22 Kasım 2024
  • Lefkoşa16°C
  • Mağusa17°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele17°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

“ACI REÇETE UYGULAMADAN EKONOMİK DÖNÜŞÜM SAĞLIYORUZ”

“Bizi üretkenlikten koparan mali yardım bağımlılığı hastalığımız nedeniyle toplumsal açıdan siyaset rasyonellikten uzaklaşıyor”

“Acı reçete uygulamadan ekonomik dönüşüm sağlıyoruz”

04 Mart 2016 Cuma 14:29

ÖZGÜR: “TÜRKİYE İLE İMZALANAN PROGRAMLAR BİZE MÜTHİŞ İMKANLAR SUNUYOR”

“ACI REÇETE UYGULAMADAN EKONOMİK DÖNÜŞÜM SAĞLIYORUZ”

“BİZİ ÜRETKENLİKTEN KOPARAN MALİ YARDIM BAĞIMLILIĞI HASTALIĞIMIZ NEDENİYLE TOPLUMSAL AÇIDAN SİYASET RASYONELLİKTEN UZAKLAŞIYOR”

Lefkoşa, 4 Mart 16 (T.A.K): Maliye Bakanı Birikim Özgür, Türkiye Cumhuriyeti ile imzaladıkları 3 yıllık programların kendilerine başka ülkelerin sahip olmadığı “müthiş imkânlar” sunduğuna işaret ederek, “Halkımızın yaşam standartlarını iyileştirebilme şansına sahip olan ender ülkelerdeniz” dedi.

Bu programlar sayesinde neredeyse hiç “acı reçete uygulamadan” ekonomik dönüşümü sağlama kabiliyetine sahip olabildiklerini kaydeden Özgür, “Ne var ki diğer yandan bizi üretkenlikten koparan mali yardım bağımlılığı hastalığımız nedeniyle toplumsal açıdan siyasetin rasyonellikten uzaklaştığı da bir gerçektir” ifadesini kullandı.

Birikim Özgür, “Ya ‘şükran’ diyoruz veyahut da bağıra çağıra tehdit ediyoruz. Mali krizlerimizi aşma kabiliyetimiz de bu iki metotla sınırlandırılmış bulunmaktadır. Mali bağımlılıktan kaynaklanan kendi üretim ilişkilerimizdeki çarpıklıklar sosyal, kültürel ve ahlaki yozlaşma sürecimizin başlıca sebebi olarak çözüm beklerken, değişen Türkiye ile ilişkilerimizi de karşılıklı güvensizlik başta olmak üzere çeşitli yönlerden belirleyen neredeyse esas faktöre dönüşmüştür. Kısacası, siyaset kurumumuz içinden geçmekte olduğumuz tarihsel dönemeçte zor bir vakayla karşı karşıyadır” ifadelerini kullandı.

Maliye Bakanı Birikim Özgür, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın düzenlediği “Kuzey Kıbrıs Rekabet Edebilirlik Forumu”nda yaptığı konuşmada, “başarı ölçütünün bir türlü dünya normları ile örtüşemeyen Kıbrıs Türk siyaseti” açısından, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın Rekabet Edebilirlik Raporlarının alabildiğine somut mesajlar içerdiğini kaydetti.

“KRALIN ÇIPLAKLIĞINI HER PLATFORMDA TARTIŞMAK SORUMLULUK..”

Birikim Özgür, “Çıplak Kral” masalına atıfta bulunduğu konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Kibirli ve kendini beğenmiş kral, masalın ana figürüdür. Esas kahraman ise ‘kral çıplak!’ diye bağıran ve halkı cesaretlendiren çocuktur. Biz hükümet olarak, çıplak kralı en hızlı şekilde giydirmenin telaşı içerisindeyiz. Kralın çıplaklığını her platformda tartışmayı da toplumsal bir sorumluluk addetmekteyiz. Bize düşen başlıca görev, krizlerimizi doğru teşhis etmek, halkımıza gerçekçi yaklaşımlarla krizlerden çıkışın reçetelerini anlatmak ve uygulamaktır. Eğer bir ülkede mali kriz varsa, siyaset kurumunun bu krizi aşmaya odaklanması gerekir. Çünkü kamu maliyesinin ödeme güçlüğüne düşmesi, o ülkenin iflası anlamına gelir. Normal koşullarda siyaset de reel sektör de yerle yeksan olur.”

Birikim Özgür, kamu maliyesini sürdürülebilir bir yapıya kavuşturabildikleri oranda rekabet güçlerini artırmaya ve kamunun katkılarından söz etmelerinin mümkün olabileceğine işaret ederek, “Yapısal dönüşümün” kritik bir olgu olarak hükümet tarafından siyasetin odağına yerleştirildiğini kaydetti.

Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti ile imzaladıkları 3 yıllık programların kendilerine başka ülkelerin sahip olmadığı “müthiş imkânlar” sunduğuna işaret eden Özgür, şöyle devam etti:

“MALİ YARDIM BAĞIMLILIĞI”

“Biz aynı zaman diliminde hem yapısal dönüşümlerimizi gerçekleştirmeli ve ekonomik sürdürülebilirlik yönünde somut adımlar atabilme, hem de halkımızın yaşam standartlarını iyileştirebilme şansına sahip olan ender ülkelerdeniz. Bu programlar sayesinde neredeyse hiç acı reçete uygulamadan ekonomik dönüşümü sağlama kabiliyetine sahip olabilmekteyiz. Ne var ki diğer yandan bizi üretkenlikten koparan mali yardım bağımlılığı hastalığımız nedeniyle toplumsal açıdan siyasetin rasyonellikten uzaklaştığı da bir gerçektir.”

Maliye Bakanı Birikim Özgür, yapısal dönüşüm süreçlerinin ağır aksak ilerlemesinin sebebinin de yine “Mali yardım bağımlılıkları” olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:

“YA ŞÜKRAN DİYORUZ VEYAHUT TEHDİT EDİYORUZ”

“Üretimden kopuğuz, dış mali kaynağa bağımlı hale gelmiş bulunmaktayız ve maalesef yıllar içerisinde siyasetimiz de bu dış kaynağa erişim kapasitesi üzerinden şekillenmiştir. Ya ‘şükran’ diyoruz veyahut da bağıra çağıra tehdit ediyoruz. Mali krizlerimizi aşma kabiliyetimiz de bu iki metotla sınırlandırılmış bulunmaktadır. Mali bağımlılıktan kaynaklanan kendi üretim ilişkilerimizdeki çarpıklıklar sosyal, kültürel ve ahlaki yozlaşma sürecimizin başlıca sebebi olarak çözüm beklerken, değişen Türkiye ile ilişkilerimizi de karşılıklı güvensizlik başta olmak üzere çeşitli yönlerden belirleyen neredeyse esas faktöre dönüşmüştür. Kısacası, siyaset kurumumuz içinden geçmekte olduğumuz tarihsel dönemeçte zor bir vakayla karşı karşıyadır”

“ÇARE DE DERT DE TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER…”

 

Özgür, "Çare de dert de Türkiye ile ilişkilerimiz üzerinden açıklanabilmektedir.Bu kısır döngüden bizi kurtaracak olan ise mali yardım bağımlılığımızı aşmaya ve gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye dâhil tüm muhataplarımızla karşılıklı ekonomik bağımlılık ilişkilerini tesis etmeye odaklanmamızdır" ifadesini kullandı.

Özgür, “Bu konuda uzun yıllardır devam eden sorunsalı siyaseten aşmayı başarmış olan hükümetimiz, rekabet edebilirliğimizle ilgili sarf edilecek her sözün doğru zeminde ele alınmasını da sağlamış bulunmaktadır” dedi.

“SUYA 40 MİLYON TL HARCADIK”

Maliye Bakanı Özgür, su konusunda gelinen aşamanın bunun en güzel örneği olduğuna işaret ederek, 2015’te kamu maliyesi olarak deniz suyundan arıtılmış su alımları için 3,5 milyon TL harcadıklarını söyledi.

Devlete ait kuyulardan su temini için elektrik alımına 15 milyon TL ödediklerini, içme suyu tesisi yapım giderleri ve benzeri giderler için dış yardımlarla 20 milyon TL’ye yakın harcama gerçekleştirdiklerini, 2015’te toplamda 40 milyon TL’ye yakın bir harcama gerçekleştirmiş olduklarını belirten Özgür, şöyle devam etti:

“Belediyelerimizin su alanındaki tüm altyapı yatırımları da dış yardımlara bağımlıydı ve her yıl bu alanda yaklaşık 20 milyon TL’ye yakın bir harcama yapılmaktaydı. Bu yardımlara rağmen işletmedeki zafiyetlerimiz nedeniyle belediyelerimizin tamamının su alanındaki giderleri gelirlerinden fazlaydı. Son 3 yılda yerel gelirlerimiz yüzde 33,48 artarken, belediyelerimize devlet katkısını bu dönemde reel olarak yüzde 50,29 artırmış olmamıza rağmen yerel yönetimlerimizin halen mali yönden sürdürülebilir olmaktan uzak olduğu bir gerçektir.

Biz su konusunu ele alırken dedik ki; hem alt yapı yatırımlarını çok hızlı bir şekilde tamamlayıp kayıp kaçağı ortadan kaldıralım ve zararı sıfırlayalım hem kamu maliyemizin bir kara deliğini kapatalım hem belediyelerimiz gelir elde etsin hem de Türkiye ile en azından bu alanda mali yardım bağımlılığını aşıp karşılıklı ekonomik ilişkiye geçişi sağlayalım.

