Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Mehmet Ercilasun, tahıl ekili tarlalarda azot noksanlığı tespit ettiklerini, arzu edilen verimin elde edilebilmesi için azotlu üst gübre atılması ve bitkide oluşabilecek hastalıklara dikkat edilmesi çağrısında bulundu.

Ercilasun TAK’a yaptığı açıklamada, ayrıca gıda güvenliğinde süt ürünleri üzerinde, kullanılan içerikler bakımından yapılan analizlerin arttırılması, yapılan analizlerin halk ile paylaşılmasının zorunlu olması gerektiğini ifade etti.

AZOT NOKSANLIĞI GÖZLEMLENDİ

Bu yıl tahıl üretimi açısından ideal bir yağış rejiminin yaşandığını ancak yaptıkları gezilerde tarlalarda azot noksanlıkları gözlemlediklerini ifade eden Ercilasun, tahılda arzu edilen verimin alınabilmesi için, mümkünse toprak analizi yaptıktan sonra,  azotlu üst gübre atılması tavsiyesinde bulundu.

AZOT YIKANMASI YAŞANDI

Bu yıl fazla yağış yağmasının topraktaki azotun yıkanmasına neden olduğunu vurgulayan Ercilasun, arzu edilen verimin alınabilmesi için azot takviyesinin yanında mantar veya kök hastalıklarına da azami dikkat gösterilmesi gerektiğin söyledi.  ZMO Başkanı Mehmet Ercilasun, özellikle mantar hastalıkları için ekinlerin devamlı takip edilmesini önerdi.

400 MİLYON TL’LİK ÜRÜN 

Hiçbir bölgede kuraklık yaşanmaması halinde, tahıl ekimi yapılan 800 bin dönümden, sap ve tane olarak 400 milyon TL’lik ürün elde edileceğini kaydeden Ercilasun,  kurak bir yılda bugünkü birim fiyatlarla sadece ihtiyaç duyulan kaba yem için 600 milyon TL ödenmesi gerekeceğini ifade etti. Ercilasun, kaba yemin ithalatında dışa ödenecek paranın yanında ülkeye yeni bitki hastalıkları getirmenin de yüksek bir olası olduğunu söyledi.

KABA YEM YETERLİ OLABİLİR ANCAK TANE YETERLİ OLMAZ

Kuraklık yaşanmayan bir sezonda elde edilecek kaba yemin hayvan yetiştiricilerin ihtiyacını karşılayabileceğini kaydeden Ercilasun, ancak yıllık tane arpa ihtiyacının 220 bin ton olduğunu, kuraklık yaşanmadığı bir sezonda dahi elde edilebilecek azami tane ürünün 100-120 bin ton civarında olacağını kaydetti. İhtiyacın karşılanması için her hâlükârda tane arpa ithal edilmesi gerektiğini kaydeden Ercilasun, ithal tane arpanın maliyetinin, kuraklığın yaşanmadığı bir yıldaki arpa fiyatından pek farklı olmadığını; ancak ithal kaba yemin birim fiyatının, hacmin büyük olması nedeniyle navlunun yüksek olduğunu dolayısıyla maliyetinin de yerli kaba yem fiyatına yarı yarıya yüksek olduğunu anlattı.

MÜNAVEBE ŞART

Bitki hastalıklarına karşı mücadelede münavebenin şart olduğunu ifade eden Ercilasun, hangi bölgede hangi bitki türü ile münavebe yapılması gerektiğinin Tarım Dairesinden öğrenilebileceğini ifade etti.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DİĞER HUSUSLAR 

Ercilasun, daha verimli ürün alınabilmesi için sık ekimden kaçınılması, toprağın ekime hazırlanmasında yanlış uygulamalardan uzak durulması ve sertifikalı tohum kullanılması tavsiyesinde bulundu.

SÜT ÜRÜNLERİNDE YAPILAN ANALİZLER KAMU İLE PAYLAŞILMALI

Halkın bitkisel ürünlerde gıda güvenliği konusunda bilinçlendiğini ancak süt ürünlerinin gıda güvenliğinin halk arasında pek fazla irdelenmediğini belirten Ercilasun, süt ürünlerinde yapılan analizlerde “tağşiş (hile) tespit edilen ürünlerin halk ile paylaşılması” gerektiğini vurguladı.  

ORANLAR ÜRÜN ÜZERİNDE BELİRTİLMELİ

Hellim ve yoğurt imalatında kullanılan katkı maddeleri; kullanılan koyun sütü oranı ile inek sütü oranlarının ürünün üzerinde belirtilmesi gerektiğini kaydeden Ercilasun, ürün etiketinde yazılanlarla, yapılan analizlerde tespit edilen ürün içeriği arasında uyum olmaması halinde bunların da halk ile paylaşılması gerektiğini ifade etti.

Ercilasun, süt ürünü imalatında, litre başı elde edilen ürün miktarını arttırabilmek için süte eklenebilecek katkı maddelerinin bulunduğuna da dikkat çekti.  Ercilasun, yapılan analizlerde katkı maddesi tespit edilen durumların kamuoyu ile paylaşılmasının zorunluluk olması gerektiğini, bu yöntemlerle üretilen ürünlerin etiketlerinde imalatta kullanılan tüm katkı maddelerinin, üründeki kuru madde dahil tüm değerlerinin de yer alması gerektiğini ifade etti.