25 Kasım 2024
  • Lefkoşa9°C
  • Mağusa11°C
  • Girne12°C
  • Güzelyurt6°C
  • İskele11°C
  • İstanbul4°C
  • Ankara-1°C

AB’DE RESMİ DİL..

Arif Alasya

20 Ocak 2016 Çarşamba 09:10

Günün bence değerlendirilmesi gereken en önemli gelişme Rum Lider Anastasiadis’in açıklamaları olsa gerek. 21 Aralık 1963 tarihinde bozulan anayasal düzen nedeniyle Kıbrıs Cumhuriyeti ortadan kalkmasa bile farklı bir sürece girmiş,yıllarca iki taraf birbirlerini suçlayarak hep gerginliği artırarak bir türlü çözüm noktasında buluşamamışlardır.Hep barıştan bahsedilmiş fakat aralarındaki sorunu dahi çözüme ulaştırmamışlardır. Bu süre zarfında tek iptal edilmeyen Kıbrıs Cumhuriyeti olmuştur.Her dönemde BM üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti alınan her kararda vardır.Uluslararası ilişkiler hep bu Cumhuriyet üzerinden yürütülmüş ve birçok kez bunun böyle yürütülmesine Türkiye katkı koymuştur. Gerek çözüm gerekse barış görüşmelerinde görüşmeler hep liderler düzeyinde sürdürülerek Kıbrıs Cumhuriyetinin iki toplumdan oluştuğu hep akıllarda tutulmuştur. Kıbrıs Cumhuriyetinin Türk toplumundan ari yapacağı her hareket Türkiye’nin onayı olmadan ileriye taşınmamıştır. Türkiye ile Yunanistan’ın eş zamanlı Avrupa üyeliği müracaatı gerçekleşmiş fakat ilerleyen süreçte Türkiye’yi yönetenlerin farklı bakış açısı ile bu süreci Türkiye tarafı başarı ile yürütememiştir.Gerekçe ise ‘’Onlar üye biz Pazar olmayız’’ cümlesi ile izah edilmiştir.Sonuçta Yunanistan AB üyesi olmuş ve genişleme sürecine BM’de tanınmış olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tam üyeliği için baskı yapmıştır.Sonuçta Çiler ve Mesut Yılmaz döneminde Türkiye ile AB arasında gümrük birliği antlaşmasına karşılık iki yıl içerisinde Kıbrıs sorunu çözülmese tek taraflı olarak BM’de tanınan Kıbrıs Cumhuriyetini almasına onay vermiştir. İşte bu nedenle ANNAN planı çözüm paketi olarak gündeme gelmiş fakat süreç maalesef çözüme ulaşmamış sonuçta Kıbrıs Cumhuriyeti tam üyeliğe kavuşmuş fakat Kıbrıs’ın Kuzey kısmı müktesebat dışında bırakılmış,Türkiye tam üyelik görüşmelerine başlamıştır.Yani tek kaybeden taraf Kıbrıs Türkü olmuştur. Her ne kadar Annan planı sonrası uluslar arası hukukun içine girsek bile maalesef bu süreci kesinlikle iyi yönettiğimiz söylenemez. Türkiye tam üyelik görüşmelerine başlasa bile Türkçe’nin AB’nin resmi dilleri arasında olması sağlanamamıştır.Ancak Türkiye’nin unuttuğu bir şey vardı. Türkiye 1960 anlaşmaları ile vücut bulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa üyeliğine kabulü için onay vermişti.Kıbrıs Cumhuriyeti ise İki ortaktan oluşmakta ve bu Cumhuriyetin Türkçe, Rumca ve İngilizce olmak üzere 3 Lisanı vardı.Halbuki tek taraflı AB üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti resmi dil olarak Avrupa Birliğine sadece Rumca’yı taşımıştır.Buna da ne Kıbrıslı Türk’ler nede Türkiye itiraz etmemiştir. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra başlatılan görüşme süreci belki henüz çözüme ulaşmamış fakat iki toplum arasında birçok konuda yaklaşım sağlanmıştır.Bu olumlu gelişmelerden biri de Anastasiadis’in yasal süreci başlatıp Türkçe’nin da AB resmi dilleri arasında yerini alması talebidir.Belki birçok kişi’’ bu zaten bizim hakkımızdı bu zamana kadar her şeyimizi gasp ettikleri gibi zaten lisanımızı da gasp ettilerdi ‘’ diye ifade edeceklerse de bu bunun da önemli bir gelişme olduğunu kabul etmek zorundadırlar. Tufan hoca bu konuda çok güzel bir değerlendirme yapmıştır.’’ Türkçe, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Anayasası'na göre iki resmi dilden biri. Dolayısıyla yapılacak olan şey işin doğasının gereği. Ama bu durum, atılan bu adımın değerini azaltmıyor.’’ Evet bu Kıbrıslı Türkler için AB açılımında yeni bir boyuttur..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.