ALIN SİZE TURİZM AKLI!!!
Ediz TUNCEL
06 Kasım 2018 Salı 08:30
Turizm istersiniz ha, turist istersiniz ha!
Alın size turizm aklı, alın size turiste hizmet, alın size turizme hizmet
Sabahtan beri 6 farklı kişi aradı, kimi turist rehberi, kimi turist getiren işletmeci, eski tanıdık.
Eminim beni aradıkları gibi başkalarını da aramışlardır.
St. Barnabas ve Salamis ören yerlerinin “tuvalet işletmesini” hem Eski Eserler Dairesi çalışanı olan hem de DP’ye yakın olan bir şahsa vermişler...
“Tuvalet işletmecisi” beyfendi de Euro üzerinden 50 sent tuvalet kullanım ücreti belirlemiş, ancak tuvaletlerde en ufak bir temizlik ve hijyen yok, ne sabun, ne tuvalet kağıdı görmek de mümkün değilmiş.
Hem turistler hem de rehberler ve turizm işletmecileri hop oturup hop kalkıyor.
Rezilliğe bakar mısınız!
Devletin ören yerinde, tarihi eserinde tuvalet kullanımı ücretli olacak, turist hem gelip ziyaret için bilet alacak, hem de tuvalet kullanmak isterse para ödeyecek, ya enayi yerine konulacak, ya da üstüne yapacak!
En hafifinden terbiyesizliğin, utanmazlığın, vurgunculuğun daniskasıdır bu!
Amaç hizmet değildir, partizanca uygulama ve partiliye vurgun yapma fırsatı vermedir.
Salamis ve St. Barnabas turizmin yoğun olduğu zamanlarda günde yüzlerce turist tarafından ziyaret edilir, bazıları mecburen tuvaleti kullanacaktır, günde 100 kişi tuvaleti kullansa eder 50 Euro, 200 kişi kullansa eder 100 Euro, bir ayda da eder 3000 Euro, TL’ye vursan bugünkü kurdan eder 19 bin lira, bu memleketin Başbakanı tuvalet işletmecisi olsa daha fazla kazanacak...
Kısacası, partizanlık mantığıyla “al sana dört dönüm bostan yan gel yat Osman”
Bizim turizmden sorumlu bakan da, ki kendisine bir türlü telefonla ulaşamadım, herhalde yine yurt dışındadır, memlekete turist getirmek için ter ter tepinsin, ama diğer taraftan da kendi bakanlığında turizmin ayağına kurşun sıkılsın, hem de sağlam sıkılsın...
Başbakan Tufan Erhürman derhal bu işe el atmalıdır ve bu rezaleti ortadan kaldırmalıdır.
.......................
Turizm Bakanı’nı ilgilendiren bir başka konu, Sn. Bakan’ın, ki kendisinden böylesine gereksiz ama “manalı” bir “açılım” beklemezdim, naylon poşetlerin artık ücretli olacağını açıklamasıdır...
Kardeşim bu ülke bir ucundan öteki ucuna kadar pislik içinde, yol kenarlarında milyonlarca, hatta milyarlarca her türlüsünden çöp var, memleket sadece açık hava tımarhanesi değil, aynı zamanda açık hava çöplüğü de...
Bu ülkenin insanı pis, sorumsuz ve terbiyesiz...
Sen naylon poşeti ücretli yapmışsın, ne yazar, millet eline gelen her türlü çöpü sokağa atıyor, dur deyen de yok...
Bu işin “manası” şudur, vurgunculukta sınır tanımayan marketçilerin cebine biraz daha para girsin!!!!
Bakanın aklına bunu kim sokmuşsa sokmuş, Fikri Bey de bunu sorgulamamış bile.
Rum tarafında bu poşet kullanım işini marketlerde ücretli yapmışlar, poşet başına 6 sent alıyorlar, bazı yerlerde de hiç almıyorlar, aynı tas aynı hamam devam ediyorlar, ama sorun bakalım poşetleri neden ücretli yapmışlar da üretimi daha pahalı olan kağıt poşetleri hala ücretsiz kullanıyorlar!!!!
Eğer bu memlekette naylon poşetin çevre kirliliği yaptığını düşünüyorsanız, önce çevreyi kirletenleri bir güzel tertipleyeceksiniz, Çevre Dairesi memurları ortalıkta dolaşacak, çevreyi gerek nesnelerle, gerekse gürültü patırıyla kirleteni gördüğü yerde anında bağırta bağırta cezayı basacak, öyle uyarı filan da vermeyecek çünkü bizim insan kılıklı mahlukatlar bu uyarıdan anlamaz, tınmaz da, ama cezayı yer de anasından emdiği sütü burnundan getirilirse, sonra bakın bakalım bir daha bizim pis, terbiyesiz ve sorumsuz vatandaş bu haltı eder mi!!!
