ANASTASİADİS, “GUTERRES ÇERÇEVESİ”NE DAİR İDDİALARINI SÜRDÜRDÜ
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “Guterres Çerçevesi”ne dair iddialarını sürdürdü

29 Mayıs 2018 Salı 11:16
Rum lider, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya, Crans Montana görüşmeleri ve Guterres Çerçevesi konusunda sorular yöneltti ve eleştirilerde bulundu.
Anastasiadis, AKEL’in kendisine eleştirilerine de değinerek, konuyu “Helenizm’in katı görüşlerine” getirdi. Rum lider şöyle dedi: “AKEL, Sayın Akıncı’nın önerdiği belgeyi stratejik anlaşma olarak imzalamayı kabul eder mi? Onlar kabul ederlerse, kesin dille söylüyorum; böyle bir şeyi kabul etmem söz konusu değil. çünkü artık Kıbrıs Helenizmi’nin katı görüşleri yoğun endişeleri olan bir şeyi, yani güvenlik konularını müzakere etme olanağım olmayacak.”
Anastasiadis, müzakerelerde, “Kıbrıs Türk tarafının revize söylemleri” aracılığıyla kendilerini, “nüfusu daha küçük olan toplumun imtiyazlı toplum haline geleceği ve nüfusu fazla toplumu kontrol edeceği bir rejime doğru sürükleme eğilimi” geliştiğini iddia etti. Rum lider, “Özde ‘çoğunluk yönetir azınlık garanti edilir’i, çoğunluk yönetir’e dönüştürecektik” dedi.
Anastasiadis’in, Fileleftheros’a verdiği ve gazetenin dünkü sayısında sağlık, eğitim ve diğer iç siyaset konularında kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdiği özel söyleşisinin Kıbrıs sorunuyla ilgili bölümü bugün “Akıncı Cevap Versin… Başkan Anastasiadis Kıbrıslı Türk Lideri Guterres Çerçevesi Konusunda Görüşlerini Açıklamaya Çağırıyor” başlığıyla manşetten yayınlandı.
Gazeteye göre Anastasiadis’in Akıncı’dan görüşlerini ortaya koymasını istediği konular şunlar: “Guterres Çerçevesi’nin ana yeniliğinin garantiler, müdahale hakkı ve Türk askeri olmadan normal devlet olacak bir Kıbrıs’la ilgili olup olmadığı, Guterres Çerçevesi’nin bütün konularını, özellikle de Türk tarafının Crans Montana’da bile görüşmek niyetinde olmadığı konuları müzakereye hazır olup olmadığı, Rum tarafından talep ettiklerinin (garantiler, müdahale hakları, Türk askerinin daimi varlığı, olumlu oy) BM üyesi 195 ülkeden herhangi birinin anayasasında yer alıp almadığı.”
Kıbrıs sorununda şahsına yönelttiği eleştirilere karşılık AKEL liderliğine “Sayın Akıncı’nın önerdiği belgeyi stratejik anlaşma olarak imzalamayı kabul eder miydi” sorusunu soran ve bunun açıklanmasını isteyen Anastasiadis, “Stratejik belge olarak kabul etmem söz konusu değil çünkü artık Kıbrıs Helenizmi’nin katı görüşleri, yoğun endişeleri olan bir şeyi, yani Güvenliği müzakere olanağım olmaz” dedi.
