Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 50. Geleneksel İskele Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada, yöre halkıyla birlikte olmaktan mutlu olduğunu ifade ederek, nice 50 yıllar diledi ve İskele Belediyesi çalışanlarını kutladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, festivalin her geçen yıl daha iyiye gittiğini görmekten kıvanç duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Renkler çoğalmakta, farklı kültürden topluluklar aramıza katılmakta, her geçen gün daha da bir profesyonelleşme gözlemliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, 24 Haziran’da yapılan yerel yönetim seçimlerinde, yerel yönetimin tüm kademelerine seçilenleri canı gönülden kutladığını belirterek, başarılar diledi. 

Yerel yönetimlerin demokrasinin beşiği olduğunu ve halka en yakın ve halkı en yakından bilen kuruluşlar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, “Halkla iç içe olan onlardır, o nedenle halkın sorunlarının çözümü için, yerel yönetimlerin güçlü olması lazım. Hükümetlerin görevi de yerel yönetimlerin önünü açmaktır”  diye konuştu.

“HİÇ BİRİMİZ DÜŞMANLIK VE SAVAŞ İSTEMEYİZ”

Rum yönetiminin akaryakıt denetimleri konusunda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü aracılığıyla gereken mesajı verdiklerini, Dışişleri Bakanlığı’nın da açıklama yaptığını anımsatan Akıncı, festival açılışında, barış, dostluk, kardeşlik sözcüğünün dalgalandığını kaydetti. 

Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:
“Ülkemiz için de, toplumumuz için de, adamız, bölgemiz ve dünya insanlığı için de bundan daha güzel sözcükler herhalde bulunamaz; barış, dostluk, kardeşlik. Çünkü bunların karşıtı nedir kardeşlerim; barışın olmadığı yerde savaş vardır, savaşın olduğu yerde kan vardır, gözyaşı vardır, cinayetler vardır. Dostluğun, kardeşliğin olmadığı yerde düşmanlık vardır. Dolayısıyla hiç birimiz ama hiç birimiz hangi dünya görüşünde olursak olalım, hangi ideolojide olursak olalım ne düşmanlık isteriz, ne savaş isteriz. Kıbrıs Türkleri olarak da aslında biz bunların acısını çok çektik, yaşadık.”

“HAKLARIMIZI DA ELBETTE KORUYARAK, GÖZETEREK YÜRÜMEMİZ LAZIM”

Güzel sözcüklerin temenni etmekle yerine gelmediğini, uğraş vermek, ancak tedbiri de elden bırakmamak gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Barış için, uzlaşma için uğraş vermek lazım. Ancak bu uğraşları yerine getirirken de bunların bir çırpıda yerine geleceğini hayal etmeden gerçekçi olarak ayaklarımızın da yere basması lazım. Haklarımızı da elbette koruyarak, gözeterek yürümemiz lazım” dedi.

“Rum tarafından maalesef olumlu mesajlar gelmiyor” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, son birkaç günde yaşanan benzin olayından önce de tatsız olaylar olduğunu belirtti. Akıncı, Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında satılan ve Rum okuluna döşenen seramiklerin söküldüğünü, Larnaka’dan gelen turistlerin KKTC’de konaklayacakları bilindiğinde KKTC’ye geçişlerinin engellendiğini, KKTC’deki etkinliğe katılmak için gelen folklor ekiplerinin de geri gönderildiğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum Yönetimi’nin, Rum öğretmen ve öğrencilerini, okullar tanınır diye KKTC’deki okullara göndermediğine de işaret ederek, 1960 Cumhuriyeti’nde Cemaat Meclisleri olduğu dönemde bile eğitim, spor, kültür gibi faaliyetlerin iki topluma ait olduğunu kaydetti.

“DEĞİŞMESİ GEREKEN ZİHNİYETİN ÖRNEKLERİ”

Adı ne olursa olsun, kurulacak herhangi bir çözümde kültür, sanat, spor, eğitim, sağlık ve daha birçok alanın iki kurucu devletin, iki ayrı yapının altında olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunlar hep bilinen, uzlaşılmış konulardır. Dolayısıyla, ‘biz, öğretmen, öğrenci okullarınıza göndermiyoruz, sonra sizi tanımış oluruz’ zihniyeti işte benim son zamanlarda sık sık dile getirdiğim değişmesi gereken zihniyetin örnekleridir” dedi.

 “ONLARIN YANLIŞLARI BİZİM DE ONLAR GİBİ OLMAMIZI GEREKTİRMEZ”

Adada ve dünyada, barış, dostluk, demokrasi, insan hakları, özgürlük için uğraşmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:

“Onların yanlışları bizim de onlar gibi olmamızı gerektirmez. Biz doğru yolda gideceğiz. Doğruları savunacağız. Haklıyız, doğruluktan şaşmayacağız, çünkü dünyanın geleceği doğru ilkeler etrafında şekillenecektir, ama bugün, bugün değilse yarın. Çünkü dünyanın, dünya insanlığının barıştan, dostluktan, işbirliğinden, kardeşlikten, dayanışmadan kazanacağı çok şey vardır. Savaştan, düşmanlıktan, kinden, nefretten, garezden herkes kaybeder. Biz, kaybeden olmak istemiyoruz. Halklarımızı koruyarak, sonuna kadar barışı, ama haklarımızı koruyarak, altını çiziyorum ve temkini elden bırakmadan yolumuza devam edeceğiz.”