Devletsen adam gibi devlet olacaksın, değilsen de kapıya kilidi vurup gideceksin, devletçilik oynamanın anlamı yok, zaten çivisi çıktı...
.........................
Marketçiler ve toptancılar ekonomik krizi fırsat bilerek vurguna devam ediyor, hem de Sterlini 9’dan, Euro’yu 8,5’dan Doları da 7,5’dan hesaplayaraktan...
Döviz ani bir çıkıştan sonra süreç içinde alınan tedbirlerle en az 20% oranında düştü ama fiyatlar hala dövizin zirve yaptığı rakamlardan hesaplanıyor ve mallar da bu fiyat üzerinden satışa sunuluyor.
Tam bir vurgunculuk düzeni aldı başını gidiyor, hükümet de seyrediyor, cek caklarla alacağı ama bir türlü alamadığı, alamayacağı tedbirleri anlatıyor...
Patates fiyatları nerdeyse et fiyatlarının seviyesine çıktı, hatta tavuk fiyatlarını geçti, ama esas sebebi neymiş, ortaya çıktı...Toptancı 1,2-1,5 lira arasında aldığı patatesi elinde tutuyor, yüzde 800-1000 karla piyasaya veriyor, devlet de buna seyirci kalıyor...
Tüccar tayfası memleketi resmen hırsızlar zulasına, vurguncu yatağına çevirdi ama sendikalar uyuyor, hükümet seyrediyor, halk ağzı aval aval açık bakıyor, ödeyemeyeceği kredi kartlarıyla hala cevizcinin çuvalından oynamaya çalışıyor...
Nereye kadar?
Nereye kadarını söyleyim...
Bu memlekette önüne geleni ahlaksızca düzen bu rezil düzen bu şekilde devam ettikçe kısa süre içinde KKTC üniversitelerinde okuyan TC kökenli öğrenciler yatay geçişle TC üniversitelerine gitmeye başlayacaklar, memleketi görmeye gelen gerçek turistler giderken illallah çekerek gidecekler ve bir daha gelmeyecekler, nitelikli beyinlerin göçü de giderek artacak, geriye bu gidişatın sonucunda işin nereye varacağını göremeyen beyin özürlüler ve onları soymaya devam edecek olan hırsızlar tayfası kalacak, bu kadar basit...
Bu bir süreçtir ve adım adım sona doğru yaklaşmaktadır.
............................
Ne acıdır ki, birazcık umut beslediğimiz bu hükümet de geçmiş hükümetler gibi tamamen fos çıktı, illallah dedirtti.
Bugün bu hükümet gitse, yerine UBP tek başına gelse, inanın kimse zerre kadar üzülmez.
Seçimden önce bütün uğraşlarımıza rağmen “aynı tas aynı hamam devam edecek, gelenin da gidenin de hiçbir farkı yok, herkes kendi menfaatinin derdinde, al birini vur ötekine” diyen ve sandığa gelmeyen kesimler, ki nüfusa oranı en az 25%’dir, ne yazık ki haklı çıktı...
Günün sonunda bir erken genel seçim olsa, ki bu er ya da geç olacak, çok muhtemeldir ki TDP ve DP barajı geçemez, HP en iyi ihtimalle TDP ve DP’nin hallerine düşer ve sadece birkaç vekil çıkarır, CTP belki biraz oy artırır, ama esas patlamayı UBP yapar, tek başına iktidar olur, ondan sonra da ilk icraat olarak cevizcinin çuvalından vatandaşlık dağıtmaya devam eder, “hizmetlerine” karşılık Türkiye’den bir miktar para koparır, piyasaya salar, sözde iş yaptı gösterir, sonra da Meclis aritmetiği Türkiye’de iktidarı elinde bulunduran AKP’nin özel gayretleriyle değişmeye başlar (elbette kendi keyiflerine ve kafalarına göre) CB Erdoğan’ın bir zamanlar “bu memleketteki nüfusun 30%u TC kökenliyse Meclis temsiliyetinde nerde bu oran” dediği olay gerçekleşmeye başlar, gedik bir kere açıldı mı bir daha asla kapanmaz, haritada Kıbrıs’ın yerini bilmeyen şahıslar önce vatandaş olur, sonra da oy kullanarak bu ülkenin kaderini ve yönetimini değiştirir, Türkiye’den buraya ithal edilen sorunlar da katmerlenerek artar, bunun da tek ve gerçek sorumlusu şimdiki hükümet olur...
Amma ve lakin, daha da özele ve detaya ineceksek, bu gidişatın da en başta gelen sorumluları partizanlık yapacağım derken yedikleri haltı, yaptıkları her işi yüzlerine gözlerine bulaştıran, halkın tepkisini giderek daha fazla çeken, kendi kuyusunu kendi elleriyle olabildiğince derin kazan TDP ve DP olur, UBP de bunların bıraktığı enkazın üzerine “gereğini yapar”...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.