Anastasiadis söyleşide, “AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’yu, BM Genel Sekreteri’ne gönderilen mektupları kendisi görsün diye hafta içinde Rum Başkanlık Sarayı’na davet edeceğini” de açıkladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın kendisine, Guterres Çerçevesi üzerinde anlaşma daveti yaptığı ancak kendisinin olumlu cevap vermediği hatırlatıldığında Anastasiadis, “Akıncı, Guterres Çerçevesi’ni stratejik belge olarak kabul etmemiz ve ardından diyaloğa girmemize dair bir açıklama yaptı. Her şeyden önce şunların izah edilmesi gerekir” dedi, ve Guterres Çerçevesi’yle ilgili bilindik iddilarına şöyle devam etti:
“Daveti olumlu bulduğumu açıkladım, elbette son şeklini 4 Temmuz’da alan ve garantiler, müdahale hakları ve işgal askerlerinin çekilmesini de içeren Guterres Çerçevesi’ni kast etmesi şartıyla. Sayın Akıncı’nın verdiği cevap, başka bir şeyden, 30 Haziran’da Sayın Eide tarafından sunulan ilk gayrı resmî belgeden söz ediyordu. Eide, gayrı resmî belgede Sayın Antonio Guterres’in 28 Haziran’da önerdiği parametreleri kendi anladığı şekilde ortaya koydu. O zaman her iki tarafta (biz ve Kıbrıslı Türkler) protesto ettik –ki bu konuda Sayın Mavroyannis’in gönderdiği ve aldığı mesajlar var. O zaman BM, Eide belgesi olmadan ilerlememizi önerdi. Ancak 4 Temmuz’da Sayın Eide geri döndü ve bize, Genel Sekreter’in emriyle ve gayrı resmî belgeyle ilgili herhangi bir yanlış anlama veya yanlış yorumu ortadan kaldırmak için ‘Size Genel Sekreter’in bana, kendisinin çerçevesi olarak sunmamı emretti’ dedi. Guterres Çerçevesi odur.”
“ASKERİN ÇEKİLMESİ IŞIĞINDA, TOPLUMLARARASI ÇATIŞMALARI GÖĞÜSLEMEK İÇİN ÇOKULUSLU POLİS GÜCÜ”
Anastasiadis, gazetenin “yani bizim tarafın olumlu yanıtı var mı?” diye üstelemesine karşılık “o ilk anda” Crans Montana’da “Guterres Çerçevesi”ne olumlu cevap veren tek tarafın Rum tarafı olduğunu öne sürdü, şöyle devam etti:
“Bundan ötürü ayın 5’inde, Guterres Çerçevesi’nin 28 Haziran’daki ilk halinden, Genel Sekreter’in kast ettiği nihai şeklini almasından sonra, iç yönler ile garantiler ve askerler konusunda dair bizim önerilerimizi yazılı sundum. 6 Temmuz’da prosedüre yardımcı olmak için bir adım daha attım ve kurulacak yeni düzene dair tam ve kapsamlı belge sundum. Belgede elbette garantilerin, müdahale haklarının kaldırılması, işgal askerlerinin çekilmesi, iki toplum arasında anlaşmaya varılacakların uygulanmasının izlenme yöntemleri ve anlaşmaya varılacakların uygulanmasını denetim mekanizması da vardı. Belgede, bir süreliğine iki bin kişilik çokuluslu bir polis gücü olabileceğini önerdim. Yani, askerlerin çekilmesi ışığı altında, toplumlararası çatışmaları – tescilli Organ olarak- göğüslemek için. Önerimiz, oluşturucu devletlerden birinde bir olay olması halinde, ilk yetkinin o devletin polisinde olacağını, durumu kontrol altına alamazsa Federal Polis’in yetkili olacağı, daha sonra da üçüncü yılda ve gerek olması halinde çokuluslu polis gücünün devralmasını öngörüyordu. Ve nihayet, durum kontrol dışı olmaya devam ederse de cumhurbaşkanı veya cumhurbaşkanı yardımcısı, alınması gereken tedbirlere Güvenlik Konseyi’nin karar vermesi için BM Genel Sekreteri’ne başvurabilir. Durum böyledir ve bu nedenle Sayın Akıncı’nın önerisine cevaben, şahsının (Akıncı) ve öncelikle de Türkiye’nin şunların söylendiği Guterres Çerçevesi’nin maddelerini benimseyip benimsemediği sorusu ortaya konuldu: ‘Yeni bir güvenlik rejimi gerekir, eskisi değil. Tek taraflı müdahale haklarının ve Garanti Anlaşmaları’nın kaldırılması gerekir. Mevcut durum, bütün Kıbrıs ve her iki toplumdan da Kıbrıslıların tamamı, kendilerini güvende hissedeceği ve uluslararası boyut da kazanacak (BM/çok taraflı çerçeve/dost ülkeler) olan güçlü bir çözümü uygulama, izleme ve kontrol mekanizması ile değiştirilmelidir.’ Sayın Akıncı garantileri, müdahale haklarını ve askeri kast etmediği izahında bulunuyor. Dolayısıyla, iki önemli yönü: müdahale hakları ve Türk askerlerinin Kıbrıs’ta sürekli varlığına dair Türk talebini hariç tutan bir stratejik anlaşma nasıl mümkün olabilirdi, ki Crans Montana’daki çabaların çöküşünün sebebi de buydu.”
