ALİCE HARİKALAR DİYARINDA …
Ayşegül Garabli
30 Temmuz 2019 Salı 10:52
Bazen “acaba hayata Başbakanımız Ersin Tatar gibi mi bakmak gerekir” diye
düşünüyorum.
Hani o Ahmet Kaya’nın Kum gibi şarkısının “Martılar ağlardı çöplüklerde Biz
seninle gülüşürdük Şehirlere bombalar yağardı her gece Biz durmadan
sevişirdik” sözlerinde olduğu gibi.
Kafamıza füze parçalarının düştüğü gecenin sabahında sosyal medyadan
çiçekleri, böcekleri paylaşarak herkese kocaman bir “Günaydın” mı demeli?
Gece karanlık geçse de güne aydın mı başlamalı acaba?
Ekonomi dibe vurmuş olsa da, yönetimimize el konmuş olsa da, hatta bir
başbakan olarak hiçbir yetkisi kalmamış olsa da , başbakanımız gibi “ KKTC
şimdi daha güçlü bir devlet” ve “Her şey çok güzel olacak” mı demeli?
Hayata pozitif bakmak ve umutlu olmak güzel şey.
Ama ne yazık ki ülke başbakanımızın kendisini “Alice” sandığı “harikalar
diyarı” değil.
Kendisi her ne kadar “Alice Harikalar diyarında” gibi davransa da ülke
Gargamelin kabus gibi üstüne çöktüğü şirinler köyü gibi.
Bırakın kimliğin, kişiliğin yok oluşunu, ekonominin dibe vuruşunu, ilhakı v.s
ülkede artık ,Sivrisinek ısırığından insanlar ölüyor, sahillerimizde kopmuş
insan bacağı bulunuyor, araba bagajlarından insan cesetleri çıkıyor.
Başbakanımız ısrarla harikalar diyarındaki Alice modunda yaşamaya devam
ediyor.
Tabi baş böyle olunca bakanların her biri de kendi aleminde başka telden
çalıyor.
Birisi boynuna taktığı davul ile AKP hükümetinin tellallığını yapıyor, diğeri
okulları Türkiye’ye devrederek “okullar olmasa MEB görevini yapmak daha
kolay “ hesabında.
Bir diğeri ise insanları fişleme peşinde.
Sağlık bakanı “Batı Nil virüsüne karşı her tür önlem alındı” açıklaması yapıyor.
Kanser hastalarının ilaçlarının dahi bulunmadığı, hastanelerin sivrisinek ve
haşerelerden geçilmediği, su birikintilerinin önleminin alınmadığı, hatta ve hatta
geçen hafta yazdığım gibi hava alanında bile gelenleri sivri sinek ordusunun
karşıladığı bir memlekette nasıl önlem alındığını gerçekten merak ediyorum.Mesela arıtılmadan denize dökülen otel pisliklerinden dolayı oteller mi
mühürlendi?
Su birikintilerinin olduğu alanlar mı ilaçlanıp ya da kurutuldu?
Sivrisineklere vize mi uygulandı?
Yoksa daha yeni tanıştığımız virüse karşı ilaç mı bulundu.
Kim bilir belki de hastalık bulaşmasın diye her bir sivri sineğin ağzına
prezervatif mi takıldı?
Ne yapıldı?
Nasıl önlemler alındı?
Daha doğrusu önlem mi alındı yoksa her önemli sorunumuzda olduğu gibi
sadece “önlem alındı” açıklaması mı yapıldı?
Bazen çok mu kötümser bakıyorum diye düşünüyorum ama “önlem alındı”
açıklamalarına rağmen her gün yeni bir trafik kazası ya da yeni bir kanser
dolayısıyla ölüm haberi ile güne uyanıyorsak,
Her sel felaketi sonrasında “önlem alındı” açıklamasından sonra yeni bir sel
felaketinde aynı acıları yaşıyorsak,
Ne geleceğimiz ne de geleceğe gittiğimiz yol belli değilse,
Kimse kusura bakmasın iyimser olmak bu ülkeye yapılacak en büyük
kötülüktür.
Başbakanımız her ne kadar Alice gibi davransa da ne ülke harikalar diyarı ne de
ben Polyanna’yım…
Bu ülkenin her yanında ölüm var artık..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.