İşte o açıklama;

Başbakan Sayın Tatar'ın açıklaması İmar Planı sürecinin tamamen çöktüğünü bize söylüyor.

Bu durum imar hukukuna yönelik ciddi ve tehlikeli bir sorun ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Çünkü buralarda plansızlık ve denetimsizlik belli çıkar gruplarının işine geliyor.

İlk günden itibaren, korkunç bir bilgi kirliliği ve çıkar çatışması üzerinden iyi yönetilememiş bir süreç yaşadık.
Sayın Bakan, yol haritasını biraz da "ben yaparım olur" mantığı üzerine kurarak, UBP gibi bir parti ile dans ettiğinin farkına varamadı. UBP'de belli kişiler ilk günden Plana karşı çıktığını ifade etmişti. Bunu görememek büyük hata oldu.

Anlaşılan o ki, CB seçim süreci bağlamında UBP'deki iç siyasi dengeler, İmar Planını yerle bir etti.
Siyasetin dip noktası dediğimiz şey tam da budur: UBP zihniyeti.

İmar planı süreçlerinde kamu yararı esastır ve öncelik bölge halkının düşünceleridir. Ancak özgür iradelerinin yansıtıldığı düşünceleri. Herhangi bir baskı altında kalmadan halkın ne istediği belirleyici olmalıdır. Bunu ölçmek hiç de zor değil. Bu noktada Sayın Başbakan'ın belirttiği gibi toplumsal bir uzlaşının olmadığını söylemek kanımca doğru olmaz.

Özellikle İskele bölgesinin ekonomik gelişmesi ile, belli baskı gruplarının beklentileri çerçevesinde bir düzenlemeye gidilmesi arasında da çok büyük fark var.

Ekonomik sorunların varlığı, ne yazık ki belirsizliği ve kaosu beraberinde getirmektedir.

Ortada gerçekten büyük bir sorun mevcuttur. Tüm yapıcı uyarılarımız gözardı edildi ve kötü yönetilen bir süreç duvara tosladı.

Sayın İçişleri Bakanı'nın bu halka söyleyecekleri olmalı ve elbette bu beceriksizliğin, basiretsizliğin bir faturası !