ALTINBAŞLARIN BAŞINI FETÖ’MÜ YAKTI !..
Taner ULUTAŞ
13 Kasım 2019 Çarşamba 14:16
KKTC olarak isimlendirdiğimiz coğrafyada yaşananlar sonrasında aklıma deli sorular geliyor. Şimdi eğri oturalım ve doğru konuşalım. Bulut Akacan, bir iş adamı. Emlaktan beyaz eşya satışı yapılan iş yerleri sahibi. Ayrıca basına da el atarak o dalda da faaliyet gösteriyor. Haaa yaptığı bazı işler yanlış diyebilirsiniz. Doğru. Paranın getirdiği gücün şımarıklığını da yaşıyor da diyebilirsiniz. Bakın ona da katılırım. Ama bir darp olayında 2 yıl hapislik fazla değilmi diye kendi kendime sormadan edemiyorum.
Mahkemenin verdiği kararı eleştirmek veya yanlış deme hadsizliğini kesinlikle yaşamak istemem. Ama Afrika Gazetesi, Meclis olayını ve geçen sene yaşanan ciddi bir darp olayındaki cezayı emsal alırsam, kişisel kanaatime göre bu ceza sanırım biraz fazla geldi görüşündeyim.
Bulut Akacan’ı geçtim. Altınbaşların bazı kesimler tarafından dile getirilen petrol ve altın olaylarına değinmek de istemem. Çünkü konu, Hüseyin Lido’nun 18 adet taşınmaz malının sahte imzalar ile alındığı veya tasarruflarına geçirildiği iddiasıdır. Geriye dönerek Hüseyin Lido ile varılan mutabakat tarihine bakarsak, varılan anlaşmanın 2017 yılında 7 milyon elli bin Stg. olarak sağlandığını, Lido’nun rahmetli olmasından sonra ödenmeyen 3 milyon 50 bin Stg. Nedeni ile sahte evrak ile taşınmaz malların Altınbaşların üzerine geçirildiği iddia edildi.
Peki, yine aklıma takılan delice sorulara cevap aramak maksadıyla, sesli düşünürsem, 2 yıl evvel varılan mutabakat sonrasında sahtekarlık yapıldığı iddia edilen ve 16 aydır polisin takibinde olan işe neden daha önce el konmadığı sorusuna cevap veremem. Madem herşey belirlenmiş ve sahte imzalar da tespit edilmişti neden 16 ay takip edilen işe neşter vurulup yaraya tendürdiyot sürülerek iyileştirilmedi de birden düğmeye basılarak olay gün ışığına çıkartıldı diye sorulsa, sanırım ona da cevap veremem.
Bundan tahminen 2 yıl önceydi. Başbakanlık koltuğunda Hüseyin Özgürgün oturuyordu. Başbakan, Elçilikten üst düzey bir yetkili ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanının FETÖ ile ilgili toplantı yaptığı bilgisini aldım. Başbakanlığa giderek makam araçlarının fotoğraflarını da resimleyerek, FETÖ ile ilgili adım atıldığı haberini detay gazetesinde yayınlamıştık. Sonrasında İş çevrelerinde, poliste ve bazı kurumlarda FETÖ ile ilgili soruşturma başlatıldığı açıklanmıştı. Sivil Savunma eski Başkanı Türkiye’de FETÖ’den yakalanırken, burada da polis içerisinde temizliğe girişilerek, bazı üst rütbeli subayların görevden el çektirildiğini gözlemledik.
Kanaatimce FETÖ ile ilgili olarak şimdi, iş çevrelerine el atıldı. Fetullah Gülen’e yakın olduğu öne sürülen, hatta, Gülen’in hasta olduğu sırada ziyaretine giderek geçmiş olsun dileklerini ileten İmam Altınbaş’a, basında devrin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte birçok Türkiyeli bazı iş adamlarına, teşekkür ilanı çıkmıştı. Verilen teşekkür ilanında da Fethullah Gülen Hocaefendi, geçirdiği rahatsızlık sebebiyle kendisini arayan Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sn. İmam Altınbaş'a teşekkür eder denilmişti.
Tabi devir Gülen devri olduğu için olaya sempati ile bakılmış, hatta muhtemelen bazı çevrelerce alkış bile tutulmuştu. Sonrasında, dünyada büyük şok etkisi yaran ve birçok devlet yetkilisinin ve üst düzey bürokratlarının istifalarına neden olan Panama Belgeleri’nde Türkiye ve KKTC'den tam 101 Türk şirketin ve patronlarının ismimlerinin tek tek açıklanması ve bu isilerin arasında, Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vakkas Altınbaş, Creditwest Bank Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş ile Altınbaş Holding ve Creditwest Bank Yönetim Kurulu Üyesi Sofu Altınbaş’ın isimlerinin geçmesi, sanırım suyun ateşin üzerine konmasına neden olmuştu. Sonrasında, Altınbaş Holding'in FETÖ ile yakın bağları olduğu iddiası, Uşak Cumhuriyet Savcılığının FETÖ yapılanmasına dair hazırladığı iddianame ile resmi belgeye de girmişti. Holdingin ortaklarından İmam Altınbaş ve Hüseyin Altınbaş'ın adı iddianamede FETÖ'nün Pensilvanya'ya en yakın isimlerinden biri olan ve FETÖ’nün kirli ilişkilerinde adı geçen ve halen cezaevinde bulunan Hazım Sesli ile birlikte yer alması sanırım o zamanlar birilerini müthiş rahatsız etti.
Türkiye basınında adı sürekli FETÖ ile anılmaya başlanan, Altınbaş Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş’ın, Göztepe başkanlığından sonra, Fenerbahçe başkanlığına aday olması bir yerleri rahatsız etmiş olacak ki, düğmeye basılarak adaylığının önüne geçilmişti.
Kısacası evkafın su meselesine gelirsek, benim kanaatime göre bu nedenle bir yerlerden düğmeye basıldı. Altınbaş Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Vakkas Altınbaş'ın damadı Bulut Akacan’ın, Bank Asya'nın kurucu ortaklarından Ömer Hasırcılar ile KKTC'de faaliyet gösteren FEO isimli Gayrimenkul şirketinin ortağı olduğu iddiası sonrasında kanaatime göre lk hedef o seçildi. Ve Bulut’un yanlış adım atması beklendi. Bulut’un, yanlış adım atarak Erhan ile Zeki’nin darp edilmesi olayına karışması, bir yerleri harekete geçirdi. Sanal Bet Ofisi basıldı. Tutuklandı.
Sonrasında, Altınbaşların 2 yıl önce kiraladıkları ancak daha sonra dondurulan, Çıkartma Plajı kira sözleşmesi iptal edilerek, evrak sahteleme olayı gündeme taşındı. İmza sirküleri buralara güven olmadığı için Türkiye’deki uzmanlarca incelettirilerek, sahte olduğu açıklandı.
Ve yine benim kanaatim ve düşüncelerime göre düğmeye Türkiye’den bir yerlerden basıldı. FETÖ çerçevesinde yürütülen soruşturma ve araştırma, sanal bet, darp ve sahte evrak ile örtülerek, gereken yapıldı. Bu noktada, Altınbaşların suçları sabitse o verilecek ceza konusuna birşey diyemem. Ancak kanaatim, doğruysa ve biri veya birileri hesabı kapatın talimatı vermişse, hepsimizi ciddi bir tehlike bekliyor. Yarın yazı yazanarak eleştiri yapan gazeteciler, siyasette hoşa gitmeyen eleştiri yapan siyasetçiler inanın bu bıçaktan kurtulamayacak diye düşünenlerdenim
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.