9 CANLI KEDİLER VE ÇOCUKLAR

Kedi ve çocuk benzetmesi elbette hoş değil belki. Ancak ben çocukluğumdan itibaren kedilerle büyüdüm. Evcil hayvanlar arasında en sevdiğim canlıdır kediler. Yani kedilerle hayatım hep kesişti. Çocuk yaşlarımda Cingöz isimli kedimin kaybolduğunu söylemişti ailem. Ben ancak yıllar sonra o kedinin öldüğünü öğrendim. O bile benim için üzücüydü. Tarihin ilk evcil hayvanlarından olarak tanımlanır kediler. Kediler Antik Mısır'da tapılan hayvanlar olduğundan beri dikkat çekici hayvanlardır. *** Şu sıralar kediler ve çocuklar arasında garip bir huzursuzluğu yaşıyorum. Aslında sahile vuran çocuk cesetleri ile psikolojim darmadağın oldu. Boş ver diyemiyorum kendime. Bir de şu sıralar nedense dört yanımda kedilerin olması psikolojimi daha da bozdu galiba. İşte olay burada birbiri ile kesişiyor benim penceremde… *** Kedilerin kolay kolay ölmediği, 9 canlı olduğu söylenir hep. Hani araba ile ilerlerken önünüze bir kedi atılır ve kıl payı ölümden döner ya eksi bir can düşer yaşam hanesinden. Biz gerçek olmasa da inanmak isteriz bu garip söyleme. Geçtiğimiz aylarda 3 bacaklı kedimi size anlatmıştım. Bir gece ansızın evimin altında iyi bakımlı bir bacağı eksik olan kedi hayatımıza girdi ve sonrasında mahallemde kediler arttı. Garajdan her çıkışımda son canını ben almamak için minik kedilerin çok daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Hayatıma bir de kedi katili olmak eklenmesin diye inanılmaz bir hassasiyet gösteriyorum şu sıralar. Vicdan işi diye düşünüyorum. Oysa, vicdanın olmadığı bir dünya burası. Cinayetlerin yaşandığı bir dünyadayız. Sapıkların kol gezdiği, çocuk pornosunun artmaya devam ettiği, çocuk tacizlerinin olduğu bir dünya. Tüm bunların yansı sıra acı ölümler yaşanıyor. Çocukların penceresinde kimisi savaşın oyun olduğunu düşünüyor. Kimisi, boyundan büyük silahlar taşıyor, bomba pimi gibi kullanılan, değersiz çocuklar var. Öte yandan savaştan kaçmaya çalışan, ailelerinin umuda yolculuğunda nereden nasıl kaçtığını, düşman olarak gördüğü insanların kendi insanı olduğunu bilemeyenler var. Akdeniz’in açıklarında, balık istifi gibi tıkış tıkış teknelerde yolculuklar ve tuzlu suda, köpükler arasında yok oluşların hikayeleri yaşanıyor. Üstelik ard arda... Kediler gibi değil çocuklar. 9 canlı değiller. Yaşamın en kırılgan yerinde kopuyor film. Üstelik göz tanıklığı bile geleceklerini karartıyor. Büyük çatlaklar açıyor beyinlerinde. *** İnsan, bu hayata bir çocuk vermeli mi? diye düşünüyor. Bu kadar kötülüğün olduğu, bu kadar çok sorumsuzluğun, içi geçmişliğin dünyasında, dünyanın en büyük sorumluluğu değil de nedir hayata bir bebek getirmek? Eskilere 8-9 çocuk hayata getirebildikleri. Şimdilerde dedelerimize ve ninelerimize hayran olmamak elde mi? Yaşam ve ölüm ince bir çizgi gibi. Ötesinde yaşam boyu sorumluluğun bir parçası aslında çocuklar. Bize düşen ise geleceği bırakacağımız miras; evladımıza bırakacağımız miras nasıl olmalı düşüncesinde attığımız adımlar olmalı….. ***** Maraton gibi bir yıl Lefkoşa Maratonu’na geri sayım başladı. Kuzey Kıbrıs Turkcell bu önemli etkiliğe adını verdi ve etkinlik 11 Ekim Pazar günü “ Turkcell Lefkoşa Koşuyor Maratonu 2015” adı ile düzenleniyor. Eski arşivlere bakarken karşıma çıkan bu iki resimi bugün sizinle paylaşmak istedim. Geçtiğimiz yıl Mustafa Akıncı’da seçim maratonu öncesinde finish çizgisine yaklaşırken objektife yansımıştı. Geçen 1 yılı düşünürken ne kadar çok şey yaşamız diye düşündüm. Maraton gibi bir yılın devamında maraton gibi seçim süreci, Kıbrıs Sorunu’nun maraton gibi bir sürece girişi ve dahası… Yıla göz attığımızda sizce de çok hızlı ve çok olaylı bir yıl olmadı mı? DİKKAT ÇEKEN Fotoğraf Ürdün’deki mülteci kampında, 2014 yılının Kasım ayında çekildi. Kızılhaç çalışanı Rene Schulthoff’un çektiği fotoğrafta, kampın içindeki küçük kızın kameradan çok korktuğu ve teslim olur gibi ellerini kaldırdığı görülüyor.