Kıbrıs Türk halkının İngiliz sömürge yönetimine karşı 27-28 Ocak 1958’de verdiği mücadelede şehit düşenler törenlerle anıldı.

Törenlere, ana muhalefet UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, Lefkoşa Kaymakamı Hüseyin Gültekin, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı temsilcisi, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı temsilcisi, Lefkoşa Türk Belediyesi temsilcisi ile kurum kuruluş ve dernek temsilcileri ve şehit aileleri katıldı.

İlk tören saat 09.00’da Lefkoşa’da Şehitler Anıtı önünde yer aldı. Törende protokol sırasına göre çelenklerin anıta konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve saygı atışı yapıldı.

Tören, İstiklal Marşı’nın okunması ve bayrakların göndere çekilmesiyle tamamlandı.

KÜÇÜK KAYMAKLI MEZARLIĞI’NDAKİ TÖREN…

İkinci tören ise 09.30’da Küçük Kaymaklı Mezarlığı’nda yapıldı.

Saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı ile bayrakların göndere çekilmesinden sonra Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği Girne Bölge Başkanı Ersoy Taluğ günün anlam ve önemini belirten konuşma yaptı.

TALUĞ

Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ersoy Taluğ, Kıbrıs’ın tarihinde varoluş ve özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşmasında en büyük payın hiç kuşkusuz ki vatan, bayrak, sancak ve toprak uğruna canlarını seve seve veren aziz şehitler olduğunu vurguladı.

Kıbrıs’ın tarihinde 1 Nisan 1955’in; Rumlar’ın büyük hayaller kurduğu kilisenin duvarları arasında EOKA tedhiş örgütünü kurarak, Türkleri yok edebilmek için uğraş verdikleri planlar kurdukları bir tarih olduğunu dile getiren Taluğ, “Bizler, Kıbrıs Türk halkı olarak, İngiliz Sömürge İdaresi’nin tek yanlı, temelsiz bir idari yapısı içinde haklarımızı alabilmenin mücadelesini sürdürmekteydik.
27-28 Ocak tarihleri, işte bu sömürge idaresinin oyunlarının iflas ettiği, Türkün Türkten başka dostu olmadığı gerçeğinin ortaya çıktığı anlamlı bir tarihtir” ifadelerini kullandı.

RUMA, YUNANA VE İNGİLİZ SÖMÜRGESİNE KARŞI MÜCADELE VERİLDİ

27-28 Ocak 1958’in Kıbrıs Türk halkının varlık ve özgürlüğünü korumak için Rum, Yunan ve İngiliz sömürge idaresine karşı tek bir kalp olarak ortaya çıkıldığı gün olduğunu vurgulayan Taluğ, İngiliz Sömürge İdaresi’nin tutumlarından cesaret alan Rumlar’ın, Enosis’e giden yolda tek engel olarak gördükleri Türk halkını yok etmek için insanlık dışı yollara başvurduklarını kaydetti.

İngiliz sömürgecilerine ve Rum terör örgütü EOKA’ya karşı direnen Kıbrıs Türk halkının tüm olumsuz gelişmelere rağmen düşmana boyun eğmektense, mücadeleye atılarak Kıbrıs’ta var olduğunu tüm dünyaya yiğitçe kanıtladığını dile getiren Tuluğ, “21 Ağustos 1957 tarihinde Küçük Kaymaklı’da tutuşturulan kıvılcım Ulus Ülfet, İsmail Beyoğlu, Kubilay Altaylı ve Mustafa Ertan’ın şehitlik mertebesine erişmeleri ile alevleniyor. Kıbrıs Türk halkı bu yeni heyecanla yarınına daha güvenle bakmanın hazırlığı içine giriyorlardı” dedi.

Bu insanlık dışı kurşunlamalar karşısında, Lefkoşa’da beş, Gazi Mağusa’da iki olmak üzere 7 kişinin şehit olduğunu, 15 kişinin de İngiliz kurşunları ile ağır yara aldığını anlatan Tuluğ, “61 yıl önce bu günlerde bizlerin mutluluğu Kıbrıs Türk halkının bu adada özgür bir nesil olarak yaşayabilmesi için bir gül bahçesine girercesine kara toprağa giren şehitlerimizden Sermet Kanatlı, Mustafa Ahmet, İbrahim Ali, Safer Muharrem, Ferruh Cambaz, Fuat Yusuf, Mehmet Ahmet ve Şerife Mehmet; İngiliz Sömürge İdaresi’ne karşı tutuşturulan özgürlük meşalesinin birer bayraklarıdırlar” şeklinde konuştu.

“SAVAŞIN ACISINI EN ÇOK SAVAŞANLAR BİLİR….”

Kıbrıs’ta yeterince acı yaşandığını, savaşın acısını en çok savaşanların ve onların geride bıraktıklarının bildiğini dile getiren Taluğ, bir daha bu topraklarda yeni acılar yaşanmamasını ve geçmişten dersler çıkarılmasını istedi.

Taluğ sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bizlere mücadele ve bağımsızlık ruhunu miras bırakan başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş, bayrağımıza kanlarıyla al rengini canlarıyla ak rengini veren kahraman şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliriz. Ruhları şad olsun.”

Daha sonra Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulu’ndan Nurden Kotan “Şehitlerimize” adlı şiiri okudu.

Din görevlisi tarafından okunan duanın ardından tören, şehit kabirlerinin ziyareti ve çiçek konulmasıyla sona erdi.