AKEL’E ELEŞTİRİLER...
AKEL’in kendisine, Kıbrıs Türk tarafınca çıkmazın kırılması yönünde adım atıldığı ancak kendisinin adım atmadığı eleştirisi yaptığı hatırlatılan Anastasiadis, AKEL Genel Sekreteri’nin, garantileri, müdahale hakkını ve asker varlığını kabul etmeyeceğini söylerken kendisinin Akıncı’nın , “Eide tarafından sunulan 30 Haziran tarihli gayrı resmi bir belgeyi öne çıkararak” önerdiklerini nasıl kabul edebileceğini sordu. Anastasiadis “AKEL’de, Sayın Akıncı’nın önerdiği belgeyi stratejik anlaşma olarak imzalamayı kabul ederler mi? Onlar kabul ederlerse, kesin dille söylüyorum; böyle bir şeyi kabul etmem söz konusu değil. çünkü artık Kıbrıs Helenizmi’nin katı görüşleri yoğun endişeleri olan bir şeyi, yani güvenlik konularını müzakere etme olanağım olmayacak. Dahası Sayın Akıncı’nın şu anda öne çıkardıkları, birlikte uzlaştığımız ilkeye; bir tarafın güvenliği öteki taraf için tehdit olamaz ilkesini ihlal ediyor. Müzakerelerin hedefi sürdürülebilir ve kabul edilebilir bir çözüm için kendi aramızda uzlaşarak bir anlaşma yapmamızdır ancak Türkiye’nin müdahalesi ve askeri varlığı olmadan.”
“AZINLIĞIN, İMTİYAZLI OLACAĞI VE ÇOĞUNLUĞU KONTROL EDECEĞİ BİR REJİM”
Anastasiadis’e Cumhurbaşkanı Akıncı ile aralarındaki olumlu kimyanın bozulmasına ve Akıncı’nın kendisini çıkmazın sorumlusu olmakla suçlamasına neyin sebep olduğu soruldu. Cumhurbaşkanlığı’na seçildiğinde Akıncı ile aralarında çok yaratıcı bir temas ve iyi bir diyalog olduğunu iddia eden Anastasiadis, Mayıs-Ağustos 2016’daki kesintinin ardından sonra müzakereler yeniden başladığında “halihazırda uzlaşmaya vardıkları konularda (Akıncı’nın) tezlerinde değişiklikler gözlemlendiğini” savundu, özetle şunları söyledi:
“Zaman geçtikçe Türkiye’nin nüfuzu, Kıbrıslı Türklerin haklarını Kıbrıslı Rumların haklarına halel getirmeden güvenceye alacak bir plana dair müzakere olanaklarını sınırlandırdı. Kıbrıs Türk tarafının revize söylemleri aracılığıyla bizleri, nüfusu daha küçük olan toplumun imtiyazlı toplum haline geleceği ve nüfusu fazla toplumu kontrol edeceği bir rejime doğru sürükleme eğilimi gelişti. Özde ‘çoğunluk yönetir azınlık garanti edilir’i çoğunluk yönetir’e dönüştürecektik.”
Bu konuda daha açık olması istendiğinde ise Anastasiadis, “Taleplerden biri, hükümetin kurumsal organının herhangi bir kararı için bir olumlu Kıbrıslı Türk oyunun zorunlu olması maddesiydi. Bu talepleri konusunda Akıncı’ya cevabımız; Merkezi hükümetin oluşturucu devletlerin içişlerine müdahalesine, oluşturucu devletlerin de merkezi hükümetin konularına, oluşturucu devletlerin de birbirlerinin konusuna karışmayacağı noktalarda anlaştığımız gibi, herkes için genel güvenlik sübaplarında uzlaşabiliriz idi. Hükümetin, Bakanlar Kurulu’nun veya başka bir kurumsal organın toplumlardan veya oluşturucu devletlerden birini etkileyecek bir kararı söz konusu olduğunda her toplumun olumlu oyu olmasını kabul ettiğimi de ekledim. Ancak Kıbrıs Türk tarafı, genelleştirilmiş veto da demek olan, devletin bütün kararlarında en az bir oyları olmasında sonuna kadar ısrar etti.”
Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya, kendisiyle bir suçlama oyununa girmek istemediği için cevap vermediğini savundu ancak Sayın Akıncı’ya yeniden sormak isterim. İster adına garantiler, ister müdahale hakları ister Türk askerinin sürekli varlığı, ister olumlu oy, ister Kıbrıslı Türklerin eşit sayıda temsiliyeti densin Kıbrıs Rum tarafından talep ettikleri BM üyesi olan 195 ülkeden herhangi birinin anayasasında var mıdır? Beni eleştiren ve suçu bana yüklemeye çalışan Sayın Akaıncı, müzakereye hazır ise, Guterres Çerçevesi’nin bütün meselelerinde, özellikle de Türk tarafının niyetli olmadığı ve Crans Montana’da görüşmediği konularda görüşlerini ortaya koymalı.”
Anastasiadis “Ancak Sayın Akıncı dışında, bizim taraftan bazıları da size sorumluluk yüklüyor” hatırlatması üzerine ise “hangimiz, Kıbrıs Rum tarafından kim sürdürülebilirliği baştan şüpheli ve muhtemelen ömrü kısa olacak bir devlet kurmamızı kabul eder?” diye sordu, şöyle devam etti:
“AB üyesi bir devletin, kendisini istila eden ve uluslararası hukukun temel ilkeleri ile insan haklarını ihlal eden ve göçmenleri kendi vatanlarında üçüncü sınıf vatandaş haline getirenlerin garantörü olmasını kim kabul eder? Öte yandan diyelim ki Kıbrıs Türk tarafının talep ettiği bu aşırı yetkileri veya genel ‘veto’ hakkı aracılığıyla, Türkiye’nin Kıbrıs’ın tamamını kontrol ettiği bir çözüme varma ihtimalini nasıl görmezden gelebiliriz?”
“TÜRKİYE ÇÖZÜME DÖNMEZSE BUNDAN SONRAKİ ADIMLARIMIZA BAKMAMIZ GEREKİR”
Geçmişte, çıkmazın uzaması olasılığı karşısında başka şeyler düşünmeleri gerektiğini söylediği hatırlatılan Anastasiadis “Kıbrıs’ın kurtuluşu ve BM kararları üzerinden yeniden birleşmesi hedefini değiştirmemizi kast etmedim” dedi, şunları söyledi: “Türkiye’nin gerçek bir çözümü müzakere etmek istememesi teyit olursa, bu durumu nasıl göğüsleyeceğimizi düşünmemiz gerektiğini kast ettim. Çünkü hepimiz, çözüm anahtarının Ankara’da olduğu saptamasında birleşiyoruz. Nihayetinde Türkiye çözüme izin vermeyi kast etmeze bundan sonraki adımlarımıza bakmamız, birlikte düşünmemiz gerekir” ifadesini kullandı.
Anastaiadis, bunun ne zaman yapılması gerektiği sorulduğunda, “her olanağı sonuna kadar kullanmamız gerek. Bu nedenle Crans Montana’da kaldığımız yerden müzakereye devam etmeye hazırım diyorum. Yeniden BM konferansına gitmemiz için iyi bir ön hazırlık yapılmalı” dedi.
Başka bir soruya karşılık, nihayetinde nereye gidildiğinin ortaya çıkması için diyaloğa devam edilmesinde ısrarlı olduğunu söyleyen Anastasiadis “Bekleyip, Türk seçimlerinden sonra Türkiye’nin tavrının ne olacağını görelim” dedi. bir B planı için uygun zaman sorulduğunda ise “Hayır. Şu anda herhangi bir B veya C planı tartışması söz konusu değil. şu anda tek bir plan var” cevabını verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İnönü Kavşağında korkutan kaza... 1 yaralıİnönü Kavşağında meydana gelen trafik kazasında bir kişi yaralandı.13 Temmuz 2025 Pazar 15:18KIBRIS
Kosova’da Basketbol ve Dostluk Rüzgarı: KKTC’li Sporculardan Anlamlı ZiyaretKosova Kalkınma Bakanı Fikrim Damka, İskele-Mağusa U14 Basketbol Karması’nı makamında ağırladı.13 Temmuz 2025 Pazar 15:14BASKETBOL
Bilimin Görünmeyen Yüzü: Prof. Dr. Başer’den İlham Veren KitapYakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden Prof. Dr. K. Hüsnü Can Başer, “Araştırma Sonuçlarının Ardındaki Hikayeler” adlı kitabıyla bilimsel başarıların arkasındaki sabır, tutku ve sezgiyi samimi bir dille anlatıyor.12 Temmuz 2025 Cumartesi 18:23YDÜ - YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
LAÜ’lü Öğrencilerden Gemikonağı Sahiline Temizlik EliLAÜ Turizm Kulübü öğrencileri, “Let’s Clean It Up!” etkinliği kapsamında Gemikonağı sahilini temizleyerek çevre bilincine dikkat çekti. Etkinlikte doğaya katkı sağlayan öğrenciler, bu tür faaliyetlerin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.12 Temmuz 2025 Cumartesi 17:20LAÜ - LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTESİ
DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Mezunları Hipokrat Yemini ile Meslek Hayatına BaşladıDAÜ ile Marmara Üniversitesi iş birliğinde yürütülen Uluslararası Ortak Tıp Programı’nın 2024-2025 Bahar Dönemi mezunları, düzenlenen törenle hekimliğe ilk adımlarını attı. Mezunlar, Hipokrat Yemini ederek insanlık adına büyük bir sorumluluğu üstlendiler.12 Temmuz 2025 Cumartesi 16:19DAÜ - DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
Mehmet Harmancı: Bu yaz 15 bin ton asfalt dökülecek!LTB Başkanı Mehmet Harmancı, asfalt çalışmalarının bölge bölge sürdüğünü belirterek yaz boyunca en az 15 bin ton asfalt dökümü yapılacağını açıkladı. “Daha yeni başladık” diyen Harmancı, çalışmaların tüm kente yayılacağını kaydetti.12 Temmuz 2025 Cumartesi 16:13KIBRIS
30 devlet görevlisi hem maaş hem emekli maaşı alıyorRum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in de aralarında bulunduğu yaklaşık 30 seçilmiş ve atanmış yetkilinin, mevcut görevleri nedeniyle aldıkları maaş yanında, emekli maaşı da aldığı bildirildi.12 Temmuz 2025 Cumartesi 15:13GÜNEY KIBRIS
İbrahim Selim’in Katılımıyla Delta ve Era Doğaya UğurlandıMeritta Deniz Kaplumbağaları Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavileri tamamlanan Delta ve Era adlı Caretta Caretta’lar, ünlü oyuncu İbrahim Selim’in de katıldığı etkinlikle denize bırakıldı.12 Temmuz 2025 Cumartesi 15:12KIBRIS
Türkiye'den üzen haber.. Yusuf'un acı ölümüKonya'da okulda sınıf arkadaşı İ.Ç. (10) tarafından boğazının sıkılması sonucu hastanede tedavi gören Yusuf Taşkın (10), 45 gün sonra hayatını kaybetti.12 Temmuz 2025 Cumartesi 14:55TÜRKİYE
Çaldıkları ziynet eşyaları ve para Salamis Ormanı'nda gömülü bulunduGazimağusa bölgesinde 21-29 Haziran tarihinde yaşanan ev açma ve hırsızlıkla alakalı tutuklanan 3 kişiyle ilgili yürütülen ileri soruşturma neticesinde çaldıkları ziynet eşyaları, çek defteri ve paralar Salamis Ormanı’nda gömülü şekilde bulundu.12 Temmuz 2025 Cumartesi 14:37KIBRIS
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs