ANAYASA’YA TEPKİ

Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Avukat Barış Mamalı, Anayasa değişiklik paketinin; halkın istekleri ve ihtiyaçları göz önüne alınmadan hazırlandığını, insanların hak ve özgürlükleri ile yaşam kalitelerinin bir adım öteye taşınmadığını savundu.

Mamalı, bu değişiklikler içerisinde çalışma hayatı ve çalışan insanların ekonomik gelişimine yönelik de tek bir kelime geçmediğini ifade ederek, “Anayasa değişiklikleri içerisinde yapılması beklenen en büyük yeniliklerin başında milletvekili transferlerini engellemek olması gerekirken bu konuda hiçbir şeyin yapılmadığını görmekteyiz” dedi.

Mamalı yazılı açıklamasında, “Anayasa değişiklik paketinin, halkı hiçe sayarak hazırlandığını, değişiklikler incelendikçe de insanı hayretler içerisinde bırakacak birçok düzenleme ile karşılaşıldığını” kaydetti.

Her dönem yaşanan milletvekili transferlerinin toplumda büyük rahatsızlık yaratmaya devam ettiğini, siyasete ve siyasetçiye olan güveni sıfırlayan vekil transferlerini önleme noktasında partilerin bugüne dek bir şey yapmadığını işaret eden Mamalı, bu değişikliklerde yine bir şey yapılmadığını, Anayasa’nın 70. Maddesinin sonuna eklenen yeni bir fıkra ile “milletvekili transferine” onay verildiğini öne sürdü.

Mamalı, mevcut uygulamada bir milletvekilinin bir başka partiye transfer olduğunda aldığı devlet katkısının da transfer olduğu yeni partisine aktarıldığını, bu maddi katkının kaybının siyasi partileri transferlerden ötürü rahatsız ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Yapılan anayasa değişiklik çalışmasına baktığımızda ise partilerin sadece bu transferden ötürü kaybedilen paranın derdinde olduklarını görürüz.

Değişiklik adı altında 70. Maddeye eklenen son fıkraya bakıldığında ‘Bir milletvekilinin bir başka partiye transfer olması halinde devlet katkısını yine eski partisinin alacağı’ anlamı çok net olarak çıkmaktadır. Meclisteki partiler transfer olayını engellemek yerine sadece transfer bedelinin peşine düşmüşlerdir.

Servet beyanlarını halktan gizleme yolunu seçen milletvekillerinin şimdi de kendi transferlerine zımnen onay verecek yeni bir anayasal zemin yaratmaya çalıştıklarını görmekteyiz.

Ahlak değerlerini yerle bir eden vekil transferini önlemek istemeyenler milletvekili transferindeki bonservis bedelini kapabilmenin yolunu düşünmüşlerdir. Bu değişiklik ‘Milletvekili nere gidecekse gitsin zaten parasını devletten yine ben alacağım için sorun değil’ anlayışını yansıtmaktadır.”