, Kıbrıs’ta da ‘biz yaparız’ tarihini asker yazar denirse, o zaman yandı gülüm keten helva. Bundan sonra yaşanması muhtemel gümbürtünün boyutunu izleyin.
Patlama olayı, batmayan uçak gemisi olarak nitelendirilen, Kıbrıs Ada’sının bir barut fıçısı haline dönüştüğünü bize göstertti. Ada üzerindeki silah ve mühimatın boyutunun insanlar için ne büyük tehlike olduğunu gözlerimizin içine soktu. İşte bu nedenle çözüm ve İngiliz Üsleri de dahil askersiz bir Kıbrıs diyenler haklı çıkıyor. Ve bu noktada çözüm diyenlere, birilerinin ‘Vatan Hainleri’ demesini anlayış ile karşılamıyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.