23 Nisan 2024
  • Lefkoşa28°C
  • Mağusa29°C
  • Girne25°C
  • Güzelyurt29°C
  • İskele29°C
  • İstanbul20°C
  • Ankara23°C

ABDULLAH GÜL KIBRIS’TA

Abdullah Gül Kıbrıs’ta

20 Temmuz 2014 Pazar 12:30

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ortak basın toplantısı düzenledi. TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e KKTC devlet nişanı takdim töreninin ardından düzenlenen basın toplantısı saat 15.00 sıralarında başladı.

Cumhurbaşkanlığı Toplantı Salonu’nda yer alan basın toplantısında önce Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül söz aldı. Basın toplantısı sonunda Cumhurbaşkanı Gül ve Cumhurbaşkanı Eroğlu soruları da yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Anavatan Türkiye ile tam bir gönül ve işbirliği içinde milli davayı götürdüklerine dikkat çekerek, kısa süre zarfında istedikleri sonuca ulaşacaklarına inanç belirtti. Cumhurbaşkanı Eroğlu, yarım asırdır Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs’ın medeniyetlerin kesiştiği, istikrarlı bir barış adası olması için samimi gayret gösterdiğini, göstermeye devam ettiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Gönlümüz bir, yolumuz, hedeflerimiz bir” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, bugün kendileri için çok özel ve tarihi bir gün olduğunu vurguladı. Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Barış ve Özgürlük Bayramı’na onur konuğu olarak katıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, şahsı ve Kıbrıs Türk Halkı adına Gül’e teşekkür etti.

TC Cumhurbaşkanı Gül’ün, 7 yıl önce Cumhurbaşkanlığı görevlerine başlarken ilk yurt dışı ziyaretlerini KKTC’ye yaptığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, Gül’ün görev süresi dolarken son ziyaretlerini de KKTC’ye yaptığını kaydetti.

“Gönül bağı…”

Bunun herkese anlamlı bir mesaj olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu şöyle konuştu:

“Sayın Gül, görev süresi boyunca Kıbrıs Türk Halkı’na, onun temsilcilerine, bizlere çok yakınlık göstermiş, Çankaya’nın kapısını bizlere hep açık tutmuştur. Biliyoruz ki Sayın Gül’ün Kıbrıs Türk Halkı ile bir gönül bağı vardır ve bunu her durumda ortaya koymuştur. İnanıyoruz ki bundan sonra da bu gönül bağı hep olacak ve ön planda tutulacaktır. Tabii bu karşılıklıdır, biz de Kıbrıs Türk Halkı ve onun temsilcileri olarak aynı duygu ve düşünceleri Sayın Gül’e karşı taşıyoruz.”

Kıbrıs’ın stratejik konumu

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konuşmasında Kıbrıs’ın Ortadoğu’da enerji ve ticaret potansiyeli yüksek olan son derece stratejik bir bölgede bulunduğuna da değindi. İsrail ve Mısır’da bulunan hidrokarbon yatakları ve bu konuda yaşanan gelişmelerin, Türkiye’nin Ortadoğu’daki enerji hatlarının bir kavşak noktası haline gelmesinin Kıbrıs’ın stratejik önemini daha da yükselttiğini vurgulan Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu stratejik konumun asırlardır Kıbrıs Adası’nın değişmeyen özelliği olduğuna dikkat çekti. Bu durumun gayet doğal olarak bir takım fırsatlar ve tehditleri de beraberinde getirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuşmasında Kıbrıs sorununa da değindi.

“Kıbrıs konusu, anavatan Türkiye ve bizim için milli bir davadır”

Kıbrıs konusu dedikleri sorunun 50 yıldır kendilerinin ve uluslararası toplumun gündeminde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Kıbrıs konusu, Anavatan Türkiye ve bizim için Milli bir davadır” dedi.

Bu konunun kendileri ve Anavatan Türkiye’nin yaşamsal hak ve çıkarlarını çok yakından ilgilendirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, yarım asırdır Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs’ın medeniyetlerin kesiştiği, istikrarlı bir barış adası olması için samimi gayret gösterdiğini, göstermeye devam ettiğini vurguladı.

“Barış Harekatı, Kıbrıs’ta kalıcı barışın yolunu açtı”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu şöyle devam etti:

“1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Türk ve Rum halklarının ortaklığı ile kurulurken barışçıydık. 1963’te Enosis amaçlı Rum saldırılarına karşı direndik, barışçı anlayıştan kopmadık. 1968-1974 arası toplumlararası görüşmelerde hep barıştan, uzlaşmadan yana tavır koyduk. 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesi Enosis amaçlı idi ve Ada Yunanistan’a bağlansın diye kan dökülmüş, tehdit bize yönelmişti. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı bu kanı durdurdu, Kıbrıs’ta kalıcı barışın yolunu açtı, Rumlara ve Yunanistan’a demokrasi getirdi.” Bugün kalıcı, yaşayabilir, adil bir anlaşma için görüşme yapılabiliyorsa bunun zeminini yaratanın Kıbrıs Türk Barış Harekatı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bizim kimsenin toprağında, özgürlüğünde gözümüz yoktur” dedi. 20 Temmuz Barış Harekatı’nın, Kıbrıs Türk Halkı’nın güvenliği için yapıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Harekatın, Kıbrıs’a barış ve istikrar getirmek için yapıldığını kaydetti.

