22 Kasım 2024
  • Lefkoşa16°C
  • Mağusa17°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele17°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

AŞK-I MEMNU

CTP ile UBP’nin adına “ilkeler hükümeti” denilen koalisyonu en sonunda yasak aşka dönüştü. İki partinin aşkında ise su krizi nedeni ile oluşan çatlak büyümeye devam ediyor.

Aşk-ı memnu

16 Şubat 2016 Salı 09:45

UBP REST ÇEKTİ

Cumhuriyetçi Türk Partisi ile Ulusal Birlik Partisi’nin aşkında çatlak ve gerilim devam ediyor. Hükümet ortakları “kriz yok” şeklinde açıklamalarda bulunsa da, iki parti arasında “su yönetimi” nedeni ile oluşan karşıt görüşler perde gerisinde hükümeti düşürebilecek ciddiyete ulaştı. CTP’nin tabanı su konusunda anlaşma metnine tepki koyarken, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, partisinin, ortağı olduğu hükümetten, ülkeye ve halkına sorumluluğu gereği önceden onayladığı metni aynen imzalayarak su konusunun en kısa sürede sonlandırılmasını talep etti.

BAKANLAR MUTLU

Maliye Bakanı Birikim Özgür, su konusunda Ankara’da yürütülen görüşmelerde, KKTC tarafının hassas olduğu konularda “imzalamayız” diyerek görüşmelere ara verdiklerini, biraz da sert bir tavır göstererek istenilen sonucun alındığını ve Ada’ya mutlu dönüldüğünü söyledi. Öte yandan Başbakan Ömer Kalyoncu ise bazen komitelerde farklı karar alındığını, kurulda farklı oy kullandığını; bunu tüm partilerin yaşadığını ifade etti. Kalyoncu, su konusunun uzayan ve daha da uzayacak bir konu olduğunu kaydetti.

KKTC ile Türkiye’nin arasını açan su krizi yeni bir aşamaya taşındı. Türkiye’de temaslarda bulunduktan sonra adaya dönen 4 bakan toz pembe bir görüntü çizmeye çalışırken bu kez su krizi siyasi krize dönüştü. Bir yandan hükümet ortakları farklı ve çelişkili açıklamalar yaparken, diğer yandan belediyelerin endişeli bekleyişi sürüyor. Dün son olarak UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün partisinin tavrının net olduğunu söyledi ve CTP’ye ülkeye ve halkına sorumluluğu gereği önceden onayladığı metni aynen imzalayarak su konusunun en kısa sürede sonlandırılmasını talep etti. Başbakan Ömer Kalyoncu ise su konusunun daha da uzayacağına vurgu yaptı.

KALYONCU

BU İŞ UZAR

Başbakan Ömer Kalyoncu sün yaptığı açıklamada, bazen komitelerde farklı karar alındığını, kurulda farklı oy kullandığını; bunu tüm partilerin yaşadığını ifade etti. Kalyoncu, su konusunun uzayan ve daha da uzayacak bir konu olduğunu kaydetti.

“KKTC Bakanları TC’ye giderse ve karşılarına müsteşar yardımları oturur burada bir sorun var. Bu, karşı karşıya kaldığınız durum ve neden ileri gitmediğinizin bir ürünüdür. Bunların değişmesi ve düzeylerle iletişime geçilmesi gerekir” şeklinde konuşan Kalyoncu, Türkiye’ye gönderilen metinde 3 temel konu olduğunu ifade etti. Başbakan, üzerinde iki gün pazarlık yapılması gereken bir konu olmadığını ancak bu konularla ilgili iki gün pazarlık yapıldığını ve bunun neden yapıldığını kendisinin anlamadığını söyledi.

HAVAALANI ÖRNEĞİNİ VERDİ

Belediyelerin ihtiyaçlarının gözetilmesi gerektiğini ifade eden Başbakan, “havaalanı özelleştirildi oradaki zorlukları görüyoruz. Havaalanı içerisindeki adam astığı astık kestiği kestiktir” dedi. Su konusunda Belediyeler Birliği’nden iki temsilci olmasını önerdiklerini ancak bu konunun bile Türkiye’de tartışıldığını ifade eden Başbakan, Türkiye’de belediyelere yönelik su kullanımının özelleştirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

“Su borularına atık girer mi girmez mi bu tartışma hala devam ediyor” diyen Başbakan, yap işlet devret modelinin mümkün olduğunu ancak belediyelerin de önüne geçilmesinin doğru olmadığını dile getirdi.

“YEREL SU KAYNAKLARI İŞLETMECİYE DEVREDİLMEYECEK…”

Su yönetimiyle ilgili yer alan sözleşmenin bir maddesinin de alım garantili seçenek olduğunu açıklayan Başbakan, yerel su kaynaklarının işletmeciye devredilmeyeceğini ancak suların artık kontrollü olacağını aksi halde aküferlerin korunamayacağını vurguladı.

Beşparmak’taki boruların 40 metre aşağıya indiğini, Güzelyurt su kaynaklarının tuzlandığını ve suya çok ihtiyaç olduğunu ifade eden Başbakan, ancak su ile ilgili karşılaştıkları muamelenin hoş bir muamele olmadığını söyledi.

BIRIKIM

UBP’DEN “İNKAR ETMEYİN” ÇAĞRISI

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ise partisinin, “ortağı olduğu hükümetten, ülkeye ve halkına sorumluluğu gereği önceden onayladığı metni aynen imzalayarak su konusunun en kısa sürede sonlandırılmasını talep ettiğini” açıkladı.