Bu büyük bir hedefti ve az önce bahsettiğim kısır döngü nedeniyle bu konudaki siyasi kararlılığımızı uygulamalarımıza yansıtmamız hiç de kolay olmadı”.

“ORTALIK YANGIN YERİNE DÖNMÜŞKEN GAZEL OKUMADIK”

Maliye Bakanı Birikim Özgür, “Ortalık yangın yerine dönmüşken, bazıları gibi yangın redifli gazel okumadık, yangını söndürmek için gerekeni yaptık. Mali yardım bağımlılığı hastalığımızın semptomları ile mücadele ettik” dedi.

Özgür, şöyle devam etti:
“Bağırıp çağırınca, tehdit edince Türkiye’nin altyapı yatırımlarımızı kendi kamu gücüyle karşılamak durumunda kalacağını, bizim de temin edilen su ve yeni altyapıyla günümüzü gün etmeye devam edebileceğimizi düşünenler olmuş olabilir. Biz hem bunun eski siyaset olduğunu toplumumuza anlattık hem de Türkiye’yi böyle bir hataya düşmemesi konusunda gücümüz yettiğince uyardık ve bir noktaya kadar muvaffak olabildik. Kısacası, günübirlik siyasete kendimizi kaptırmadık, duygularımızla değil rasyonel akılla süreci ilerletmek için yoğun bir çaba içerisinde olduk. Günün sonunda Ankara’da atılan imzalarla somut bir ilerlemeye şahitlik etmenin mutluluğu ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

“KIBRIS TÜRK HALKININ YÖNETİM ERKİNİN TEYİDİ”

Maliye Bakanı Birikim Özgür, son üç ay içerisinde hükümetin bu anlaşmaya son şeklini vermek üzere Türkiye Cumhuriyeti ile yürüttüğü istişarelerde iki temel noktaya odaklandıklarını da belirtti. Özgür, bunlardan birincisinin “Kıbrıs Türk halkının yönetim erkinin teyidi”, diğerinin ise “dış yatırımcılar açısından risk algısına sebebiyet vermeyecek, belirsizliklerden arındırılmış bir ihale sürecinin yürütülmesi suretiyle kamunun toplam giderlerinin azaltılması ve toplam gelirlerinin artırılması” olduğunu kaydetti.

Özgür, 5 yıllık bir sürede yılda yaklaşık 150 milyon TL’lik bir yatırım kapasitesiyle toplamda ülkeye 600 milyon TL’nin üzerinde bir dış sermaye girişinin gerçekleşmesini hedeflediklerini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Hükümetimizin yürüttüğü yoğun istişarelerle son şeklini alan anlaşma, tipik bir Kamu-Özel İşbirliği’ni öngörmektedir. Bu modelle sadece Türkiye’den temin edilen su etkin ve verimli kullanılmış olmayacak, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkı hızlı bir biçimde su alanındaki altyapı yatırımlarını tamamlamış, kaliteli hizmetlere en makul fiyatla kavuşmuş olacaktır. Gelişmekte olan bir ülke konumundaki KKTC, kalkınmanın en temel öğesi sayılan altyapı yatırımlarına ilişkin mali zorlukları aşıp hızlı bir şekilde kalkınmaya ve gelişmiş bir ülke konumuna erişmeye odaklanmıştır. Bu sayede yapısal dönüşümün tetiklenmesi, ekonominin geliştirilmesi, kamu maliyesinde gelir-gider dengesinin sağlanması öngörülmektedir”

“KALİTESİZ HİZMET VE YÜKSEK FİYATTAN KAYNAKLANAN MAĞDURİYETE SON VERİYORUZ”

Su alanındaki altyapı ihtiyacını Kamu-Özel İşbirliğiyle karşılayacaklarını kaydeden Özgür, “Kamu bütçesindeki imkânsızlıklar nedeniyle halkımızın daha uzun yıllar altyapı sorunlarından, kalitesiz hizmetlerden ve yüksek fiyatlardan kaynaklanan mağduriyetine son veriyoruz” dedi.

Özgür, şöyle devam etti:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımlarına bağımlı bir toplum olmaktan çıkıp bu alanda kendi yağıyla kendi ciğerini kavurabilen, siyaseten güçlü ve gerek Türkiye Cumhuriyeti, gerekse AB ve olası çözüm koşullarında Kıbrıslı Rumlarla ilişkilerinde daha sağlıklı bir zeminde işbirliği yapabilecek bir toplum olma yönünde somut bir adım atıyoruz. Bu anlaşma, sadece su alanında iki ülkenin işbirliğini değil aynı zamanda siyaseten kalkınmaya odaklanmış bir halk olduğumuzu da teyit eden bir içeriğe sahip olması bakımından oldukça stratejik bir öneme sahiptir”

“TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER…”

Birikim Özgür, altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyulan her alanda kamu bütçesinin imkânsızlıkları nedeniyle aciz konumunda olunmayacak, altyapı yatırımlarına ilişkin tek alternatifin Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi kamu kaynaklarından sağladığı mali yardımlar olduğu şeklindeki anlayışın ortadan kalkmış olacağını söyledi.

Özgür, “Bu sayede, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz ‘mali yardım bağımlılığı’ kıskacından kurtulup, ‘karşılıklı ekonomik ilişkiler’ boyutuna taşınmış olacaktır. İki ülke arasındaki siyasi ilişkiler de buna bağlı olarak çok daha sağlıklı bir zemine kavuşacaktır. Kendi ayakları üzerinde durabilen bir Kıbrıs Türk halkı ile normalleşen ilişkileri sayesinde Türkiye Cumhuriyeti, olası bir çözümün ardından Kıbrıslı Türkler vasıtasıyla AB ile de daha etkili ilişkilere kavuşmuş olacaktır” dedi.

“KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURABİLEN BİR YAPI”

Maliye Bakanı Özgür, çözüm müzakereleri devam ederken kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapı tahayyüllerinin sadece kendileri için değil, seviyeli ilişkilerden medet umarak kendileriyle ilişkilerini düzenlemeye odaklanacak tüm muhatapları açısından da en doğru alternatif olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Özgür, Kıbrıs Türk halkının, uzun yıllardır devam eden varoluş mücadelesine, kamu-özel işbirliklerini de içeren kalkınma stratejisiyle çok daha güçlü bir biçimde devam edeceğini ve tüm muhataplarıyla ilişkilerini bu yeni düzlemde geliştirebileceğine işaret etti. Özgür, “Bu bilinç ve stratejik yaklaşımla, barış, çözüm, demokrasi, sosyal adalet ve kalkınma vizyonumuz doğrultusunda halkımıza en iyi hizmetleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Birikim Özgür, hem “kral çıplak” diyenlerle hemfikir olmanın, hem de çıplak kralı en hızlı şekilde giydirmenin telaşı içerisindeki kabinenin bir mensubu olmanın kuşkusuz güzel yanları kadar zorlukları olduğuna da değindi.

“BÜTÇE AÇIĞI MALİ PROTOKOLLERLE KAPATILIYOR”

En büyük sorun olan kamu borçlarının en azından faiz ödemelerini gerçekleştirmeye başladıkları müjdesini ne yazık ki veremediğini kaydeden Özgür, “Ancak yerel gelirlerle eskisinden çok daha yüksek düzeyde cari harcamalarımızı karşılayabilecek konuma eriştiğimizi rahatlıkla ifade edebilirim” dedi.

Özgür, “Son 5 yılda vergi gelirlerimiz reel olarak yüzde 7,38 artmıştır. Dâhilîde alınan KDV gelirlerimiz yüzde 31,15 oranında artmış bulunmaktadır. 2012’de yerel gelirlerin yerel giderleri karşılama oranı yüzde 84,12 iken 2015’i yüzde 90,04 ile kapatmış bulunuyoruz. Hedefimiz kendi gelirlerimizle genel giderlerimizi karşılayabilmektir” ifadesini kullandı.

Maliye Bakanı Özgür, şöyle devam etti:
“2012 yılında yerel gelirlerimizle genel giderlerimizi karşılama oranımız yüzde 70,91 iken bu yıl bu oranı yüzde 75,93’e çıkardık. Yaklaşık yüzde 24 gibi yüksek bir oranda bütçe açığımızı Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan ekonomik ve mali protokollerle sağlanan hibe ve kredilerle kapatmaktayız.

Bir sonraki yıl kamu borçlarını döndürmeye başladığımızı heyecanla paylaşacak bir Maliye Bakanı’nın sizlere hitap etmesini sağlamak üzere çalışmaya devam edeceğiz. Ancak da bu başarı ölçütünü yakalayabilecek bir kamu maliyesinin reel sektörün önünü açabileceğinin bilincindeyiz. Finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin düşmesini sağlamak için kamu borçlarını döndürmeye başlamamız gerekir.

Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ile Sayın Başbakanımızın kararlılığının yanı sıra bizlere “çıplak kral” masalını anımsatan bilimsel raporlarıyla uyarılarda bulunan sivil toplumun çabaları, en büyük gücümüz olmaya devam edecektir.

Rekabet Edebilirlik Raporu’nun vizyonumuzu güçlendirmesini ve Federal Çözüm koşullarında dünya ile rekabet edebileceğimiz bir ekonomik yapıya kavuşmamıza katkı yapmasını dilerim.”

Etiketler:
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA