24 Aralık 2024
  • Lefkoşa20°C
  • Mağusa18°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara9°C

8 MART’IN ARDINDAN

Oshan SABIRLI

09 Mart 2016 Çarşamba 08:11

Kadın’ı konuştuk dün.

İstatistikler yayınlandı.

Mor bayraklar vardı her yanda.

Üstelik birçok kadın mor fularlar taktı.

Sözde biz bir günlüğüne de olsa kadına sahip çıktık.

Peki ya bugün?

Ya bugünden sonra?

Dün yine şiddet gördü kadın.

Kadın, dün de çalıştı, hatta savaştı.

Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, yine erkek egemen toplumlarda mücadele etti kendi kaderleri ile.

Bir yandan “iş gücü piyasasının kaslı vücutlara duyduğu ihtiyaç”, diğer yanda “erkeğin savaşçı, güçlü, sağlam kişiliği” bahane gösterildi yüzyıllarca.

Kadın narin gözüktü.

Kadın anaç gözüktü.

Kadın tamamlayıcı gözüktü.

Hiçbir zaman eşit gözükmedi, gözükemedi.

Biz aşağıladık her fırsatta.

Başarısızlıklarda hep “kadın işte ne olacak” yaklaşımı vardı.

Zaman içerisinde onlar bile inandırıldı zayıf olduklarına.

Yatakta iyi bir eş olmalı, evde iyi tertip yapmalı.

İşte çok sivrilmemeli, siyasette destekleyici olmalı.

Hep kalıplar içerisinde oldu.

Dedim ya değer yargılarımızda hep inandırıldı kadının nasıl olması gerektiği şekline.

Biz hayatın her alanında erkek egemen toplumu yaşıyoruz.

Kahvehane kültürü parlamentolara da yansırken, küfür etmek kolaydır bizim için.

Annesine küfrederiz ilk etapta.

Cinsellik üzerinden, kadın üzerinden başlarız sövmeye.

Marjinalleştirmek basittir, hak arayışı ise yasak.

Kadın hakkını savunacak olsa yakıştırmalarımız ise bayağı…

Feminizm nedir bilir miyiz gerçekten?

Erkek düşmanı kadınlar mıdır feministler?

Erkek gibi olmaya çalışan, kadın narinliğinden uzak bireyler midir?

Dedim ya basittir çatışmak, kirletmek, yozlaştırmaya çalışmak bu felsefeyi.

O kadar çok yanlış, bize doğruymuş gibi öğretildi ki,

Ne erkek, ne kadın anlam veremiyoruz kelimelerin, davranışların yarattığı derin çatlaklara.

Üstelik böl, parçala ve yönet yaklaşımıdır yine yürürlükteki.

 “Toplum olarak biz kadına değer veririz.”

“Analarımız kutsaldır”

“Kadınımıza, namusumuza söz söyletmeyiz” vs..

Oysa boşanmış kadın kötü yadın değimliydi bu topraklarda?

Hangimizin anası, ninesi dayak yemedi erkeğinden?

Kaç kadın farkında aşağılanmanın, bağırışların, hesap sormanın şiddet olduğunu?

Yanlışların çemberinde biz doğru yolu ne zaman buluruz bilinmez ama gün geride kaldı. Tam 364 gün kaldı şiddetimizi unutup göstermelik kutlamalar hediyeler yollamaya.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.