Özgürgün, “hükümetler arası anlaşmaların parti meclisi tartışmalarıyla inkar edilemeyeceğini” de kaydetti.

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, yaptığı açıklamada, “Kıbrıs Türk siyasi tarihinde kırk yıllık siyasi rekabetin baş aktörleri durumunda olan UBP ve CTP’nin ülkeye hizmet temelinde oluşturduğu koalisyon hükümetinin parti çıkarlarının değil, ülkenin ve halkımızın kazanımları üzerine kurgulandığının” herkesçe bilindiğini belirtti.

“ANLAMSIZ TARTIŞMA”

“Hal böyleyken Asrın Projesi olarak nitelendirilen Anavatan Türkiye’nin milyarlar harcayarak ülkemize ulaştırdığı ‘su’ konusundaki anlamsız tartışmaların suyun yönetiminin ya da işletmesinin çok ötesine taşındığını üzülerek gözlemlemekteyiz” diyen Özgürgün, parti meclisi tartışmalarıyla hükümetler arası anlaşmaların inkar eder anlamlar yüklenmesinin asla kabul edilemeyeceğini kaydetti.

UBP Genel Başkanı Özgürgün, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Yıllar önce hükümetler arası anlaşmalarla hayat bulan, bir önceki hükümetçe de onaylanan, her safhası karşılıklı üst düzey katılımlı törenlerle tamamlanan ve ülkemize ulaştırılan suyun, çok önceden yapılması gereken Parti Meclisi tartışmalarıyla bu safhada hükümetler arası anlaşmaları inkar eder anlamlar yüklenmesi asla kabul edilemez.

Ulusal Birlik Partisi’nin su konusundaki tavrı gayet nettir ve başından beri çok iyi bilinmektedir. UBP’ye göre mesele suyun ülkemize, topraklarımıza ulaşmasıdır. Bunun dışında tartışmalar, niyeti aşmaya yöneliktir. Asrın Su Projesi, Anavatan Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, Kıbrıs Türk halkının refah ve mutluluğuna yönelik sağladığı sayısız projelerin devamıdır.

Ulusal Birlik Partisi, ortağı olduğu hükümetten, ülkeye ve halkına sorumluluğu gereği önceden onayladığı metni aynen imzalayarak su konusunun en kısa sürede sonlandırılmasını talep eder.”

HARMANCI

HARMANCI TEPKİLİ

Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ise su konusunda tepkisini sosyal medya hesabından duyurdu. Harmancı kendilerinin farklı açıklamalardan dolayı huzursuzluk yaşadığını kaydetti. Harmancı ortada bir uzlaşı olup olmadığını anlamadıklarını, hükümetin kendilerine aktardığının dışında bir gelişme mi olacağını öğrenemediğini söyledi.

Harmancı yaptığı açıklamada şunları kaydetti;

“Su konusunda bizde artık ne diyeceğimizi şaşırdık. Herkes gibi bizler de farklı açıklamalar nedeni ile büyük bir huzursuzluk yaşıyoruz. CTP içerisinde bir grup arkadaşımızın iyi niyetli şekilde bu durumu tartıştığından ve farklılaştırmaya çalıştığından eminim ama günün sonunda bir çok konu bizler açısından belirsizliğini koruyor.

1. Metin Bakanlar kurulunda uzlaşıldı mı? Bize 10 Şubat Çarşamba akşamı söylenen uzlaşıldığı idi. Eğer bu konu farklılaşmışsa lütfen hükümetin her iki ortağı ortaklaşa olarak bizlere ve kamuya bilgi versin.

2. Mevcut metin su-kanalizasyon-yağmur suyu toplamala havzaları dahil özel bir şirketin tekelinde işletilmesine olanak veriyordu. Bu konuda hükümet bizlere aktardıklarının dışında bir aksiyon alacak mı?

3. Eğer devredilecekse bu alanlarda ve bağlı alanlarda görev yapan belediye çalışanlarının maliyetleri yasal anlamda güvence altına alınacak mı?

4. Belediye Meclislerince hayır kararı alınıp, belediyeler suyu özele devir etmeyecekse bize sunulan metinde Güzelyurt'dan bize gelen tuzlu suyu Türkiye'den gelen suyla aynı fiyata satılması öngörülüyordu, bu konuda hükümet aksiyonları olacak mı? Eğer mevcut şekli ile kalacaksa metin imzalanacak mı?

5. Belediyelere verilmesi planlanan %10 cirodan pay nasıl dağıtılacak? Metne göre, devrettiğimiz altyapının mevcut durumu ve finansman şekline bakılarak dağıtılacağı. Hükümet hala aynı pozisyonda mı?

6. %30 ortaklığımız bulunanan Haspolat arıtma tesisinin işletme sözleşmesi 8 yıl sonra bitiyor. Bu süre içerisinde ihaleye alacak olan şirket kanalizasyon sistemini Lefkoşa'da bu alana yönlendirecek bunun maliyetleri nasıl hesaplanacak? Şirket işletmeci ile mi anlaşacak ve maliyeti ona göre mi karşılanacak?

7. Belediyelerin mevcut durumda şişmiş kadroları belediyelerin yetkileri de daraltıldığında daha da işlevsiz hale geleceğinden belediyelerin görev ve yetkilerini genişletmek üzere ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

Bizlerin de "yüzünün gülebilmesi" ve "rahat bir uyku uyuyabilmemiz" için sanırım ne olup bittiğini bilmemiz gerekiyor.

Olayın siyasi boyutlarına inmeden, bunlar sadece belediyeler açısından sorabildiklerim.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA