25 Nisan 2024
  • Lefkoşa33°C
  • Mağusa32°C
  • Girne33°C
  • Güzelyurt32°C
  • İskele32°C
  • İstanbul23°C
  • Ankara28°C

“AB’YE KIZGIN OLABİLİRSİNİZ AMA…”

“AB’ye kızgın olabilirsiniz ama…”

01 Nisan 2014 Salı 10:00

Avrupa Komisyonunun Kıbrıs Temsilcisi seçmenleri AP seçimlerinde oy vermeye çağırdı

 “AB’ye kızgın olabilirsiniz ama…”

Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs’taki Temsilcisi Alexandra Attalides, Kıbrıslı Rum seçmenlere çağrıda bulunarak, Avrupa parlamentosu seçimlerinde oy kullanmalarını istedi.

Attalides, “Eğer bir vatandaş, Brüksel’de alınan kararlara kızgın olduğu için oy vermemeyi tercih ediyorsa,, bu gelecekte Brüksel’de alınacak olan karaların kendisini ya da günlük yaşamını etkileyeceği anlamına gelmiyor” diye konuştu.

25 Mayıs’ta Kıbrıs’ta yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimleriyle ilgili Kıbrıs Haber Ajansı’na konuşan Attalides, Kıbrıslı Rumların, geçtiğimiz yıl Euro Grup tarafından verilen kararlar, tasarrufların kırpılması ve genel olarak ekonomik kriz nedeniyle öfke içerisinde olabileceklerini kaydederek, “ancak bu seçmenler için kontrolü kendi ellerine alarak gelecekle ilgili kararlar vermek ve oy vermek suretiyle AB’nin izlediği birçok siyasetle olan uyuşmazlıklarını göstermeleri için ek bir neden olabilir” dedi.

“Hoşnutsuzluğu seslendirmek için bir fırsat”

Yaşanan ekonomik krizin, AB’nin siyaset ve stratejilerinde bir dereceye kadar bir küçümseme olduğunu gösterdiğini kaydeden Komisyon Temsilcisi, bunun, halkın hoşnutsuzluğunu güçlü bir şekilde seslendirmeleri için bir neden olduğunu düşündüğünü söyledi.

Attalides, “İnsanların çıkarlarını korumak için oy vermek dışında başka ne gibi seçenekleri olabilir? “Vatandaşlar eğer oy vermezler, mutabık kaldıkları kararlarla ilgili onaylarını vermez, ya da doğru olmadığını düşündükleri siyasetlere eleştiri getirmezse Avrupa siyaset oluşturulmasını nasıl etkileyebilir “ diye konuştu.

Attalides, Avrupa Parlamentosu üyelerinin çeşitli konularla ilgili duruşlarının web sitesinden bulunabileceğini, her bir vatandaşın bunları inceleyerek seçim zamanı kendi bireysel mesajlarını verebileceklerini söyledi.

“Seçimlere katılmak bir kültür meselesi”

Alaxandra Attalides, seçimlerde yer alma ya da almamanın bir farkındalık ve vatandaşların oynayabileceği rolleri anlama konusu olduğunu da sözlerine ekledi.

Kıbrıs’taki yüksek çekimserlik oranı ve siyasi partiler ve medyanın rolleriyle ilgili yorumda bulunması istenen Attalides, vatandaşların güç sahibi olduklarını ve en azından hem siyasi partiler hem de medyayı istedikleri yöne çekebilecek durumda olmaları gerektiğini söyledi.

“Evet, bu aynı zamanda bir kültür ve belirli koşullarla ilgili bir mesele; bu nedenle seçim kampanyaları sırasında tartışmalar Avrupa gündemi değil diğer konular üzerinde yapılıyor” diye konuşan Attalides, 2009 yılında ekonomi, küresel kriz, AB politika ve stratejileri hakkında hiç tartışılmadığını anımsatarak, daha sonra insanların bir sürprizle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Kıbrıs’taki yüksek çekimserlik oranlarıyla ilgili olarak Attalides gerçekte Kıbrıs’ın 2009’da en nispeten yüksek katılım oranına sahip ülkelerden biri olduğunu söyledi. Attalides, 2009 yılında Kıbrıs’ın seçime katılımda 6’ncı sırada olduğunu, katılım oranının ise %59.40’a ulaştığını kaydetti. Attalides, 2009 yılında tüm Avrupa’da katılım oranının 2004’teki %61.99’a karşı  %43 olduğunu anımsattı.

AB’nin kalbine olan coğrafik mesafenin Kıbrıslıların Avrupa meselelerine pek fazla ilgi göstermemelerinin nedeni olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Temsilci, yakın olup olmamanın artık bir mazeret olmaması gerektiğini, bugünkü teknolojinin insanlara Brüksel, Avrupa parlamentosu ve Parlamento Üyelerine yakınlaşma olanağı sağladığını söyledi.

“Oy vermezseniz, AB’nin üzerinizdeki etkisini kaldıramazsınız”

Attalides,  “Yaşamlarımız üzerindeki AB etkisinin Brüksel’e ne kadar yakın veya uzak olmamızla bir ilgisi yok. İster Lefkoşa ister Amsterdam’da yaşayın kararlar her yerde aynıdır” diye ekledi.

Kıbrıslılara neden oy vermeleri gerektiği konusunda bir mesaj göndermesi istenen Attalides, tüm seçmenlerin AB politikaları ve önümüzdeki birçok sorunla baş edebilmek için Brüksel’in izleyeceği yolu kararları ve sesleriyle etkilemeleri gerektiğini vurguladı.

Attalides, “Birinin oy vermemeyi seçtiğini dünün. Bu, AB’nin ülkeniz ya da sizin günlük yaşamınız üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaz. Seçime katılmamak, Brüksel’de alınan kararların artık sizi ya da ülkenizi etkilemeyeceği ya da ülkenizde uygulanmayacağı anlamına gelmiyor” dedi.

“Türkiye’nin AB sürecini etkiliyoruz”

Avrupa Komisyonu Kıbrıs temsilcisi bir başka soruya verdiği yanıtta ise ne kadar küçük olursa olsun, Kıbrıs’ın AB’de siyaset oluşturulmasında bir unsur haline gelebileceğini söyledi. Attalides, Kıbrıs’ın 2004’te AB’ye katılmasıyla Kıbrıslı Avrupa Parlamentosu üyelerinin Türkiye’nin AB süreci ile ilgili mücadele vererek konuya vurgu yaptıklarını söyledi.

“Parlamento üyelerimiz müdahaleleri ve genel tavırlarıyla devam eden bu diyalogun bir parçası haline geldiler ve Avrupa parlamentosu raporlarını etkileyebiliyorlar”  diye konuşan Attalides, kendisinin bu müdahaleler ve hareketlerin yeterli olup olmadığına karar verecek bir pozisyonda olmadığını ve buna ancak vatandaşların karara verebileceğini söyledi. Attalides, ancak AB’de her üye ülkenin kendi çıkarlarını ön plana koymaları için tüm mekanizma ve formüllerin bulunduğunu sözlerine ekledi.

AB kararlarının günlük yaşamı etkilediği ve vatandaşların daha fazla ilgi göstermeleri gerektiğiyle ilgili görüşü sorulan Attalides, Kıbrıs’ın 2004’teki üyeliğinden bu yana Kıbrıslıların kendi varlıklarını AB’ye Kıbrıs sorunu ve çözümüyle bağladıklarını söyledi.

Attalides, “AB’ye katıldık ve birden gördük ki AB, sadece dış siyaset konularıyla uluslar arası ilişkiler üzerinde değil, yaşamlarımızı ilgilendiren birçok konuyu da etkiliyor, o yönde karar veriyor ve etkin bir rol oynuyor” diye konuştu.

Temsilci AB’nin vatandaşlarına çok büyük fırsatlar sunduğunu, birçok konuda kapılarını açtığını kaydederek, bunu kabul etmemenin bir çelişki olduğunu belirterek,  “Gençlik, öğrenciler, çalışanlar, sağlık konuları, tüketici konuları gibi konularda birçok proje, plan, yönerge ve plan bulunuyor” dedi.

“Bürokrasi AB ülkelerinde sistemin bir parçası”

AB’deki demokrasi açığı ve vatandaşların sıklıkla bürokrasiden şikâyetleriyle ilgili tartışmalarla ilgili görüşü sorulan Attalides, bürokrasinin tüm AB ülkelerinde sistemin bir parçası olduğuna işaret etti ve insanların AB’nin bu dev mekanizmalar ve kurumları oluşturmak için bürokrasiye dayanması gerektiğini anlamaları gerektiğini kaydederek, bürokrasinin ‘gerekli bir şer’ olduğunu söyledi. Attalides buna karşın iyileşmeye her zaman yer olduğunu ve sorunla başa çıkmanın yolları bulunduğunu sözlerine ekledi.

Attalides, “Bununla birlikte ben katılmamayı haklı kılarak bunu başka etkenlere bağlayan insanlardan değilim. Ben vatandaşların bürokrasinin üstesinden gelecek güce sahip olduklarını hissediyorum” dedi.

Avrupa parlamentosu ve Avrupa Komisyonu ofislerinin yer aldığı Lefkoşa’daki AB evinin tüm bu yıllar içerisinde, çeşitli konularda insanlara önerilerde bulunmak, rehberlik etmek, yardımcı olmak için kapılarını tüm vatandaşlara açtığını söyledi. Attalides Avrupa parlamentosu ofisinin sıklıkla AB konularıyla ilgili etkinlikler düzenleyerek bilgi ve broşür dağıttığını kaydetti.

“Artık Kıbrıslıların, AB’nin içerisinde yaşadıkları çevre olduğunu anlayıp bunu kucaklamaları ve günlük yaşamlarına katmalarının zamanı geldi” diye konuşan Attalides, eğitim ve kültürün yaşamsal bir rolü olduğunun altını çizdi. Attalides, gençlerin AB’yi daha yükseğe taşıyıp ona yeni bir dinamik kazandıracak olan kişiler olduğuna da dikkat çekerek, AB’nin kurumlarını çalıştırma ve karar yöntemlerinin Kıbrıs’ın eğitim sisteminin bir parçası olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA