AB KOMİSYONU AÇIKLADI...

Bu değerlendirme, Lüksemburg’dan (daha az kayıtlı yüzücü suları olan) sonra Kıbrıs’ı ikinci sıraya sokuyor. Kıbrıs’ı Malta (%99) ve Yunanistan (%97) izliyor.

Komisyona tarafından yapılan açıklamaya göre, Avrupa’da yüzme alanlarının büyük çoğunluğu “sularının yüksek kalitesinden dolayı gurur duyabilirler” denildi. 2016’da, bölgelerin %96,3’ü, AB’nin yüzme sularıyla ilgili “yeterli kalitede” direktiflerinin minimum gereksinimlerini karşılamaktaydı. Bu oran, 2015’de kaydedilen %96,1 oranından hafif daha yüksekti. Yüzme bölgelerinin %85’den fazlası, daha sıkı "mükemmel kalite" su standartlarını karşılamaktaydı. 2015’te kaydedilen oran sadece %84,4 idi.

Rum Çevre Denizcilik ve Balıkçılıktan sorumlu Avrupalı Komiser Karmenu Vella, bu vesileyle şunları açıkladı: “Avrupa yüzme alanlarındaki mükemmel kalite tesadüfi değildir. Yeşil iş alanları geliştirmeyi teşvik eden AB politikaları önemini gösterir. Bu yıl, 29 Mayıstan 2 Hazirana kadar sürecek olan “Avrupa Yeşil Haftası” bu çabaları onurlandıracak.

Su kalitesi uzmanları, sellerden özel korumalar, çevre kimyagerleri, atık su yönetimi sorumluları gibi profesyoneller, yüzme sularının korunmasında önemli bir rol oynarlar”.

Son olarak, Avrupa Çevre Örgütü İcra Direktörü Hans Bruyninckx, açıklamasında şunlara yer verdi: “Avrupa’da, “yüksek kaliteli” suya sahip yüzme alanlarının sayısı sürekli olarak artması çok teşvik edicidir. Bu şekilde, Avrupalılar, yaz aylarında ziyaret etmeyi planladıkları plajlar  hakkında daha bilinçli seçimler yapabilirler. Ayrıca bizim çevre politikalarının etkinliğini, üstün kalitenin yanı sıra pratik faydaları ve insan sağlığı ve günlük hayatımızı korumak için veri analizlerini göstermektedir”.