“AMİRAL BATTI” VE NAVTEX
Oshan SABIRLI
03 Ocak 2015 Cumartesi 08:10
Kıbrıs Müzakereleri’nde tıkanıklığın son bahanesi olan Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi ve Türkiye’nin Kıbrıs adasının güney kesiminde Navtex ile ilgili aldığı kararların yeni yıl itibarı ile farklı bir aşamaya taşınması bekleniyor. Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin, Güney Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde sismik araştırma yapması amacıyla yayımladığı Navtex’in süresi doldu ve şimdi gözler Türkiye’nin Barbaros ile atacağı yeni adımlara çevrildi. Şimdi Türkiye yeni bir Navtex yayınlar mı merak ediliyor. Barbaros, pılısını pırtısını toplayıp, Türkiye’ye geri döneceği yorumları yapılıyor. Aslında Navtex’in uzatılacağı ile ilgili diplomatik kaynaklardan gelen güçlü haberler de var. 1-2 gün içerisinde bu karar netleşecek. Güney Kıbrıs’ın doğalgaz arama çalışmalarında geri adım atmayışı, Kıbrıs müzakere sürecinde pozitif bir tutum izlemeyişi Türkiye’nin yeni bir Navtex yayınlamasını da olası gösteriyor. Güney Kıbrıs’ın, 9’uncu parseldeki “Onasagora” yatağında sondaj çalışması yapan ENI/KOGAS şirketine ait “Saipem 10000” sondaj platformunun bir başka parsel olan “Amathusa” bölgesinde sondaj yapmaya hazırlandığı resmi açıklamalarla duyuruldu. Sondajın 6 Ocak’ta başlaması öngörülüyor. Yani Kıbrıs’ın güneyinde sondaj polemiğinde hız kesilmiyor. Türkiye Genel Kurmay Başkanlığı, aba altında sopa göstermeye devam ederken, Akdeniz Kalkanı Harekâtı'nda görevli TCG GEDİZ, Kıbrıs Adası güneyindeki Rumların petrol-doğalgaz arama ruhsat sahalarında sondaj çalışmaları yapan Bahama Bayraklı SAIPEM-10000 isimli platform gemisini izleme görevi için bölgede bulunduğu, resmi raporlar ile duyuruluyor. Tıpkı bir satranç oyununun içindeyiz. Hatta eskiler “Amiral Battı” oyununu daha da iyi bilecektir. Yatay düzenekte, koordinatların olduğu bir enlemde oynanan bu oyun Türkiye ile Güney Kıbrıs arasındaki iktidar yarışında, “ben daha yetkiliyim” veya “ben daha cesurum” tartışmasından başka bir şey değil. Rumlar Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a tacizde bulunduğu iddiası ile müzakereleri dondurma kararı alırken, Kıbrıs’ın kuzeyinde gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kısa bir zaman kalması her şeyi allak bullak etmiş durumda. Şimdi kafalardaki soru işaretleri, zaman darlığı, çözüm niyetinin olup olmadığı doğrultusunda belirsizlik var. Referandum sonrasında 10 yılı aşkın zaman geçti. Referandumda ağlayan Papadopoulos, Annan Planı sonrasında müzakere masasına oturmamak için can havli ile savaştı. Derken Hristofyas liderlik koltuğuna oturdu, Hristofyas çözümsüzlük için Talat’a göz açtırmadan “çözüm istemeyen” Eroğlu’nun seçilmesine çanak tuttu. Derken, koltuğa oturan evetçi Anastasiades ekonomik sorunları bahane gösterdi ilk ve görüşmek istemedi çözümü. Son olarak ise Anastasiades, Barbaros nedeni ile müzakere masasına dinamit koydu. Talat “2 ayda çözerim” demişti, beceremedi. Eroğlu, “Talat çok fazla ödün verdi” dedi, seçim gecesi güneye güvercinler uçururken, “Talat’ın bıraktığı yerden devam” mesajı verdi. Aslında hem Talat yalan söyledi, hem de Eroğlu. Barbaros kaçıp giderse Türkiye’ye müzakereler tekrar başlar mı acaba? Rum liderlik bile bile yeni şovlar yapar mı Kıbrıs Türk siyaseti üzerinden. Amiraller geri döner mi? Biter mi bu işkence? Yoksa bayat mı amiral? Tıpkı girdapta sürüklenen bu minik ada gibi?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.