2 MİLYON SİVRİSİNEK İLE KARŞILAMA TÖRENİ…
Ayşegül Garabli
19 Temmuz 2019 Cuma 18:53
Geçen hafta uçak Ercan Havaalanı’na iner inmez ben de herkes gibi bir an önce dışarı çıkmak için hızla salona doğru ilerliyorum.
Bir yandan da pasaport kontrolündeki kuyruğun uzayıp uzamadığını görmeye çalışıyorum.
Bir anda içeriye giren herkesin, uyuz olmuşçasına kaşındığını fark ettim.
İçeri girer girmez, koca koca sivri sineklerin karşılama töreni ile kaşıntıların sebebini anlamış oldum.
Bunca yıldır seyahat ederim, hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım.
Havaalanı adeta sivrisinek istilasına uğramış durumdaydı.
Hem de normal sivrisineklerden çok daha büyük ve çok daha acımasızdılar.
İşin ilginç yanı ısırdıkları yerde bıraktığı izlerin geçmesi birkaç gün sürdü.
Nereden gelmişlerdi ve mikrop taşıyıp taşımadıklarını bilmiyorum ama o anda gelen turistlerin bir çoğunun geldiklerine pişman oldukları her hallerinden belliydi.
Havaalanı yolundaki ve Hacıali tavuk çiftliği civarındaki kötü kokulara, sivri sinek de eklenmişti.
Artık ülkeye gelen turistleri kaçırmak için gerekli her şey mevcuttu.
Bu gün haberlerde Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel’in, “hedefimiz 2 milyon turist, 2 milyar dolar gelir” sözlerini okuyunca bu olayı gündeme getirmek istedim.
Elbette ki hedef koymak çok güzel ve mutlaka da koyulmalı.
Ancak hedefe ulaşmak, hedef koymaktan çok daha önemli ve bunun için de gereği yapılmalı.
Eğer Sn. Bakanın böyle bir hedefi varsa öncelikle oturduğu klimalı lüks ortamlardan dışarı çıkıp etrafı gezmeli.
İç işleri bakanlığı ve belediyelerle iş birliği içerisinde özellikle sivrisinek konusuna çözüm bulmalı.
Çevreye pis koku yayan işletmelerin bu kokuya çözüm bulmaları için uyarılar hatta yaptırımlar uygulanmasını sağlamalı.
Gelen turistler, yollardaki çukurların eğlence amaçlı olmadığının farkındalar.
O yüzden yollar düzeltilmeli.
Tabi ki turizmin, taşımacılıktan, otellere, çalışanlardan, düzenlenen turlara kadar bir çok sorunu var ve ciddi anlamda ele alınmalı.
Ancak çok basit gözüken bu ilk intiba sorunu da mutlaka çözülmeli.
Hadi halkın huzur ve sağlığından geçtim, bu önlemler hedefledikleri turist sayısı için önemli.
Kaldı ki, Sn. Bakan ile halkın “turist” tanımı da örtüşüyor mu bilmem.
Zira ben, günlük kumarhanelere gelip, ülkeye 5 kuruşluk katkısı olmayan ziyaretçileri ya da işsiz güçsüz sadece aldığı vizede “turist” olduğu belirtilen,
gerçekte ülke ekonomisine katkısı olmadığı gibi, halkın huzuruna zararı olan kişilerin “turist” sayılmasına karşıyım.
Bu tür insanların gelmemesi daha da faydalı olur.
Varsın ülkeye giriş yapan turist sayısı az olsun ama ülkenin ekonomisinden, kültürüne kadar faydası olan turistler olsun.
Turist statüsünde gelip, tecavüz, gasp, hırsızlık yapıp, elini kolunu sallayarak ülkesine dönenlerden olmasın.
Gelen turist, bu ülkenin denizi, doğası, güneşi için gelsin.
Bıraktığı gelir kumarhanelere değil, halkın açtığı işletmelere gitsin.
Lokantalar, cafeler, taksiler , hellim ya da paneri yapıp satan esnaf para kazansın.
Gelen turist esnafla “Sizi biz kurtardık” pazarlığı yapmasın.
Kıbrıs’ın kültürüne saygı duyup, bu kültürün yaşamasına katkı koysun.
Kısacası, halk aradan çıkarılıp, dışarıdan gelen yatırımcılar para kazanıp, kazandıklarını vergi dahi ödemeden ülkelerine aktaracaklarsa eksik olsun.
Gelen kişiler halkın huzurunu bozup, güvenliğini tehlikeye sokacaklarsa eksik olsun.
Eskilerin dediği gibi “azıcık aşım, kaygısız başım olsun”
Ama 2 milyon turist beklerken 2 milyon sivri sineğimiz olmasın…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.