24 Aralık 2024
  • Lefkoşa9°C
  • Mağusa6°C
  • Girne12°C
  • Güzelyurt8°C
  • İskele6°C
  • İstanbul10°C
  • Ankara2°C

ACİL MÜDAHALEYE İHTİYAÇ VAR, BATTIK

Oshan SABIRLI

28 Temmuz 2016 Perşembe 14:26

Tüm dünyada olduğu gibi Kıbrıs’ta da ekonomik darboğaz yaşanıyor. Ekonomik darboğaz ile birlikte vatandaş ciddi ödeme güçlükleri çekerken piyasada para gerektiği gibi hareket etmiyor.

Neredeyse tüm sektörlerde inanılmaz bir ekonomik sıkıntı var. Yıllarca Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanlığı yapan değerli dostum Hürrem Tulga ile geçtiğimiz günlerde yeniden esnafın durumunu konuştuk. Batan, kapısına kepenk vurma sektörlerin sayısında çok büyük bir artış olduğuna dikkat çekti Hürrem Tulga açığın giderek daha da derinleştiğine dikkat çekti.

Ülkede kontrolsüz, plansız şekilde, hiçbir ihtiyaç analizi yapılmadan ve şehircilik anlayışına uyulmadan birçok işyerinin açılmasına müsaade edildiğini söylerken hem yeni işletmelerin kendilerini hem de zaten zor zamanlardan geçen bir çok sektörü de beraberinde batağa sürüklediğini vurguladı.

Sadece perakende satış alanında değil turizm alanında da ciddi bir tekelleşmenin ortaya çıktığına dikkat çeken Tulga, ülkeye gelen turistlerin otel dışında bir restoranda yemek yemediğine, hediyelik eşya dükkanından alışveriş yapmadığına, otelin sınırlarından dışarı bile çıkmadığına işaret ederken, ülkenin lokomotif sektörlerinden olan turizmin ülke ekonomisine yeterince katkı sağlamadığına da vurgu yaptı.

Aslında Hürrem Tulga ile konuştuğumuz yalnızca bunlardan ibaret değildi. Hürrem Tulga, ülkemizde haksız rekabet koşullarının üst düzeyde olması ve sağlıklı bir ekonomi politikasının olmamasından dolayı adeta küçük balıkları büyük balıklara yem eden bir yapının oluşturulduğunu sözlerine ekledi. Tulga, yapılan yatırımlar birileri kalkındırılsın, yatırımcının cebi dolsun diye değil, topluma faydalı olsun toplum kalkındırılsın diye yapılmalıdır” vurgusunu yaptı.  Ülkede büyük işletmelerin küçük esnafı yok etmeye yönelik girişimlerde bulunduğunu, özellikle alışveriş merkezi, hipermarket ve süpermarket mantığı ile yapılan yatırımların ülkedeki küçük esnafı zor duruma soktuğunu da dile getirdi.

Sohbetimizden yalnızca bazı satırbaşları idi bunlar. Bunların çok ötesinde hangi işyerine gitseniz, hangi işletmeci ile görüşseniz benzer şikayetler var.

Kredisini ödeyemeyen, çekleri dönen, hatta bunlara ilave aylarca yaptığı satışların bedelini bile alamayan birçok işletmeci var ülkemizde.

Mahkemelerde bu ve benzer konularla ilgili davalar yine üst üste birikirken, sürekli çalışılmasına ve ödeme alınamamasına karşın küçük esnafın ödeme sıkıntısı yaşayan çalıştığı şirketlere mahkeme kartını gösterme gibi bir lüksünün olmadığına da dikkat çekiliyor.

2002’den başlayıp 2006’ya kadar devam eden ekonomik büyüme, özellikle emlak sektöründe kendisini gösteren gelişme referandumun etkisi ile hemen her sektöre ciddi bir ivme kattı. Şimdi yaşanan durum ise belirsizliklerin, siyasi, ekonomik ve terör gibi konuların da beraberinde vatandaşları zorlamaya devam ediyor.

Ben öyle ekonomiden, para piyasalarından falan çok fazla anlayan bir kişi değilim. Yaratıcı öneriler verecek bir uzmanlığım da yok.

Ancak ülkedeki kötüleşmeyi görebilmek için uzmanlığa da ihtiyaç yok.

Şimdi ekonomi, maliye ve benzer bakanlıkların neler yapılabileceğini yeniden gözden geçirmesi ve ihtiyaç duyulan sıcak para akışının ülkede gerçekleşmesi için bir an önce kriz masası oluşturması gerektiğini gözlemliyorum.

Esnaf alarm sinyalleri veriyor.

 Ötesinde “acil müdahaleye ihtiyaç var, battık…” yorumunda bulunuyor. 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.