“Kıbrıs Türk halkı daha fazla belirsizlik içinde tutulamaz”

“50 yıl geçti, ancak hala bir antlaşma olamıyorsa bunun tek nedeni Rum komşularımızın belirli ülkelerin çıkarları doğrultusunda kendilerine verilen destek nedeniyle hala gerçekleri kabule yanaşmamasından dolayıdır” şeklinde devam eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk Halkının daha fazla belirsizlik içinde tutulamayacağına işaret etti.

“İnsanlık ayıbı”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, yarınların ne olacağını bilmek ve görmenin Kıbrıs Türk halkının hakkı olduğunu vurgulayarak, Rum tarafının olumsuz tutumu ortadayken, kendi iş insanlarının, sporcuların, sanatçıların, kısacası halkın her kesiminin hala ambargolar ve izolasyon altında tutulmasının bir insanlık ayıbı olduğunu söyledi. Konuşmasına, “Bunlara karşın hala masadayız ve bunun tek nedeni barışçı, uzlaşıcı oluşumuzdur” şeklinde devam eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, barışçı ve uzlaşıcı olmalarının bir 50 yıl daha haklarının gaspına tahammül edecek niyetleri olduğu anlamına gelemediğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu konuşmasını şöyle tamamladı:

“Anavatan Türkiye ile tam bir gönül ve işbirliği içinde Milli Dava’yı götürüyoruz ve inanıyoruz ki kısa süre zarfında istediğimiz sonuca ulaşacağız. Sayın Gül’le bugün baş başa çok yararlı, olumlu güzel bir görüşme yaptık.

Gönlümüz bir, yolumuz, hedeflerimiz bir.

Kendisine bir kez daha Milli Davaya yaptığı katkılar yanında bize gösterdiği dostluk ve kardeşlik için teşekkürlerimizi ifade eder bundan sonraki yaşamında sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim.”

Abdullah Gül

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılabilmesi için Türkiye’nin garantör ülke olarak önceliklerinin adil kalıcı bir çözümden yana olduğunu işaret ederek, bu yüzden tutarlı ve sonuç almaya yönelik çizgilerini sürdürdüklerini, Kıbrıs Türk tarafının çabalarına da tam destek verdiklerini vurguladı.

Gül, “Ancak eğer bu hiç mümkün olmayacaksa, farklı çözüm seçeneklerinin müzakere edilmesi düşünülebilir. Şu gayet iyi bilinmelidir ki, Anavatan ve garantör olarak Türkiye Kıbrıs Türklerinin bir Kıbrıs Rum devletinde azınlık hale getirilmesine asla izin vermeyecektir” dedi.

Türkiye’nin her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanında olacağını, güvenlik ve kalkınmasına kararlılıkla destek vereceğini, adada ve bölgede huzur, istikrar ve refahın yerleşmesi yolundaki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeyi sürdüreceğini belirten Gül, “Kıbrıs Türkü ekonomik ve siyasi istikrarını, birlik ve beraberliğini güçlü şekilde sürdürdüğü müddetçe her geçen yıl daha büyük mesafeler kaydedecektir. Bu yolda da Türkiye’yi her zaman yanında bulacaktır” diye konuştu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, 7 yıl önce Cumhurbaşkanı olduğu dönemde ilk ziyaretini KKTC’ye yaptığını, şimdi de görevi biterken son ziyaretini de yine KKTC’ye yaptığını belirtti.

Gül, bu ziyaretten memnuniyet duyduğunu, ayrıca bu ziyaretinin Barış Harekatı’nın 40. yılı kutlamalarına denk gelmesinin de kendisi açısından anlamlı olduğunu belirterek, Anavatan’ın sevgilerini iletti.

“Başbaşa görüşme gayet verimli”

Cumhurbaşkanı Eroğlu ile birlikte basın toplantısı öncesi yaptığı baş başa görüşmede, Kıbrıs müzakere süreci ve Türkiye ile KKTC arasındaki dayanışma ve yakın işbirliğini gözden geçirdiklerini söyleyen Gül, görüşmeyi gayet “verimli” olarak niteledi.Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözüme ulaşılması için Türk tarafının üzerine düşeni yerine getirdiğinin uluslararası toplum tarafından da yakından bilindiğini ve takdir edildiğini söyleyen Gül, 2013 sonu itibariyle 50. yılını dolduran Kıbrıs sorunu meselesinin daha fazla gecikmeden bir çözüme kavuşturulmasının Türkiye’nin öncelikli dış politikası olduğunu vurguladı.

“50 yılda çözümlenmemiş olması üzücü”

Gül, yarım asırdır dünyada konuşulan bir sorun kalmadığını, BM’nin 50 yıl önce adaya geldiğini ifade ederek, bu sorunun 50 yılda çözülememiş olmasının üzücü olduğunu kaydetti.Bu bakımdan Türkiye olarak önceliklerinin, adil kalıcı bir çözümden yana olduğunu işaret eden Gül, bu yüzden tutarlı ve sonuç almaya yönelik çizgilerini sürdürdüklerini, Kıbrıs Türk tarafının çabalarına tam destek verdiklerini vurguladı.

“Müzakerelerin başarıyla sonuçlanması için pek çok olumlu faktör var”

Abdullah Gül, 11 Şubat’ta yeniden başlayan müzakere sürecinin bu kez başarıyla sonuçlanması için pek çok olumlu faktör bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Amacımız; en kısa sürede eş zamanlı referandumların yapılmasıyla yeni ortaklık devletinin hayata geçirilmesi aşamasına gelinmesidir. Bu fırsat kaçırılmamıştır.

“Takvime bağlanıp bitirilmesi esaslı düşüncemiz”

Daha önce maalesef fırsatlar kaçırıldı, ucu açık müzakere süreçleri bu fırsatları kaçırmaktadır. Bu yüzden gayet kararlı bir şekilde bu müzakerelerin bir takvime bağlanıp bitirilmesi bizim esaslı düşüncemizdir. Müzakereler ve karşılıklı uzlaşıyla sağlanacak kapsamlı siyasi çözümün hem adadaki iki taraf, hem tüm bölge açısından çok önemli getirileri olacaktır. Doğu Akdeniz ve çevresinde son dönemde yaşanan trajik gelişmelerle, Kıbrıs meselesinin daha fazla gecikmeden çözülmesini adeta mecbur etmektedir. Çözüm hedefine ulaşılması Doğu Akdeniz’in bir barış istikrar ve işbirliği adası haline gelmesine fırsat verecektir. Doğu Akdeniz’deki böyle bir barış ve istikrar, sinerji oluşturacak, ekonomik faaliyetlerden tutun, güvenlik alanlarına kadar sadece Ada’nın değil bütün bölgenin faydalandığı imkanları ortaya çıkaracaktır."

“Mevcut durum süremez”

Türkiye Cumhurbaşkanı Gül, ortak milli davaya desteklerinin kararlılıkla devam edeceğini, Türk tarafının çözüm yönündeki samimi yaklaşımından kimsenin şüphe duymaması gerektiğini, bunun 2004 yılında referandumda gösterildiğini işaret ederek, bundan sonra da bu kararlılığı devam ettireceğini kaydetti. Gül, mevcut durumun ilahi nihayet böyle devam etmesine de müsaade edilemeyeceğine dikkat çekerek, bir an önce Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının eşit statüsünü güvence altına alacak bir anlaşmaya varılması, Kıbrıs’ta iki kesimli, siyasi eşitlik ve eşit statüye haiz iki kurucu devleti içeren yeni ortaklık gibi, BM parametreleri çerçevesi içerisinde çözümün bulunmasını samimi olarak Türkiye’nin garantör ülke olarak ve Kıbrıslı Türklerin arzu ettiğini söyledi.

Ancak ortaklığa dayalı bir çözüm üzerinde anlaşma olmayacaksa, bütün tercihlerinin bir anlaşma olduğunu ve bunun için tüm gayretleriyle hep birlikte çalıştıklarını, kararlılıklarını sürdürdüklerini söyleyen Gül, şöyle devam etti:

“Farklı çözüm seçenekleri düşünülebilir”

“Eğer bu hiç mümkün olmayacaksa farklı çözüm seçeneklerinin müzakere edilmesi düşünülebilir. Şu gayet iyi bilinmelidir ki; Anavatan ve garantör olarak Türkiye Kıbrıs Türklerinin bir Kıbrıs Rum devletinde azınlık hale getirilmesine asla izin vermeyecektir. Türkiye her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanında olacak, güvenlik ve kalkınmasına kararlılıkla destek verecek, adada ve bölgede huzur istikrar ve refahın yerleşmesi yolundaki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeyi sürdürecektir. Kıbrıs Türkü ekonomik ve siyasi istikrarını birlik ve beraberliğini güçlü şekilde sürdürdüğü müddetçe her geçen yıl daha büyük mesafeler kaydedecektir. Bu yolda da Türkiye’yi her zaman yanında bulacaktır. Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin geleceğe güvenle bakması önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Türk halkının hürriyetini hukukunu ve refahının devamı yönünde sorumluluklarını yerine getirmeye devam edecektir.”

“Bundan sonra da beraberliğimiz sürecek”

Abdullah Gül, siyasi hayatı boyunca Kıbrıs davası ile çok yakından ilgilendiğini, Kıbrıslı Türklerin haklarını koruma ve barışı tesis etme yolunda her türlü çabayı gösterdiğini vurgulayarak, Cumhurbaşkanlığı süresince de KKTC’ye yakından ilgi gösterdiğini, bundan sonra da hangi şartlar altında olursa olsun Kıbrıslı kardeşleriyle beraberliğinin süreceğini vurguladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Gül, kendisine sunulan devlet nişanını da büyük onurla taşıyacağını kaydetti, Kıbrıs Türk halkına teşekkürlerini sundu.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA