CTP Milletvekili Asım Akansoy, Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) üye bazı Orta Asya ülkelerinin Avrupa Birliği (AB) ile imzaladığı 12 milyar Euro’luk anlaşmaya ilişkin kamuoyunda ortaya atılan “bizi sattılar” iddialarına serinkanlı yaklaşılması gerektiğini belirtti. Anlaşmada yer alan Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’ın, stratejik çıkarlarını gözettiğini vurgulayan Akansoy, bu ülkelerin suçlanmasının yanlış olduğunu söyledi.

Söz konusu anlaşmanın, Rusya’dan bağımsız bir şekilde Orta Asya’yı Batı’ya bağlayacak Trans-Hazar Koridoru için hazırlandığını aktaran Akansoy, “Bu mesele doğrudan stratejik güvenlikle ilgilidir. AB bu ülkeler için daha güvenli bir ortak olarak görülmektedir” dedi.

Kıbrıs meselesinde izlenen iç politik odaklı yaklaşımın dış politikada karşılık bulmadığını belirten Akansoy, TDT üzerinden yaratılan beklentilerin boşa çıktığını ve hayal kırıklığına neden olduğunu ifade etti.

"BM zemininde akılcı politika izlenmeliydi"

Kıbrıs Türk tarafının, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarını dikkate alan bir dış politika benimsemesi gerektiğini söyleyen Akansoy, 1. AB-Orta Asya Zirvesi’nde BM’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına yapılan vurgunun sürpriz olmadığını belirtti. Bu kararların yürürlükte kaldığı sürece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) uluslararası tanınmasının mümkün olmadığını kaydetti.

Akansoy, “Ayrı devlet iddiası ve egemen eşitlik tezi bir kez daha uluslararası zeminde karşılık bulmamıştır. Bu kaybın bedelini Kıbrıs Türk halkı ödüyor” ifadelerini kullandı.

“Gerçek ve onurlu çözüme ihtiyaç var”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dış politikada gerçekçilikten uzak bir çizgi izlediğini savunan Akansoy, “Artık ayakları yere basan, halkı kandırmayan bir iradeye ihtiyaç var. Bu irade, Birleşmiş Milletler kararlarına bağlılıkla hareket etmeli” dedi.

Açıklamasını “Bu oyun artık bitmelidir” sözleriyle sonlandıran Akansoy, çözüm için gerçekçi adımlar atılması çağrısında bulundu.